Kurt Kocadı Sananlar..
Bazı şehirlerdeki kendini bazı kesimlerin temsilcisi sanan ve tarafsız olduğunu iddia edenler….
Topraklarımızda yıllardır yaşayıp bu memleketin okullarında okuyup hukukçu bile olabilmiş olanlardan toplum örgütleri adına konuşma yapmayı görev bilenler..
Güya barışa çağrı yaptığını düşünerek örgütü sabırlı olmaya davet edenler…
Bu memleketin insanını kahkaha programlarıyla uyutup katillere bizim şehitlerimiz diyen nankörler…
Acımasız vatan haini evlatlarımızın katili canilerin kurduğu örgüte kibar kibar seslenerek ateşkesi uzatmaya çağıranlar.Dikkatinizi çekerim ateşkes yapmaya değil uzatmaya sabırlı olmaya davet ediyorlar..
Ka Ka ya Ke Ke diyenler.. Kimden tarafsınız?
Kurt kocamadı ki sizin maskaranız olsun. Kurt kötü yönetildi sadece kim olduğunu unuttu. Sizlerde fırsat buldunuz. Birinci Dünya Savaşında ki leş kargalarını aratmayacak cinsten politik yalanlarla gözdağı verip güya demokratik geçinen demokrasi isteyen taraf mı oluyorsunuz şimdi.
Bizde yuttuk bu yalanı !!
Baştaki yönetimler nankörce içinden Kemalizmi çıkarmaya çalışınca milliyetçiliğimizi temelinden sarstılar.
Korkak kıvrak sessiz depolitize yumuşak bir gençliğe temel atıp büyüttüler.
Şimdi o gençlik sadece aşk şarkıları söyleyerek bir an önce ülkesini terk etmenin yollarını aramakla meşgul. Bir avuç ülkücü gençlikse hoyrat politikacıların dilinde maganda ilan edilerek köşesine çekilmek zorunda bırakılıyor.
Dostumuzu düşmanımızı iyice anladığımız şu günlerde Türk milleti büyük bir sınavdan daha geçiyor.
Leş kargaları atak yapımızı biliyor. Çabuk dolduruşa gelmemiz bizim zayıf yanımızdır.
Sakinsek duyarlıysak anlayışlı olmaya çalışıyorsak size inceliğimizden değil çakallar. Sadece bu kez soykırımdan sorumlu olmayalım diye susuyoruz ve akıllı adımlar atacağız inanın.
Kurunun yanında yaş ta yanmayacak. İsmini kullanarak var olmaya çalıştığınız insanlar bizim insanımız.
Biz milletiz. İçimizde Atatürk ün izindeki Kardelen Ayşe’ leri barındırıyoruz.
Ayşe dürüst konuştu sizse onun konuşmasını kullanarak sadece leş kargalarını sabretmeye , bir süre daha ateşi azaltmaya çağırıyorsunuz. Siz Kardeleni temsil etmiyorsunuz. Sadece hükümetin örgüte ne gibi tavizler vereceğini takip ederek uzaktan yönetmeye çalışıyorsunuz.
Kimse kimseye açılım adı altında taviz vermeyecektir.
Analarımız gözlerinde kanlı yaşlarla, Şehitlerimiz yerlerinde döne döne sabırsızca sizi seyrediyor yönetenler.
Her zerresi şehit kanıyla yıkanmış bu vatan toprağı leş yiyicilere fırsat veren devlet adamlarını öldüklerinde kusar unutmayın…
Biz kocamayan milli şuuru taptaze bir milletiz ve sizi seyrediyoruz Şimdilik sakinceee…
KE-KE diyorlar KA-KA lara
Ama biz KA-KA ları bildiğimizden KA-KA diyoruz :>
İlahi Ugur bey hoşsunuz.
Bu konuda yaraları var ki gocunduklarından KE KE diyorlar.
Ben de inadına KA-KA diyenlerdenim.
KE KE diyenler örgütü resmi anlamda temsilci olarak görenlerdir ve ciddiye alıp muhatap kabul edilmesini istemelerinden, itibar etmelerinden kaynaklı bir söyleyiştir bu.
İlk kez KA KA iyi bir sözmüş gibi geliyor:))
(önce) Feodal’ler gücünü, iktidardakiler koltuğunu kaybetme korkusunda olduklarından; “Kürt sorunu” diye (aslında olmayan) konuyu ortaya attılar.
Bunun böyle oduğunu anlatacağı bakımından bir anımı aşağıya alıyorum.
1948 yılında doğuda bir köyde görevliken, bizi Mevlüt okutacakları eve davet ettiler. Mevlüdü,”Kürtçe okumaya başladılar, yarısına gelince”Hocalar ( öğretmenler demek istediler) Kürtçe bilmezler, bundan sonrasını Türkçe okuyalım diyerek, Mevlüdü Türkçe tamaladılar.
O yıllarda kimseye, “Niye kürtçe konuşuyorsunuz? Kürtçe yasak” demiyorlardı.Ve askere giden erkeklerden başka hemen hemen kimse Türkçe bilmiyordu, kadınların da neredeyse tamamı bilmiyordu.
Hatta, ozamanlar,ilkokullara öğretmen yetmiyordu;ikinci bir öğretici olarak olarak,askerliğini çavuş olarak yapanlardan kısa bir kurs görenlerden “Eğitmen ” ünvanı ile tayin ediliyodu. Görev yaptığım köyde, o köyün yerlisi bir eğimen vardı ve dersleri Kürtçe veriyordu.”Asimile”,”Kültür yok etme” palavradan başka bir şey değildir.
Hizmette gidiyordu, ben orada açılmış olan “Gezici
sanat Kursu Öğretmeni idim. Yani köylüye , ayağında sanat öğretiliyordu.Saygılarımla.