İnsanlar artık yaşadıkları her anın fotografını çekerek yada videosunu kaydederek dünyada daha çok anı/hatıra bırakıyorlar.Şu son 10-15 yıla kadar çok az insanın fotograf albümü ve video görüntüleri vardı.Şimdi öyle mi? Artık yediden yetmişe herkesin video görüntüsü var. Şimdi bir bebek düşünün anne karnından fotograflanmaya başlayan…doğumda fotoğraf ve video…büyüdükçe her anı kayıt altında. Böyle bir çocuğun çok geniş bir fotograf albümü ve video kaydı olacağı tartışmasız bir konudur.
Fotografı çekmek veya videoyu kaydetmek de yetmez.Birde bunları Facebook gibi sosyal bir ağda paylaşmak gerekir.Bu durum bir fotografı veya videoyu üreten için daha cazip kılar.Çünkü, artık ürettiği ürünü sadece kendisi değil, birçok insan görecek, beğenecek ve paylaşacaktır.
Sosyal ağlardaki bu paylaşım enteresan şekilde insanları farklı davranmaya veya düşünmeye zorluyor.İnsanlar farklı olabilemek için daha iyi fotograf çekmeye, daha iyi duvar yazısı yazmaya çalışıyorlar. Felsefi akımlarla hiç ilgisi yok gibi görünen bir arkadaşımız bile felsefeyle ilgili ciddi analiz, değerlendirme veya yorum yapabiliyor.Yaratıcılık yönünde bu bir olumlu gelişme olarak kabul edilmelidir.
İletişim araçlarındaki gelişmelerin özellikle televizyonun insanları yalnızlığa ittiği düşünülür.İnsanların eskiye nazaran birbirleriyle daha az konuştukları söylenir. Şehirleşmeyle/sanayileşmeyle birlikte geleneksel toplumsal değerlerin azaldığı veya kaybolduğu ifade edilerek ortak yaşamdan bireysel yaşama geçildiği, daha az paylaşım olduğu vurgulanır.
Yukarıdaki pragrafta ifade edilen düşünceler önce insana çok mantıklı geliyor, hatta bazılarında gerçeklik payıda var.Ancak, bütün bu gerçeklikleri sosyal ağlar altüst etti. Şöyle bir düşünelim. Şimdi arkadaşlarımızla daha çok duygu ve düşüncelerimizi paylaşıyoruz.Örneğin, her duygu ve düşüncesini Facebook’ta paylaşan arkadaşlarımız var.Onlar duygu ve düşüncelerini ifade ederken bizlerde beğenerek, yorum yaparak paylaşımda bulunuyoruz.
İnsanlar eskisinden daha az konuşmuyor.Konuşmayı sadece telefon etmek veya karşılıklı oturup sohbet etmek olarak anlamayalım.Bu arada, sohbetin tadı bir başka olur diyenleri duyuyorum içimde.Bazen, konuşmak küçük bir yazı veya işaretle de olabilir. Zaman zaman sosyal ağa yüklenen bir karikatür inanın bana konuşmaktan çok daha fazla şey anlatabilir. O karikatürden, yayımlayan arkadaşın tüm duygu ve düşüncelerini, belki de, hayata sitemlerini, isyanlarını, yalnızlık duygusunu fark edebiliriz.
Tektip insan modeli olmamakla birlikte, geçmişte yaşayan, gelecekte yaşayan ve anı yaşayan insan tiplerinin veya bunların değişik kombinasyolarının olduğunu düşünüyorum.
Başlangıcta ifade edildiği gibi günümüzde insanların yeryüzünde artık çok anıları/hatıraları var.Zamanın akışı içinde paylaşım hoş ve güzel bir duygu. Ancak, önceki pragrafta ifade edilen insan tipleri bakımından paylaşım ve anıların farklı etkileri söz konusu olabilir.
Anıların zaman zaman insana acı verdiği gerçeği karşısında, gülü seven dikenine katlanır demekle yetiniyorum.