Yok, bu kadar değil!
Herkes haddini bilmeli, çizgisini aşmamalı.
Kırgınlık, kızgınlık, küskünlük, kıskançlık olabilir ama…
Ağızdan çıkan söze, kafadan çıkan fikre dikkat edilmelidir.
Hele konu CHP ise…
*
Partinin eski-yeni değerleri tartışılabilir.
Ama… Varlığı, büyüklüğü, ağırlığı asla.
Yöneticileri eleştirilebilir.
Ancak… Türk siyasetinin markası olduğu unutulmadan.
İzlenilen yol, yöntemi yanlış, hatalı olabilir.
Fakat… Siyasi yaşamdaki köklü etkinliğine saygı duyulmalıdır.
Çok istenmesine rağmen, beklentilerden uzak kalmıştır.
Lakin… Özünü korumuş, köklerinden kopmamış ulusal bir simgedir.
Her türlü badireyi, kavgaları, hizipleri görmüş, yaşamış olsa da; bunu “Demokrasinin gereği” olarak görmüş, değerlendirmiştir.
*
Bugün İzmir’de…
Bir takım kendini bilmez, densiz, ne olduğu belirsiz isimler tarafından karalanmak istenmektedir.
Telefon mesajlarıyla her türlü hakaret sıralanmakta, belden aşağı öte kelimeler kullanılmaktadır.
Utanmadan kendilerine…
“Öz CHP’liler” ismini yakıştırmaktadır.
*
Yüz göstermeden, arkadan saldırarak, seviye tanımaksızın yapılan bu çürümüş girişimlere “Sorumluluk ve yetki” sahibi isimler her ne kadar sessiz kalsalar da…
Buna karşı çıkmak, sahipleriyle savaşmak her görüşteki insanımızın görevi olmalıdır.
Böylesi kokuşmuş hareketlere “Parti içi meseleler” şeklinde bakmak, “ Kol kırılır yen içinde kalır” yaklaşımını göstermek en büyük ihanettir.
Ne demektir?
“Atatürkçülerin tiksindiği parti haline geldi” yakıştırması…
Ne biçim küstahlıktır?
“ Ne yörüngesi, ne ekseni bellidir” uydurması…
Nasıl hastalıktır?
“Partinin kapatılması en hayırlı icraat olacaktır” tatminsizliği, hayalperestliği…
*
CHP İl Başkanı Tacettin Bayır, sevilir-sevilmez, beğenilir-beğenilmez.
Sonuçta; siyasetin güzelliği, erdemi, temizliği için çabalayan insandır.
Karşılık beklemeyen siyaset neferidir.
Hiç kimseyi de “Cümle âlemin maskarası” yapma duygu ve düşüncesine sahip değildir.
Öyle saz arkadaşları da yoktur, sahne sanatçısı da değildir.
*
CHP’nin üyesi değilim, hiç de olmadım.
Doğruyu, inandığımı savunma hakkımı kullanarak derim ki;
“ Öz partili olduğunu iddia eden; izbe, rutubet kokulu, karanlık köşelerde yaşayıp, pislikle beslenip, sürünerek zafer kazanmayı düşünenler; çıkın yer altından gün ışığına, gösterin yüzünüzü, gücünüzü…”
Eğer yüzünüz ve yüreğiniz varsa!
****************************