Evliliğimin ilk yıllarında bazı sözcüklerimi değiştirmekte güçlük çekmiştim. Eşimle her tartışmamız kullandığımız sözcüklerin olumsuz etkisiyle olurdu.
Sıkıldığım zaman ” Uf be!” Derdim o da ” Aman sen de!” Der demez yüzlerinizin ışıltısı silinirdi. Bakışlarımızda ki kırgınlık öyle belirgindi ki, o yıllarım bugün dahi gözümün önündedir.
Oysa ağız alışkanlığımızdandı yaşadığımız tüm küçük tartışmalarımız.
Tabi birbirimizi tanıdıkça dilimizin ucundan uzak tuttuk kimi sözcükleri.
Su ve sözcük öyle benzerler ki birbirlerine.
Bir söz insanı ipe götürür, ipten aldırır. Bir kem söz kalbi kırar, kin ve nefretin doğmasına neden olur. Sözcüğün sihirli bir etkisi vardır. Seni seviyorum, deyin bakalım arkadaşınıza…Nasıl da içten gülümser ve ışıldar yüzü. Artarak size sevgi yansır.
Şimdi içinizden şöyle düşünebilirsiniz: Su ile sözcük arasında nasıl bir ilinti vardır?
Bunu kısaca örnekleyerek açıklamak isterim.
Ne zaman hayalkırıklığı yaşamış olsam annem, genelde şöyle uyarırdı beni:
” Sırrını içinde tut. Derdini karnında sakla. Rüyanı emin olmadığın insana anlatma! Eğer başaramıyorsan aç çeşmeyi suya anlat.”
Annemin nasihatine bir türlü anlam veremezdim. Bir kulağımdan girer diğerinden çıkardı. Ta ki… yıllar sonra “Bitkilerin Dili,” adlı kitabı okuyana dek…
Bitki bilim uzmanları suyla ilgili bir deney yaparlar.
İki şişeye aynı musluktan su doldurup içine aynı pirinç tarlasından hasat edilmiş bir avuç pirinç atarlar.
Her iki şişeyi ayrı odalara koyarlar.
Bir odaya sürekli kavga, tartışma yapan mutsuz bir çift, diğer odaya birbirlerine sevgi sözleri söyleyen mutlu çifti yerleştirirler.
Çok değil bir hafta sonra tartışmalı çiftin suyu bozulmuş ve pis kokmaktadır. Üstelik su bulanıktır. Mutlu çiftin odasındaki su berrak ve şeffaftır. Ne pirinçte ne suda gözle görünür bir değişim olmamaktadır.
Bu da bize şunu kanıtlıyor ki su kem ve kötü sözü algılıyor. Tabi sevgiyi de…
Bakın ne güzel demiş Mevlana:
” Ya kırdığın gönlü Allah seviyorsa? Bilemezsin! Bilseydin, ödün kopardı..! Dokunamazdın!”
Kırmayalım. Suya, denize, havaya dahi sevgimizi, neşemizi yayalım.
Çünkü atmosfer de canlıdır…
Savaşlar, kaoslar hep negatif enerji yaymaktadır atmosfere…
Barışı ve sevgiyi küstürmeyelim…
Her daim sevgiyle, neşeyle ışısın gönlünüz.
Günaydın
Emine Pişiren/Kocaeli