Milletimiz Ramazan ayının güzellikleriyle seçim atmosferini birlikte yaşıyor. Siyaset, halkımızın kahir ekseriyetinin yakından ilgilendiği konulardan.
Seçim sürecinin kısa olması ve böyle mübarek günlerle çakışması bizi bazı konularda daha dikkatli olmaya sevk ediyor.
Bir kısım alışkanlıklarını oruçla –Allah Rızası için- terk etmek zorunda olan kardeşlerimiz haliyle daha asabi ve gergin olabiliyor. Bu anlamda konuşma münakaşaya dönüşmeye başladığında bizlere ‘‘ben oruçluyum’’ifadesiyle çekilmemiz tavsiye edilmiş Allah’ın elçisi tarafından.
Zaten Ramazan ve dışındaki zamanlarda da ‘’Münakaşadan -haklı olsa bile- vazgeçmedikçe kişinin imanı tamam olmaz’’ tavsiyesi var Peygamberimizin.
Bu seçimde aynı tabandan ayrılan birkaç partinin müntesiplerinin birbirlerine gerçek hayatta ve sosyal medyada kullandıkları dil kardeşlik ve dostluğumuza zarar veriyor.
Tabii ki herkes kendi fikrini savunacak ama fikirlerimizi savunurken iletişim yöntemimizde lütfen şu 7 ilkeye dikkat edelim.
1.İman etmedikçe cennete gidemezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olmazsınız. Yaptığınız zaman birbirinizi seveceğiniz ameli söyleyeyim mi. Aranızda selamı yayınız.En çok muhalif dost ve kardeşlerinize selam verin siyasi fikirlerinizi onlara anlatın.
O halde:‘’Keller yağırlar birbirini ağırlar’’ formatından çıkın.
2.İsra suresi 36. Ayette Rabbimiz: ‘’Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme! Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan (o peşine düştüğün şeyden) sorumludur’’ buyurur.
O halde: Doğruluğundan emin olmadığınız, elinizde kesin bilgi ve belge olmayan hiçbir konuyu konuşmayın/yazmayın/dinlemeyin/aktarmayın”.
3.Hucurat suresi 6. Ayette Rabbimiz:‘ ’Ey inananlar! Size yoldan sapmış birisi, bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın! Yoksa bilmeyerek bir topluluğa karşı kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz’’ buyurur.
O halde: Haber kaynağına dikkat edin, kaynağı sağlam olmayan haberlere itimat etmeyin, inanmayın.
4.Maide suresi 8. Ayette Rabbimiz: ‘’Ey inananlar! Allah için adaleti (hakkı) ayakta tutun ve adaletle şahitlik eden kimseler olun! Sakın herhangi bir gruba karşı duyduğunuz kin, sizi adaletsiz davranmaya sevk etmesin! Adil olunuz! Allah’a karşı sorumluluk bilinci duymaya en yakın olan davranış budur. Allah’a karşı gelmekten sakının! Hiç kuşkusuz Allah, bütün yaptıklarınızdan haberdardır’’ buyurur’’
O halde: Karşınızdaki en önemli hasmınız da olsa adaletten, düşünce özgürlüğünden vazgeçmeyin.
5.Ta-Ha suresi 43-44. Ayetlerde Rabbimiz:’’Ey Musa ve Harun! Firavun’a gidin. Çünkü o azmıştır. Onunla yumuşak bir dille konuşun ki, o zaman belki öğüt alır yahut ürperir’’ buyurdu.
O halde: Yumuşak sözlü olun.
6. Kehf suresi 60-72. Ayetlerde özetle Rabbimiz: ‘’Dedi ki: “Doğrusu sen benimle asla sabredemezsin. İçyüzünü kavrayamadığın şeye nasıl sabredeceksin? İşte senin sabredemediğin şeylerin te’vili budur’’ buyurdu.
O halde: Ön yargıdan uzak, iç yüzünü kesin bilmediğim konularda azami temkinli, hüsnü zan, ademi itimat içerisinde sabırlı bir iletişim usulü takip edin.
7.Zuhruf 67. Ayette Rabbimiz:’’O gün Allah’a karşı gelmekten sakınanlar dışında, dostlar birbirine düşman olurlar’’ buyurur.
O halde: Dünyanın geçici siyasi cereyanları için ahirette çok ihtiyacınız olacak olan ebedi kardeşliğinize zarar vermeyin.
“Ey iman edenler! Sizi can yakıcı bir azaptan kurtaracak bir ticarete yönlendireyim mi? Allah’a ve peygamberine inanırsınız. Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihat edersiniz. Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır. Böyle yaparsanız Allah günahlarınızı bağışlar, sizi içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyar. Adn Cennetlerindeki güzel meskenlere yerleştirir. İşte büyük kazanç ve kurtuluş budur.” (Saff, 10-12)
“Allah’ın indirdiği kitaptan bazı şeyleri gizleyenlere ve onu az bir değerle satanlara gelince, işte onlar karınlarına sadece ateş dolduruyorlar. Allah kıyamet günü onlarla konuşmayacak ve onları günahlarından temizlemeyecektir. Onlar için acı veren bir azap vardır. Onlar doğruluk yerine sapıklığı, mağfiret yerine azabı satın almışlardır. Onlar ateşe ne kadar da dayanıklıdırlar!” (Bakara, 174-175)
“Bilin ki, dünya hayatı bir oyun, bir eğlence, bir süs, aranızda bir övünme, mal ve evlat çoğaltmada bir yarışmadan ibarettir. Bu, bir yağmur gibidir ki, bitirdiği bitki çiftçilerin hoşuna gider. Sonra kurur da sen onu sapsarı bir halde görürsün. Sonra da çer çöp olur.” (Hadid, 20)
Mevlânâ’ya kulak verelim: Mezarda bu göze toprak dolar, mezarı aydınlatacak nurun var mı? Ten kazancından bir sanat öğrendin, din sanatına da bir el ver. Dünyada elbisen var, zenginleştin. Fakat bu âlemden gidince nasıl edeceksin? O cihan da pazarla, kazançla dolu bir şehirdir. Zannetme ki kazanmak yalnız bu alemdedir ve bu kazanç kâfidir. Çocuklar dükkancılık oynarlar ya, fakat zaman geçirmekten başka ellerine bir şey geçmez. Gece gelip çatar çocuk evine aç döner. Öbür çocuklar giderler, o tek başına kala kalır. Bu alem oyun yeridir, ölüm de gece. Geri döner gidersin fakat kese bomboş, sen de yorgun argın.
2018 yılı Ramazan hayır ve bereket fuarı bir daha gelmeyecek ve belki bizlerin bir kısmı 2019 yılı Ramazan hayır ve bereket fuarını görmeyecek!
O halde: Fanileri bakileştirmeye, kubbede hoş sedaya devam inşallah…