Uzun bir süre SGK'da görev yaptım ve gönül bağım var. Dahası, hepimizin geleceğinde önemli bir yeri olacak SGK'nın. İşçi, memur, esnaf, köylü, işadamı, çiftçi, ev hanımı, dul ve yetim, herkes şu veya bu şekilde SGK'ya prim ödemiş ve zor zamanında da hizmet bekliyor.
İşte bu hizmetlerin layıkıyla yerine getirilmesi için de SGK'nın güçlü bir mali yapısının olması ve yöneticilerinin sağlıklı ve düzgün kararlar vermesi gerekiyor.
*****
Önce sahte sigortalı vardı
Daha önce de çeşitli tarihlerde sahte işyerlerini yazmıştım. Sistem şöyle işliyor; önce bir iş hanında 3-5 metrekare büro kiralanarak ve genellikle de tinercilerin, sokaklarda yaşayanların, işsiz güçsüzlerin veya sahte belgelerle habersiz sade vatandaşların adına bir şirket kuruluyor ve ardından işyeri açılıyor. Bu işyerinde de özellikle sosyal güvencesi olmayan şoför esnafını, ev hanımlarını, işsizleri, isteğe bağlı sigorta primi ödeyenleri bularak, işyerinde çalışıyormuş gibi sigortalı gösterilip, kendilerinden aylık 100-150 TL ücret alınıyor. Ama SGK'ya çalışıyormuş gibi bildirilmelerine rağmen SGK primleri ödenmiyor. Birkaç zaman sonra durumun farkına varan SGK personeli bu sahte işyerinin şifrelerini kapatıp, sahte işyerinden yapılan bildirimleri de iptal ediyor. Ancak, SGK bu durumdakilerin tamamının tespitini yapamadığı için, birçok sahte sigortalı hizmetinin iptal edilmemesi nedeniyle emekli oluyor. Bazen de emeklilikten sonra tespit edilince de emekli aylığı iptal ediliyor. Aslında bu kişiler bir işyerinde çalışmıyor, zaten bu kadar işçinin çalışabileceği bir işyeri de yok. Çalışmayan kişilerin ödediği paralar sahte işyeri bildirimi yapanların cebine kalıyor. SGK'ya da sahte işyerlerini ve sahte sigortalıları tespit edip, iptal etmekten başka yol kalmıyor. Türkiye'nin dört bir yanında ahtapot gibi faaliyet gösteriyor. 2-3 ay bir yerde faaliyet gösterip, şifreleri kapatılınca ertesi gün bir başka ildeki şifrelerden bildirimleri yapılıyor. Orası tespit edilince yine bir başka işyerinden bildiriliyorlar. Aslında hep aynı kişileri çevirip çevirip farklı yerlerde sigortalı gösteriliyorlar. Bu tür 3-5 metrekarelik bürolarda 2000-3000 kişi sigortalı gösteriliyor.
Bu şebekeler işi o kadar büyütmüş ki, işi abartıp fabrika sahiplerini ziyaret ederek, "devletten çok özel bir teşvikleri olduğunu ve eğer bu fabrika işçilerinin kendi SGK dosyalarında gösterilmesi halinde yüzde 50 avantajlı prim ödemelerinin mümkün olduğunu" söyleyerek gerçekten çalışan işçileri de mağdur edenler bile varmış. Artık dolandırıcılar fabrika sahiplerini ve iş adamlarını da yanıltıp bu fabrikalarda çalışanları kendi işyerlerinden sigortalı yapıp işadamlarından aldıkları primleri de ceplerine atmaya başlamışlar.
SGK bu durumun vehametini tam olarak anlayamadığı gibi, önleyici mekanizmaları da geliştiremiyor. Her ay, tespit edilemeyenlerden dolayı milyonlarca liralık bir kayıp yaşanıyor. Cezai yaptırımları yetersiz ve sahteliğinin tespiti oldukça zor olan bu konuyla ilgili olarak mutlaka SGK özel bir denetim ekibi oluşturmalıdır.
Maliyenin kod sistemi gibi, bu tür sahte işyerlerinde sigortalı gösterilmiş olup, topluca aynı şekilde bir başka işyerinde bildirim yapıldığında hemen SGK denetmenleri eliyle bir kontrol yaptırılması sağlanması sorunun çözümünde büyük önem taşıyacaktır.
*****
Şimdi Gerçek işyerinden dolandırıyorlar
SGK'nın 100 bin TL ve üzerinde anapara borcu olan şirketleri inceledim. Listenin başını her zaman olduğu gibi belediyeler çekiyor. (listeye bu linkten ulaşabilirsiniz http://www.sgk.gov.tr/wps/wcm/connect/c448a06e-7bfd-482e-a4d0-3cff21f73c59/duyuru_sgk_borclular_20120622_01.pdf?MOD=AJPERES&CACHEID=c448a06e-7bfd-482e-a4d0-3cff21f73c59 )
Ancak artık listede yeni bir borçlu kategorisi gelişmiş. Bunlar da güvenlik ve temizlik firmaları ile personel temini yapan bazı firmalar ve bu firmalar yıllarca hiç prim ödememiş, kardeşim sen neden prim ödemiyorsun diyen de olmamış.
