Sevgili okurlarım ve şair dostlarım. Bugün 21 Mart Dünya Şiir Gününü kutlamaktayız. Şiir gününün amacı, insanlar arasında şiirlerle evrensel bir dil oluşturulmasını sağlamaktır. Bu öneme dikkat çeken UNESCO, 21 Mart 1999 yılını şiir günü olarak ilan etmiştir. O günden sonra tüm dünya ülkelerinde 21 mart günü şiir günü olarak kutlanmaktadır.
Ülkemizde ise daha çok edebiyat fakültelerimizde kutlandığı görülmekte olup, bu gün şiir sevdalıların bir birlerine şiir armağan etmesiyle kutlanmaya iştirak edildiği biliniyor.
Değerli şair arkadaşlarım, sizlerin yazmış olduğunuz şiirlerinizle sözlü ve yazılı edebiyatta yerinizi almaktasınız. Şiir yazılı edebiyatta da çivi yazısıyla başlar. Önceleri taşlara, duvarlara resimlerle, sonraları da tabletlere yazıldı. Şiir, ilk çağlardan günümüze kadar her daim yürekten dökülen sevgi damlaları olarak geldi.
Yaşadığımız dünyada, hızla gelişen süreçler içinde çok değerli şair ve yorumcuların şiire bakışlarında bir takım farklılıklar ortaya koyduklarını da görmekteyiz. Bu farklılıklardan biriside, cumhuriyetin kuruluşunu müteakip, Yazı ve Dil Devrimi sonucunda önemli bir değişime uğratmıştır. Bu değişimde divan şiirinin yerini hece şiiri almıştır. Ne var ki daha sonraki yıllarda, hece şiirine karşı hece sayısına bağlı kalınmayan serbest şiir türü ön plana çıkardı. Bu çıkarılışın bazı şairlerimiz tarafından benimsenmesi sonucunda, hece şiiri aşırı zafiyete uğradı. Neredeyse hece şiiri yazanlar ikinci edebiyatçı durumuna düşürüldü. Hece şiirine yanlış bakışın, kültürümüzün çok önemli bir dalı olan, hece şiiri yazımını duraklattı. Bu acı ve vahim olayın farkına varıldığında geriye dönüşün imkânsız olduğu anlaşılmış oldu..
Sevgili şair dostlarım ve şiir sever arkadaşlarım, serbest vezin şiirlerinde de bir takım kuralların olduğu kesindir. En büyük sıkıntımız kural tanımayan anlayıştan kaynaklanmaktadır. Günümüzde, şair dostlarımızın yazdıkları veya yazacakları şiirlerin hece veya serbest olması fark etmez. Ancak şiiri yazarken dikkat edilmesi gerekli olan husus, şiirin içeriğinde bir bütünlüğün sağlanmasıdır. Aksi halde yazmak için şiir yazılmamalıdır.
Kültürümüzün çok önemli bir parçası olan şiiri yazdığımızda, çok basit ve anlamsız cümlelerle süslenmesinin ne manası nede mantığı vardır. Şiir hiçbir zaman zorlamayla yazılan olmamalıdır. Şiir şairin kültür derinliğiyle hayat bulacağı bilinmelidir. Şiirin konuları, yaşamının içinde yer alan konularla ilgili olmalıdır. Şiir yazılırken, olumlu veya olumsuz düşünceleri içinde barındırması olağandır. Bu nedenle şiir yazanlar, şiiri gerçek düşüncelerin sorumluluğu içinde yazmalıdırlar.
Bence geçmişte olduğu gibi, hece şiirimizin layık olduğu yerlere gelmesi uğraşısını vermek gerekir. Çok değerli şairlerimizce yazılan hece ölçülerini taşıyan şiirlerin, ozanlarımızın sazında ve sözünde olduğunu bilmeliyiz.
Hece şiirinin ritmi bireylerin ıslığında, çobanın kavalında, zurnanın nefesinde ve davulun tokmağında yerini almaktadır. Hatta titreyen bedenlerde kendini bulmaktadır.
Ülkemizde ve dünyada yaşayan şairlerden bazıları yazdıkları şiirlerden ötürü birçok bedeller ödediği bilinmektedir. O şiirlerin birçoğu çağlar boyu dillerde destan olarak günümüze kadar gelmiştir. Şiirler sevinçlerimizde türkü ve mani, acılarımızda ağıt olarak söylenmiştir. Şairlerimizin görevi, bu önemli kültür ve sanat dalını her daim ön plana çıkmasını sağlamaktır.
Öyle ya da böyle kendine şairim diyen ve şiir yazanlar, şiir sanatının sorumluluğunu yüreklerinde ve kalemlerinde taşımak zorundadırlar. Edebiyat adına bu mesuliyetin çok önemli bir sorumluluk olduğunu bilmelidirler.
Bu vesileyle şiir gününüzü kutluyor, saygılar, sevgiler sunuyorum.
Saygılarımla.
Mürsel Adıgüzel
Eğitimci Yazar ve Şair
Sevgili öğretmenim anlamlı ve düşündürücü yazılarından bir örnekle bizlerede örnek oluyorsun iyiki varsın Mürsel hoca (ögretmenimiz) olman bizim için bir ayrıcalıktır . Beni sen okutmadın ama her zaman bize örnek oldun ve oldunuz yüce değerlersiniz.saygılar sunuyorum.