- Sorumsuzlara engel olunmalıdır…
1– Cehalet sorumsuzluğu, vurdumduymazlığı, kurallara uymamayı da beraberinde getirmektedir. Maalesef, bu tipler nezaketten, uyarıdan anlamamaktadırlar. İlle de cebir kullanılması gerekmektedir. Zira polislerimizin nezaketi bu güruhu daha da inatçı yapmaktadır. Neymiş? Evde sıkılıyormuş. Namazı camide kılacakmış. Canı balık tutmak istemişmiş.
Adamda sorumluluk duygusu, kul hakkı korkusu, ahlaki değerler yok. Tam bir egoist. Çevreye verebileceği ciddi zararlar umurunda bile değil. Sağlık personelinin, güvenlik güçlerinin, çalışan ve hayatını riske atan tüm evlatlarımızın fedakarlıklarının farkında bile değil. Tam bir odun.
2– Şahsen bu felaketin, bir “biyolojik savaş” olduğunu düşünüyorum. Suçluların, Çin ve ABD olduğuna inanıyorum. (Bu konuda Sözcü yazarı Soner Yalçın’ın açıklamalarını da ilgiyle takip ediyorum.)
a) Çin, AB ve ABD’deki virüsler aynı mıdır?
b) Bu vesile ile Çin, uluslararası borsalarda yüzde 44 değer kaybeden hisselerini toplayarak ne kadar kar etmiştir?
C) 5-G teknolojisinin/ kablosuz iletişimin uygulamalarının/ HAARP uygulamalarının rolü nedir? İlluminati çetesinin, Gates gibi vampirlerin, kartellerin vebali ne düzeydedir?
3– Bu felaket AKP iktidarının yaptığı, birçok ciddi hatayı da daha belirgin hale getirmiştir. Şöyle ki;
a) Bu kadar israf, lüks, saltanat, saray inşaatları, yap- işlet uygulamaları olmamalıydı. Böylesine ağır bir borç yükü altına girilmemeliydi. Üretime öncelik verilmeliydi. Kamu fabrikaları elden çıkarılmamalıydı.
b) Döviz rezervleri israf edilmemeliydi. Merkez Bankası ihtiyatları harcanmamalıydı.
c) Hıfzıssıhhalar, Askeri Hastaneler, laboratuarlar vb kurumlar kapatılmamalıydı.
d) Yerli tohum, yerli aşı, ilaç, sağlık malzemeleri vb. üretimine önem verilmeliydi. Sağlık alt yapısında kamu hakimiyeti sürdürülmeliydi.
e) Ülkemiz, GDO/gübre/ tarım ilaçları/ hormonlar/ hibrit tohumlar/ yabancı aşı ve ilaç kartellerinin hakimiyetine sokulmamalıydı. Tarıma çok daha fazla önem verilmeliydi.
f) Güçlü devlet/ güçlü ekonomi/ sosyal devlet/ Güçlü maliye (başta ileri teknoloji, tıp, genetik, moleküller biyoloji, farmakoloji, kimya, nanoteknoloji, kuantum fiziği, yüksek matematik, bilgisayar programlama, makine tasarım vb. konularda olmak üzere) kaliteli eğitim gerçekleştirilmeliydi.
g) Su, ekmek, sebze ve meyve israfını önlemek için daha ciddi çalışmalar yapılmalıydı. Su kaynaklarımız, böylesine perişan edilmemeliydi.
i) Liyakat sistemi yok edilmemeli, Devlet çarkı yandaşların ve oy tüccarı, iş takipçisi, “besleme” cemaat/ vakıf ve derneklerin eline bırakılmamalıydı. Ayrımcılık yapılmamalıydı. İlle de İmam Hatip mezunluğu/ yandaşlık ve bir cemaatin kölesi olmak şartları aranmamalıydı. Şartsız itaat değil, cesurca doğruları dile getirmek hasletine öncelik verilmeliydi.
4– Ne yazık ki milletçe tam anlamı ile birlik ve beraberlik içinde olmamız gereken bu dönemde bile, ayrımcılık yapılmaktadır. Belediyelerin önü kesilmektedir. Yardım yapmaları engellenmektedir.
– Halbuki Sayın Cumhurbaşkanı’nın ve bakanların yardım kampanyası başlatmalarını takdir etmiştik. Ama ihtiyaç o kadar çok ki Devletin tek başına yetişmesi mümkün olmaz. Bu kadar vahim hataların sorumlusu kimdir? Birileri çıkar, “Merhum Menderes’in” idamını izlettirir ve Selahaddin Eyyubi’nin kafa kesme sahnesini gösterir. Biri çıkar, böyle bir zamanda Kanal İstanbul ihalesini yapar. Bence AKP hainleri kendi içinde aramalıdır.
Yüce Rabbim (cc); bizi ve bütün insanlığı korusun. Bu büyük afetten kurtarsın. Rahim ve Rahman sıfatına nail etsin.
NOT: Evde kapalı kaldığımız şu dönemde arayıp, hatır soran gönül dostlarımıza çok teşekkür ediyorum. Bu arada aynı inceliği gösteren, hatırımızı soran Mülkiyeliler Birliği yönetimine de ayrıca teşekkür ediyorum.