Sınav çare miydi? Hayatının baharında. İnsanın aklına geldikçe korkuya kapılmamak mümkün değildi. “Ya kazanamazsan,” ifadesi dudakların arasından, sıcak soluk gibi çıkıyordu.
Okul göründüğünde, soluk alışverişi sıklaştı. Adımları hızlandı ve yürüyenlere baktı, bir tuhaflık yaşadı. Herkes gibi büyük bir tedirginliği vardı.
“Hayat bu sınavdan ibaret değildir,” dedim.
Sınavsız günler geçti gözünün önünden. Çocukluk günleri, tasasız ve neşeli. Sınav bir saplantı mıydı? Sınav yaşamın bir anında etkili olacaksa, okul kapısında içeri girmeliydi.
Yalnız da kalsa başarmalıydı. Daha çok çalışmalıydı. İşine sarılması sınavın çare olmaktan çıkarılması, demekti.
Okul kapısı, heyecanla korkuyu üzerinden, atmak için, sınavı seçmesi memnuniyet vericiydi. Bu duygularla sınav salonuna girdi. Bu konumda sınavı benimseyebilseydi, gerçekleri daha net görebilirdi.
Sınav sorularının havasına kapılmadı. Mantıklı düşünmeyi başarmak istedi. Üzerinde durduğu soruları çözmeye çalışması, moralini düzeltti. Kendini iyi hissettiği anda sınavdan kalktı. Okuldan çıktığında sınavı unutmuş gibiydi.
İş yerine yöneldi, bir an önce işe el atmak istedi. İş elbiselerini giydi. Kazanacak puanı alsa başı göğe mi erecekti. İşinin psikolojik olarak hayatına katkısını önemsiyordu. Yüksek okul moralimi yükseltir, ustalık pekiştirir, diyordu.
Kazanma saplantısına esir değildi. Aklından geçirse bile yararı ne olabilirdi. Ustası, yüksek okul kendini iyi hissettirir, diyordu. Sınavla elde edilen, acaba çok mu değerliydi. Aklını kullanarak, iyi çalışıp başarılı bir usta olmayı özlüyordu. Başaramazsa, elde ettiklerinin hiçbir değeri kalmayacaktı.
Yaşamın anlamına, uygun hareket ettiğine inanıyordu. Sınav ve yüksek okul bir fırtına gibi geçmişti. Elde ettiklerine sahip çıkması gerekirdi. İşine odaklanıp önündeki günleri, daha başarılı geçirmesi gerekirdi. Bu durum yaşantının gerçeğiydi.
Hayatın doğrularını, gençlere öğretip geleceğini onlara bırakmak daha doğru yol olsa gerekir.
Mantık dışı hareket, görüş ve düşüncemizi, azalttığımız sürece, hayatın içeriğini daha başarılı idrak ediyoruz. Çünkü düşünce merkezine aldığımız, değerlerin, kalıcı olmayanlarının hayatı anlamlandırmada, hiçbir katkısı olmayacaktı.
Sonuçta sınav çok şey değildir. Yalnız iyi bir uyarıcı olabilir. Fakat kalıcı geçerliliği görülmezdi.
Hasan TANRIVERDİ