Bir kitaptan aktardığım şu satırları birlikte okuyalım;
“Takatuka Yokuşu Sokağı: … tarafındaki ilk paralelden aşağıya iner. Körbakkal sokağı Tabaklar Külhanı sokağa bağlar.
Takatuka; gürültü patırtı; basımevlerinde kurşun dökülmüş,satır olarak dizilmiş harfleri iyice yerleştirmek için üzerlerine vurmaya yarar takoz veya odanın ortasına yerleştirilen, uzun tütün çubuklarının külünün döküldüğü çanak anlamına gelmektedir. Şeyh Hasip Efendi Tekkesi’nin az ilerisinde Takatuka Sokak üzerinde tekkeye ait büyük bir su haznesi bulunmaktadır. Kesmetaş ve tuğla hatıllı olarak yaptırılmış olan bu haznenin, Sarı Mehmet Paşa’nın muhteşem konağı altında bulunduğu…”
Devam edelim;
“Şerif Kuyusu Sokağı: Sokak adını Şerif Paşa’nın açtırdığı kuyudan almaktadır. Paşa’nın, eski Bağdat Caddesi yeni Karacaahmet-İbrahim Ağa Bulvarı üzerinde bir de sebili vardı. Yeri kesin olarak belli değildir. Fakat Miskinler Tekkesi civarında olduğu muhakkaktır. 1920 tarihlerinde yıkılmıştır. Sebil içinde bulunan bir kuyudan çekilen su dağıtılırdı. Bu kuyudan dolayı semt Şerif Kuyusu adıyla meşhur olmuştur. Bugün, bu kısımdaki Karacaahmet Mezarlığı’nın bir kısmı hala Şerif Kuyusu Mezarlığı adıyla bilindiği gibi, Selimiye’deki bir sokak da Şerif Kuyusu Sokağı ismini taşımaktadır. Şerif Kuyusu semtine ismini veren Gâlipzâde Şerif Ahmet 1111 (1699- 1700) tarihinde
vefat ettiğine göre sebil, bu tarihten bir müddet evvel yapılmış olmalıdır.”
Üçyüz sene öncesinden biraz daha beride bir başkası;
“Tosun Paşa Sokak: Üsküdar’ın Salacak Mahallesi sokaklarındandır. Şerif Bey Çeşme Sokak ile Köprülü Konak Sokağı birbirine bağlayan sokaktır. 3. Selim İlköğretim Okulu da bu sokak üzerinde yer almaktadır. Sokak adını burada iki katlı bir konağı bulunan
ve 1872 yılında Üsküdar Mutasarrıflığı yapan Tosun Paşa’dan almaktadır.”
İsimlerin güzelliğine bakın;
“Nân-ı Aziz Sokağı: Üsküdar İhsaniye Mahallesi’nde bir sokaktır. Şerifbey Çeşme Sokak’la Suphibey Sokağı birleştirir. Sokak adını, Osmanlı’da gündelik ekmek anlamına gelen Farsça kökenli kelime ‘Nân-ı Aziz’den almaktadır. Nân-ı Aziz, gündelik ekmek; nân-ı hass, beyaz undan yapılan saray ekmeği; nân-ı çakıl, taş üstünde pişen ekmek; nân-ı hassu’l-hass, Sultan’ın özel ekmeği anlamlarına gelir.”
Kendime ait bir sokağım olsa hiç düşünmez, bu ismi verirdim; Nân-ı Azîz Sokak… Bir lokantam olsa onun da ismi şüphesiz bu olurdu.
Yukarıda okuduğunuz pasajları Üsküdar Belediyesi’nin yayınlamış olduğu “Üsküdar Sokak İsimleri Tarihçesi” adlı kitaptan aldım. Kitap değil adeta okuyanı tarihte şööyle bir gezintiye çıkaran fayton mübarek!.
Bu kitap, sokak isimlerine merakımın bir sebepnâmesi, bir hücceti mahiyetinde adeta.. Sebebi açık; belli bir olgunluğa erişmiş bir şehrin sokakları bu kitapta zengin örnekleri olduğu üzere hikaye yüklüdür. Bu bize aynı zamanda şunu gösterir; bir sokakta yaşayanlar, o sokaktan iz bırakacak kadar gelip geçenler, yalnızca sokağın taşına toprağına basıp geçmezler, aynı zamanda kendi hikayelerini de sokak levhasına asıp geçerler.
Bir şeyi daha gösteriyor; sokaklar, bugün yaşayanlara tarihin körkandilinden ışık huzmeleri sızdıran birer küçük pencere gibidir. O pencereyi ne kadar bakımlı, temiz ve hüviyetini bozmadan muhafaza edebilirsen o kadar berrak ışık alırsın. Aksi takdirde kendi tarihinin körü olursun da haberin bile olmaz.
Geçen yıl, Maraş’ın sokaklarına reva görülen ‘nümerik zulmü’ eleştiren yazımı da bu duygu ve düşüncelerle kaleme almıştım. Tekrar sesleniyorum… Ey azîzân; bir belde taşla-toprakla-betonla değil bu hikayelerle şehir oluyor, kimlik ve kişilik kazanıyor. Sonra bunlardan bîhaber birileri de matah birşey yaptığını zannederek o hikayeleri bir kalemde çöpe atıyor.. Yazık ki ne yazık!..
Gelin yol yakınken bu yanlıştan dönün! Sokaklarımıza eski levhalarını yeniden asıp iade-i hüviyet ve iade-i itibar eyleyin. Yoksa, sittîn sene geçse bu sokakların alnına yazılan numaralardan bir hikaye çıkmaz efendiler.. İnsan bir tarafta; evi, sokağı, mahallesi, beldesiyle yaşadığı mekan ve zaman bir tarafta.. Bu iki taraf karşılıklı olarak birbirinin hikayesini yazar, yaşar, yaşatır.. Ve şehir, bu hikayelerle şehir olur, kadîm şehir olur, azîz şehir olur..
Üsküdar Belediye’sini bu çalışmasından ötürü tebrik ediyor, Maraş’ın azîz yöneticilerinin de bu tarihi yanlıştan dönmelerini sabırsızlıkla bekliyorum efendim..