Derme çatma köy kahvesinde, oyun taşlarının gürültüsüne aldırış etmeden, kafasını pencereye yaslamış, türkü mırıldanıyordu.
“Gözlerim renklerinde ve kulaklarım ötüşlerinde.”
Remzi ağaya ıspanakla ilgili soru sorarsan davranışını gözlemen gerekir, diyordu.
Bir aydır, ıspanağın zehirli olduğu söyleniyor, nedenini nasıl açıklarsınız?
Sorma ıspanak! Dedi.
Remzi ağa saçsız, pamuk çuvalı gibi soluk, kanı çekilmiş ve kırışık bir surat, ot yolmuş eller ve kamburlaşmış sırta rağmen yine de gözleri gülüyordu. Yorgun olmadığını gevelerken, doğru söylemediği anlaşılıyordu.
Remzi ağa, yeğenim şehre, dayızademin oğlu ise yabana gittiler. Gittiler ama aradıklarını bulamadılar. Çünkü kafese girdiler. Para kolay kazanılmıyor. Para adına özgürlüklerinden vazgeçmişlerdi.
“Gerzek Ağa” gibi yaşadıklarını yazmışlardı. Gerzek ağa, aramızda şifreydi. Rahat olmayan bir yaşantı için kullanılmıştı.
Remzi ağa, bu sene ıspanak para eder mi?
Nerede, ıspanak dedi.
Ispanak tepkisi çocukluğundan kaynaklanıyormuş. Remzi ağa, oyuna dalmış ve inekleri ıspanak bahçesini yemiş bitirmişler. Yetmemiş, bahçeyi toprak hâline getirmişler. O gün ve gecesi Remzi ağayı askerden geldikten sonra vefat eden kardeşiyle aç bırakmış, babası iki gün daha aç bırakacakmış fakat annesi yazık olur. Bir ihmal oldu geçti demiş.
Remzi ağa için ıspanak, acı ve çile anlamına geliyordu. Ispanak oyun ve inekleri hatırlatıyormuş.
Bahçeye kanaldan verilen su, sebzeleri azdırıyormuş. Böyle bir senede suyu kontrol için kanala yukarı çıktığında, su için köpeği kovalamış. Remzi ağa sebzenin çok iyi olduğu sene bir köpek çıkar dedi. Köpeğin kanalda nasıl kaçtığını anlatıyormuş.
Köpek aşağı köpek yukarı diye konuşurken, Yeğenlerinden biri “Dayı o köpek değil, çakaldı,”
Demiş.
Remzi ağa, “Aklımda köpek kaldı,” dedi.
Kardeşinin oğlunun geri dönmesine sevinmişti. Geri dönüşleri devlet teşvik etmeli. “Tekilin oğlu fındıklığı ayna gibi yaptı. Yalnız fındıktan kazancı ona yeter,” dedi.
Bir soru üzerine Remzi ağa, köylü ne yapsın, toprağına sahip çıkıyor ama devlet bakmıyor. Yetkililer laf yetiştirmeye hazırlık yapıyor. Eskiden yönetici yurt dışına ürettiklerini satmak için çıkardı.
Remzi ağa sebzenin fazlasını ineklere veririz. Kahvede oturmakla olmazdı.
Aileden uzak, atadan kopuk bir nesil yetişiyor. Öyle kafamıza sarıldı ki, atsan atılmaz, satsan satılmaz.
Herkes oldu hazır beslenici, marketler kasabalara kadar geldi ve köylere satışa çıkıyor.
Böyle bir düzenden ne beklenir.
Allah sonumuzu hayır eylesin.