Hafta sonu Sinop’a gittim… Doğduğum topraklar…Erfelek ilçesinin Sarıboğa Köyü’nde doğmuşuz, ikiz kardeşimle…
Bir soğuk kış gününde, babam üç çocuğu ile beraber terk etmiş köyünü yeni başlangıçlar için…
Annesinin köyü Emirhalil’e yerleşmiş…
****
İstanbul’a geldiğimde 6 yaşlarındaydım.
Sokaklarında büyüdüm Zeytinburnu’nun… Nufüs kayıdım okula başlayacağım vakit çıkarılmıştı… Ve çok ceza ödememek için yaşımdan daha küçük olarak yazdırmıştı dedem..
Okul vakti gelmese belki nufüs kağıdımda olmayacaktı.
Yaşım küçük diye okula kayıt yapmamışlardı… Köylerde o zamanlar küçük yaşta çocukları okula kayıt yapıyorlardı. Ve ilkokula köy okulunda başlamıştım… Köy okulunun aynı sınıfında 5. sınıfa kadar olan tüm çocuklar beraber okuyorduk.
Köy okulunda birkaç ay kaldıktıktan sonra kaydımı Zeytinburnu Yeşiltepe İlkokulu’na yaptırmıştı babam… Birkaç ay sonrasında ise yeni açılan Veliefendi İlkokulu’na gönderilmiştik.
4. sınıfta ise Sefaköy Tevfikbey’de bulunan Mustafa Eravutmuş İlkokulu’na kaydımı yaptırmıştık.
5 yıl içersinde dört okul değiştirmiştim…
****
46-47 yıllık İstanbulluyum… Bir ömürün yarısı…
Ve ben birkaç yıl öncesine kadar Erfelek ilçesinin denize kıyısı bile olduğunu bilmiyordum…
Denize kıyımız vardı ama denizi İstanbul’da görmüştüm…
Denize kıyımız vardı ama ben ilk suya köyümüzün çayında girmiştim…
****
İnsanın doğduğu topraklar bir başka güzel..
Başkasına göre kötü de olsa atalarımızın toprağı insanda başka bir duygu yaratıyor…
Aidiyet dediğimiz böyle birşey…
****
Doğduğum eve gittim; babam, halam, kardeşim yeğenimle beraber…
Çatısı yapılmaz ise birkaç yıla kadar içine girmek hayal olacak doğduğum evin…
Babam çatısını yaptırmak istiyor… Ancak kardeşleri, yakınları ile ortaya çıkacak olan maliyete katılmak istemiyorlar…
Bir anlamı yok gibi geliyor, en az 70-80 yıllık evin tamir edilmesinin… Ama o evde doğmuş, o evde büyümüş, o evde çocuklara doğmuş biri için anlamlı birşey. İçinde kimse yaşamasa da ayakta kalması… Yeniler için bir anlamı yok gibi…
****
Bir zamanlar cıvıl cıvıl olan bahçesinde her türlü meyve ağacının bulunduğu ev ayakta ama yalnız… İçten içe çürüyor. Viraneye dönmüş bahçe ve terk edilmişlik…
****
Babamın büyükannesi, dedem, büyükannem, amcam ve küçük kardeşim Mehmet’in mezarında dualar okudum…
Mezarları terk edilmiş geçmişimiz..
Bizi biz yapan geçmiş…
****
Birkaç günlüğüne Sinop…
Anıları tazeledim… Yakınlarımı gördüm… Doğduğum ve atalarımın toprakları ile hasbehal eyledim…
Ne siyaset ne günlük koşturmalar… Ne ödemeler ne dedidokudular…
Nede gelecek… Bugün ve geçmiş… Gelecek bile yok… Sadece o gün…
****
Sinop sahilde büyük bir masa kurduk… Masanın etrafında 10 kişi.
Denizden yeni çıkmış; hamsi, istavrit, palamut ve mezgit…
Rakıyı ara sıra içen ben, bir duble rakı ve acılı şalgam suyu istedim… Taze balık, deniz, aile ve dün… Ve tabi ki rakının anasonlu kokusu…
Denizin üstünde bulunan ‘Hey Yavrum Hey Restaurant’ta geçmişi konuştuk…
Birkaç gün dediğin ne ki… Göz açıp kapayıncaya kadar geçiverdi.. Aynı hayatlarımız gibi…
Sarıgül CHP’nin adayı oluyor…
İstanbul’dayım…
Mustafa Sarıgül’ün CHP’den adaylığını yazdığımda detayları ile kimileri arayarak, bunun gerçek olmayacağını söylemişlerdi. Sarıgül ile yazdıklarımın büyük bir bölümünü, Türkiye ulusal basından geçen hafta okudu…
Ve inanın, Sarıgül’ün adaylığı ile İstanbul çok büyük seçim staretejilerine sahne olacak…
Sarıgül üzerinden adaylar belirlenecek…
Şuanda aday gibi gözüken belediye başkanları aday olamayacak gibi…
CHP bölgemizde birkaç bayan belediye başkan adayı gösterebilir…Hiç şansı olmadığını düşündüğümüz isimler aday olabilir, kesin diye düşünülener ise olmayabilir…
İstanbul, Ankara ve İzmir’de Kılıçdaroğlu tek belirleyeci isim…
İlçelerde parti içi dengeler gereği güçlü isimlere ve guruplara kimi ilçelerin adaylıkları bırakılırken, Kılıçdaroğlu isimleri belirleyecek…
Karşılıklı tavizler verilecek…
****
AK Parti ise Sarıgül’ün adaylığı kesinleştiğinde, yeni anketlerle adaylarını değiştirecek…
İstanbul aynı zamanda AK Parti iktidarının kendisini yeniden gözden geçirmesinin de başlangıcı olacak.
****
Ayrıca PKK’nın çekilmeyi durdurması ise, AK Parti iktidarını sıkıştırmak için atılmış bir adımdır… Çekilmenin durdurulmasının çözüm sürecine zarar vereceğini düşünmüyorum. Politik olarak PKK, daha fazla taviz alabilmek için, yaklaşan seçimleri ve Suriye meselesini masa üzerine koyuyor. Politika böyle birşey işte..