Sektörün hızlı büyümesiyle birlikte yüzbinlerce vatandaşımızın istihdam edildiği bu sektörde, firmaların büyük bir bölümü çok ciddi çalışarak yasal yükümlülüklerini harfiyen yerine getiriyor.
Ancak bazı firmalar var ki, SGK'nın prim borçlarını etkin takip etmesinden de yararlanarak SGK primlerini hiç ödemiyor. Özellikle son yıllarda temizlik, güvenlik, personel istihdamı gibi konularda eleman temin eden kurumsallaşmamış bazı firmaların SGK primlerini ve vergi borçlarını ödemeyerek ceplerine attıkları görülüyor. Bu tür şirketlerin kendi SGK dosya numarası üzerinden bildirim yapıyor olmalarından dolayı da asıl işverenler bu borç durumunu uzun süre tespit edemiyor. Halbuki bu firmalara alt işveren kodu verilmiş olsa hem asıl işverenler alt işverenlerin borcunu ödeyip ödemediklerini ve çalışanları sigortalı yapıp yapmadıklarını takip edebilecek hem de sosyal güvenlik kurumu bu kadar büyük miktarda kayba uğramayacak. Ayrıca dürüst firmalar haksız rekabete uğramayacak.
Bazı firmalar sözleşme yaptıkları firmadan değil de, farklı firmalar üzerinden SGK bildirimlerini yapıyor. Ayrıca bazı şirketlerin de sahte "SGK borcu yok" yazısı hazırlayarak asıl işverenlere verdiği görülüyor.
Özellikle şirketleri, hizmet almış oldukları bu tür firmaların kurumsallaşmış firmalardan olmasına özen gösterilmesi, mevcut alt işveren/taşeron firmalarınızın SGK ve Vergi borcu olmadığına ilişkin resmi yazılar alınması veya ilgili alt işveren/taşeron şirketlerinin e-bildirge sisteminden borcu olmadığının tespit edilmesi büyük önem taşıyor.
Ayrıca bu tür hizmet alınan firmaların her ay aylık prim ve hizmet belgeleri ile SGK prim ödeme dekontlarını talep etmesi ve puantaj kayıtlarıyla karşılaştırılması hizmet alan firmaların yararına olacaktır.
Bu durumun SGK tarafından tespit edilmesi halinde hem geriye dönük olarak asıl işveren şirketlerin beş puan indirimleri tehlikeye girmekte, hem de asıl işverenler taşeron firmaların SGK borçlarından sorumlu tutulması söz konusu olabilmektedir.
SGK'nın 2011/13 sayılı Genelgesi'nde, "İhaleli işin konusunun temizlik veya güvenlik hizmetlerine ilişkin olması halinde, bu işlerin devamlı mahiyetteki işyeri sigortalıları ile yapılması düşünülemeyeceğinden, belirtilen nitelikteki ihale konusu işler için geçici mahiyette işyeri dosyası tescil ettirilmesi gerekmektedir." diyerek hatalı bir yorum yapılınca SGK müdürlükleri de, özel firmaların güvenlik ve temizlik hizmetleri ile personel tedarik hizmetlerini sanki 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamında yapılan iş olarak düşünmelerinden dolayı geçici dosyalar açıyor. Geçici dosya açılınca da asıl işverenler prim borçlarının ödenip ödenmediğini takip edemiyor.
Yani, kamu kurumlarında hak edişler ödenirken SGK ve vergi borcu olmadığı sorgulandığı için sorun olmazken, özel şirketlerde bu sorgulama yapılmıyor ve şirketler iş anlaşıldığında büyük bir sıkıntı yaşıyor.
Konuyla ilgili suiistimallerin son dönemlerde hızlı bir şekilde artmış olmasından dolayı SGK mutlaka bu konuya özel düzenlemeler getirmelidir.
Bütün şirketlere tavsiyemiz, temizlik, güvenlik, personel istihdamı gibi hizmet aldıkları firmaların prim ve vergi borcu olup olmadığını ve çalışanlarının sigorta bildirimlerinin yapılıp yapılmadığını sürekli kontrol etmeleridir.
Gerçekten binlerce işçi çalıştıran şirketlere işyeri açılışlarında ve uygulamalarda her türlü zorluk çıkartılırken, dolandırıcılar tabiri caizse her gün onun-bunun üzerine işyeri açılışı yapıyor. Tabi primlerini ödemiyor. Olan SGK'ya ve dürüst şirketlere oluyor.