Sormayın söyleyemem türünü, türü batsın, diyordu. Isırmaz dedim, söylemez olsaydım. Önüne geleni ısırdı ve hastanelik etti. Adı batsın, uzak olsun kapılardan. Sadık ama saldırgan ve de zalimdi.
Yabancılara saldırması çekilir ama bıraksan, mahallenin çocuklarını parçalayacaktı. Sahibinin elinde zincir ve belinde halatla köpeğin peşindeydi. Köpek ise bağlanmamak için kaçıyordu. Güçlü ve yapılı bir köpekti.
Adı “atılgan” olan köpeğin, sormayın söyleyemem denilen türü için kırma fakat neyin kırması olduğunu bilmiyordu. Sahibinden başka kimseyi tanımıyordu. Onu gören farklı yönlere bakan gözlerinden korkuyordu.
Atılgan evde beslenecek bir meret değildi. Bahçen varsa bağla, zincirinde gezinsin. Bahçeyi tel örgü içerisine al ve rahat hareket etmesini sağla. Sahibi, herhangi bir köpeğe tutmuş veya köpek bana sürtünmüşse vay halime küsüyor ve benden uzaklaşıyordu.
Üzerimi koklar ve o zaman, elimden bir şey yiyordu. “Sahibinin kokusu” diye birii film mi vardı. Aynen oradaki gibi kokuya göre hareket ediyor. İç güdüsü o kadar güçlü ki, sınırdan içeriye bir yabancı girse fırlar onu yakalar. Yetişmezsek, onu parçalardı. Yalnız oturur ona “yapma” derse dokunmaz ve başında beklerdi.
Eve gelene karşı, sahibine olan ilgisinden ses çıkartmaz. Aksi halde saldırırdı.
Sahibi sertliğini yetiştirme tarzına bağlıyordu. Kimseyle görüştürmedim ve saldırgan yetişmesini sürekli söyledim, diyordu. Çok zor duruma düşerse örneğin silahla tehdit edilirse kaçıp kendini kurtarırdı. Hayvanlar iç güdülerine uymak zorundadırlar ve her zaman aynı hareketi yaparlar. Tüm gücüyle saldırsa tutulması zordur.
Atılgan, çiğ et verilip tenha yerde gezdirilmiştir. Çünkü hayvanlar çiğ yerse daha genç kalırlar. Özelliklerini koruyor ve başkasına da yaransın diye çalışmıyorum. Güçlü olduğu için bir köpeği ensesinden yakalar ve bir defa silkeler. Kediye hiç göz açtırmaz ve boğar bırakır.
Çeşitli deneylerle atılganı uysal hale getirmeye çalışacağım. Aksi halde barınağa vereceğim.
Atılgan ile dere kenarında gezilerimiz en sakin zamanımız oluyor. Sudan korkuyor ama su ile oynayıp sakinleşiyor. Onu sıcakta denize sokuyorum ve sakinliği üzerinde oluyor. O halinden “atılgan” olduğuna karar veremiyorum.
Şunu deneyimledim. Zayıfın varlığı güçlünün yararınadır. Güçlü korunmasa her zaman darbeyi yiyen oluyor.
Söyleyemem türünü derken, atılganı kendi duygularıma esir ettim. Onu bu hale getirdim, şimdi de gezdirmekten, dışarı çıkartmaktan korkuyorum. Çünkü bir anlık dikkatsizlik yakaladığı çocuğun felaketi olacaktır.
Atılgan zincirsiz dışarı çıkmamalı ve yeri barınak olmalıdır.
Hasan TANRIVERDİ