Artık gittikçe yağışlar azalıyor ve sulu tarımın önemi artıyor. Yaşlılarımız çok iyi hatırlar eskiden dam boyu kar yapar toprak suyunu alırdı. Yaz boyu Çeşme’ler, dereler, çaylar akar su sıkıntısı yaşanmazdı. Yağış azaldı deyin, mevsim değişti deyin, ne derseniz deyin artık yaz dönemlerine kuraklık damgasını vuruyor. Su sıkıntısı kendini iyice hissettiriyor. Bu da tarımı ciddi anlamda etkiliyor.
Yozgat ve yöresi tarım ve hayvancılıkla geçimini sağlayan bir bölge. Dolasıyla hem tarım için hem de hayvancılık için su şart ve elzem. Bahçe ve bağ için de su gerekli. O zaman geriye bir şey kalıyor. Kış döneminin sularını boşa akıtmamak.
Her ne kadar kışın da yağış az olsa da yaz mevsimi gibi değil yine de şükür Mevlaya yetecek kadar yağış düşüyor. Önemli olan bu yağışlarla elde edilen suyu tutup yaz mevsimi için toplayabilmek! Bu da nasıl olacak? Su toplama havuzları ve barajlarla. Bir güzelliğimiz daha var: bölgemizden akıp giden ırmaklar ve bunları değerlendirmek!
Boğazlıyan, Sarıkaya, Sorgun, Yerköy, Aydıncık, Çekerek, Şefaatli, Saraykent ve Yenifakılı ilçelerimizi düşündüğümüz de buraların hepsi sulanabilecek tarım arazilerine sahip bölgelerimizdir. Gelingüllü Barajı, Süreyyabey Barajı bu amaçla yapılmış olan önemli barajlarımızdır. Bunların sayısı artırılmalıdır.
Ayrıca küçük çaplı da olsa bir çok noktaya su toplama merkezleri- su toplama havuzları yapılabilir. Sonuçta iki üç aylık bir su temini yeterli olacak ve yazık kurak günlerini verimli hale getirecektir.
Bölgemizi göz önüne getirdiğimiz de su toplama havuzu oluşturacak bir çok vadimiz var. Kış boyu akan sularımızı toplayıp saklayabilirsek yaz dönemini kurtaracağız mahsülümüzü ve bağımızı Bostanlı’mızı susuz bırakmayacağız demektir. Aslına bakarsanız bundan başka şansımız da yok denilebilir.
Sulu tarım şart ve elzem! Bunun için de su toplama merkezleri bölgemiz için tek çare olarak gözüküyor! Eğridir, Beyşehir, Burdur ve Van Gölü gibi göllerimiz de yok! Büyük barajlarımız da yok! Öyle ise ne yapacağız? Çamlık Göleti gibi, Kirazlı Göleti gibi su toplama merkezlerini çoğaltacağız, kışın akan suları boşa akıtmayacağız.
Eğe Bölgesini, Akdeniz Bölgesini, Marmara Bölgesini gezenler bilir bu bölgelerin tamamı sulu tarıma geçmiş olan bölgelerimizdir. Dicle – Fırat da Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgemizi suluyor! Geriye bir İç Anadolu Bölgemiz kalıyor. Buralar da su toplama merkezleri ile sulanıp verimi artırılacaktır buna inanıyoruz.
Artık: “ Yağdır Mevlam Su !”diye beklemenin faydası yok! Elbette ki Mevla isterse her mevsimde yağmuru, karı yağdırır ve yer yüzünü suya boğar. Ancak elimizde bir imkan var? Bu da kış döneminin suyunu boşa akıtmamak. Kim bilir belki gün gelir denizlerden kanal oluşturur tüm Anadolu’yu sulayacak hale geliriz. Bu da mümkün evvel Allah!
Ancak şimdilik elde olan imkanları değerlendirmek, yağmur, kar sularını boşa akıtmamak ve tarım alanında kullanmak için depolamak öncelikli planımız, projemiz olmalı!. Şüphesiz ki ben jeoloji mühendisi, Ziraat Mühendisi değilim! DSİ projelerini de bilmem.
Ancak diyorum ki: eskiden dedelerimiz, ninelerimiz nasıl ki bahçe ve bağlarına su havuzu yaparlar bir yaz boyu bahçe ve bostanını sulamışlarsa biz de aynı usulle, biraz da geniş çaplı olarak planladığımızda bu kuraklık dönemlerini aşarız diyorum. Sizce de bu mümkün değil midir ? DSİ’nin bu konudaki proje ve çalışmaları üreticilerimizin ufkunu açacak üretimi de artıracaktır.