Şimşeğin çakması bir enerji boşalmasıdır. Kırık çizgiler şeklinde anlık olarak yer yüzüne ulaşır.
Şimşek, aynı zamanda yağmurun müjdecisidir. Öyle bir müjde ki, hayatını devam ettirenlere, can suyu ikram eder.
Kırık çizgilerle aydınlık oluşturan şimşek, bulutlardaki, enerji boşalmasından doğmaktadır. Enerjinin boşaltması, korkunç bir gürlemeyle kendini belli eder. Gürleme yıldırımdır. Yıldırım sonucu enerji suya çarparsa beklenen büyük gürültü oluşur.
Şimşek ortamı aydınlatırken, başka felaketlere neden olan güçleri de beslemektedir. Yıldırım ile çeşitli yıkımlara neden oluyor. Gürlemenin etkisini, kolaylıkla gideremezsin.
Olgunlaşan meyvenin düşmesi gibi, çarpışan bulutlar da taşıdığı suyu damlalar halinde boşaltmanın yolunu arar. Damlalar öyle bir durumda yer yüzüne gelir ki, göz gözü görmez. Böylece damlalar, çizgi halinde gelir.
Dağın esintisi güçlendiğinde, yağmurla başlayan fırtına, tüm canlıları ıslanmaya karşı önlem almaya iter. Çünkü yağmur öncesi şimşek ve gürleme korkuyu kalplere kadar iletmişti. Aydınlık olarak beliren, kırık çizgiden böyle fırtına beklemezdik. Fakat yaşadığımız manzara korunmak için bir tarafa sinmemizi gerektiriyordu.
Doğa şeffaflığını, kendine göre kullandı. Şimşek çaktı, bekledi, gürledi ve damlalar. Damlalar dağın rüzgârına boyun eğdi ve esti savurdu.
Ağaçlar kırıldı, sel suları önüne kattığını aldı götürdü. Bir doğa olayı daha kendini gösterdi. Şeffaflıkla başlayan ve peşinden gelen olaylar doğanın kurallarının değişmediğini gözler önüne serdi.
Yaşananlara rağmen, doğanın kurallarını başarıyla atlattık. Fırtınaya boyun eğdik ve yağmurun kalmasıyla dışarıya çıktık.
Birlikte olup doğa olaylarına karşı gelme gibi bir hataya düşmedik ve kendimizi korumuş olduk. Örnek, selin önüne çıkmadık, fırtınaya karşı direnmedik.
Şimşeğin şeffaflığının önünde durmadık.
Hasan TANRIVERDİ