PKK; “Kürdistan İşçi Partisi”.
KCK; “Kürdistan Demokratik Toplum Konfederalizmi”.
Her ikisinin de başında “Kürdistan” ifadesi var.
KCK; ne?
KCK; görünürde silahlı PKK ile siyasi BDP arasında bir oluşum, bir ara kademe, PKK’nın altında BDP’nin üstünde. Başkanı; Kandil’deki Murat Karayılan, yani KCK eşittir PKK.
KCK’nın bir de “Türkiye Yürütmesi” var, aynen İran, Irak, Suriye Yürütmesi olduğu gibi. Çünkü PKK’ya göre Kürdistan, dört parçalı bir coğrafya, “Kürt Sorunu” da dört parçalı bir sorun.
Nihai amaç; dört parçadan oluşan birleşik, bağımsız bir “Kürdistan”.
Başlangıçta, PKK’nın kuruluşundaki amaç ne idi; Marksist-Leninist bir Kürdistan.
Ne değişti? Dünyadaki siyasi konjonktür değişti ve Komünizm’in temsilcisi Sovyetler Birliği dağıldı, rejim iflas etti.
Bu soruna şimdiye kadar ne adlar verildi sırasıyla; “Güneydoğu sorunu”, “Terör sorunu”, “PKK sorunu”, “Yıkıcı-Bölücü-Ayrılıkçı sorun” ve nihayet çok uzun bir zamandır “Kürt sorunu”.
1999’dan bu yana bu soruna ne ad verilebilir; “Öcalan sorunu”.
Neden? Çünkü; sorun Öcalan’a endekslenmiş durumda. Çünkü; “Sorunu bir tek ben çözerim. Beni serbest bırakırsanız çözerim” diyor Öcalan da ondan.
Türkiye’ye dair şimdiki/şimdilik amaç ne; “Demokratik Özerk Kürdistan”.
Sonuç; öncelikle Öcalan’ın özgürlüğü; bu şart, ön koşul, ve bilâhare “Demokratik Özerk Kürdistan”.
Var mı itiraz?
Eğer, bu denli açık ve netliğe rağmen halâ varsa itiraz, PKK=KCK’nın şu taze açıklamasına bir göz atılması önerilebilir.
KCK, çıkarım niteliğindeki yukarıdaki bu sonucu teyit eder, hatta amiyane tabirle “cuk oturur” mahiyette, 1 Şubat tarihli yazılı bir açıklamada bulundu.
Açıklama aynen şöyle;
“Kürt halkını, kadınlarını ve gençlerini soykırım siyasetine (!) karşı örgütlülüklerini geliştirmeye, kendi sistemini inşa etmeye çağırıyoruz. Kürt Halkı, sorununun çözümsüzlüğüne karşı, önderliğin (Öcalan) özgürlüğünü sağlama ve Demokratik Özerk Kürdistan’ı inşa etme mücadelesine en güçlü şekilde katılmalıdır. Halk serhildanları (isyan) daha nitelikli, yaygın ve sürekli kılınarak, 2011 yılı önder Apo’nun özgürlüğü ve Kürt sorununun demokratik çözümünün gerçekleştirildiği yıl haline getirilmelidir”.
Özellikle, “At Gözlüklüler” ve “Deve Kuşları” ile geçimini ve ününü bu işten/uğraştan sağlayan (!) yetkili-yetkisiz, bilgili-bilgisiz, kadrolu-kadrosuz, maaşlı-maaşsız “Akil Adamlar”a ithaf olunur.