Hayatın kederine kendimizi kaptırdığımız an nereye gideceğini bilmeyen dalından ayrı düşen yaprak misali rüzgar yönüne doğru savrulup gideriz. Boşluk, korku, yalnızlık peşimize takılıp ensemize yapıştığı an silkelenmenin vakti gelmiş demektir. Böyle anlarda ne yapmak gerekir peki?
İzlediğim bir video aldı beni çemberinin içine. Suyun buz olma yolundaki serüveni. Japon bilim adamı Masaru Emoto’nun suyun moleküler yapısıyla değişimini ele alan çalışmasında olumlu düşüncenin bizdeki etkilerine parmak basmış. Etkisine kapılmamak ve düşünmemek elde değil. Üzerine bilgiler yazılan su ile hiçbir şey yazılmayan suyun farkı. Bilgi yazılan sular değişik kristaller oluştururken hiçbir bilgi girilmemiş suların bir farkı çıkmamış ortaya.
“Eğer düşünceler bunu suya yaptırabiliyorsa kendi düşüncelerimizin bize yaptıracaklarını düşünün” video sonunda aklıma takılan sonuç cümlesi.
Biz kendimizi sevmiyor muyuz?
Sevmiyorsak neden?
Olmak istediğimiz gibi biri olsak ya da kendimizi sevmek için çaba göstersek. Kendimizi şımartsak, ödüllendirsek, yerine göre dağıtsak nasıl olur?
Kendimi seviyorum diyenlerin mutsuzluğu daha da karmaşık bir durum. Kendini seven biri dış güçlerin beklentilerine göre davranması gerektiği için mutsuz olabilir. Akla daha mantıklı bir şey gelmiyor.
Her iki durumda da sonuç kendini sevmeye bağlı olarak hayattan zevk almanın yolunu açmak. En önemli olan kendimizi olumsuz düşüncelerden arındırıp içten gülümsemelerin keyfini sürmek.
Bundan sonraki aşama ne yapılabilir deyip; o doğrultuda hareket etmek. Mesela ben bu sabahtan itibaren başucumda asılı bir listeyle uyandım. Şöyle ki; sabah gözümü açar açmaz astığım listeyi okumadan kalkmayacağım yataktan. Bunlar tüm gün bedenime yüklenen pozitif veya negatif tüm düşüncelerden uzak kalmamı sağlayacak. Sabah uyandığımda okuyacağım liste aklımda saklı kalacak. Ne zaman bir şeye takılı kalsam o liste gelecek aklıma ve ben pozitif düşünmeye başlayacağım.
Listemden bir küçük ipucu sizler için…
Mutluyum çünkü;
-sağlığım yerinde
-yeni bir sabaha uyanmak güzel
-gidecek bir işim var
-her an yanımda olabilecek, beni ben olarak kabul eden, seven, sorgulamayan sağlam dostlarım var
-çok istediğim telefonu aldım ve istediğim daha birçok şeyi alma gücüm var.
-çok güzel bir ailem var
-kendime ait bir odam var
-özgür sayılabilecek şartlarda yaşıyorum
-kilo verdim : )
Vs. vs. vs….
Hiç zor değil kendimizce bizi mutlu eden ve etmemizi sağlayacak şeylerin listesini oluşturup sabah uyandığımızda göreceğimiz bir yere asmak. Eğer asamam diyorsanız yastığınızın altına koyun, bir kitap arasına sıkıştırın, cüzdanınıza koyun ama mutlaka yapın. İşe yaradığını göreceksiniz. Denemesi bedava… ne yazarsanız yazın ama sağlığınızın yerinde olduğunu en başa yazın. Bu maddenin ne kadar önemli olduğunu en ufak bir baş ağrısında, küçük bir kesikte canımızın yanmasında çok açık bir şekilde görebiliriz.
Yaşanacak güzel günlerin temennisiyle, güneşin pozitif ışınlarını üzerinize almanız dileğiyle… Anlamlı bir hayat yaşamanın elinizde olduğunu unutmayın…
İsan kendini Sevmeli her şeyden önce. eğer kendini Seviyorsa her şeye pozitif yaklaşır buda Çok zor bir şey değil. Evet kendimizi mutlu eden şeyleri bulmak ve yakalamak lazım.ama hemen bulmak lazım yarın Çok geç olabilir. Hayatımda İlk Önce SEVMEYİ öğrendim cünkü sevdikçe Kendimi hissettiğimi Gördüm…
“Üzerine bilgiler yazılan su ile hiçbir şey yazılmayan suyun farkı. Bilgi yazılan sular değişik kristaller oluştururken hiçbir bilgi girilmemiş suların bir farkı çıkmamış ortaya”…
Üzerime alınmalı mıyım?