Bu köşeden zaman zaman uzmanı olduğumuz çalışma hayatı ve sosyal güvenlik konularında yaşanan sıkıntıları ve sorunları dile getiriyoruz. Yazarların görevi ve sosyal sorumluluğu da budur. Yazarlara ricacı olup eksikleri yazdırmamak veya dostlarımıza, arkadaşlarımıza baskı yapmak olsa olsa ‘devekuşu misali’ kafamızı kuma gömmekten öte bir anlam taşımaz. İyi bir yönetici yazılan her bir satır için binlerce teşekkür ederek daha iyi ve daha başarılı olmanın peşinde koşar. Büyük şirketler daha iyi hizmet sunabilmek ve sistemlerindeki açıkları tespit ettirmek için çaba ve para harcarlar.
Burada eleştirilerimizde gayemiz tamamen ‘icracı makamlar’da oturanları uygulamada vatandaşların yaşadığı sıkıntı ve sorunlar konusunda bilgilendirmekten ibarettir. Zira damdan düşenin halinden en iyi damdan düşen anlar. Burada icracı makamlarda oturanların yapması gereken, basında veya vatandaş yakınmalarında belirtilen veya kendilerinin tespit ettiği bir eksiklik varsa, onu en iyi şekilde gidermek olmalıdır. Yoksa eksiklerinin ve yanlışlarının yazılmış, dile getirilmiş olması bir insanı küçültmez, bilakis eksiklerin ve yanlışların gereğini yerine getirirse yüceltir. Başbakanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘’Biz makama insana insanlığa hizmet etme aracı ötesinde hiçbir anlam yüklemeyiz. İster milletvekili, ister bakan ol, ister başbakan ol, ister cumhurbaşkanı ol eğer makam sana değil sen makama bir şey katıyorsan işte o zaman o makam anlam kazanır. Biz makamdan bize bir şey katması için değil makamlara bir şey katmak için mücadele veren bir hareketiz’’ sözleriyle ifade ettiği şekilde makamlar kişiler için olmamalıdır. Kişiler makamlara bir şeyler katmalıdır, halka hizmeti düstur edinmelidir. Her zaman vatandaş odaklı olunmalıdır.
SGK’da ne sorunlar var
SGK’da yazılım ve buna bağlı sorunlardan kaynaklanan önemli sıkıntılar yaşanıyor. Öyle ki, ekim ayı sonuna kadar tahsil edilmesi gereken SGK primlerinin tahsilatı 7 Kasım’a uzatılmak zorunda kalındı. Bu sorun daha önce de bir kaç kez yaşanmış ve vatandaşlar primleri ödemekte zorlanmışlardı. Yani elindeki parasını SGK’ya yatırmak isteyenler para yatırmakta zorlanıyor. Bunda en büyük sorun MOSİP adı verilen sistemden kaynaklanıyor. Sistem kısmi ödeme yapmak isteyenlere de bu imkan tanımıyor, borçluyu borçsuz, borçsuzu da borçlu gösterebildiği gibi bazen de tahakkuk ettirilen tutardan farklı tutarlarla karşılaşılıyor. Daha önce de defalarca bu köşede yazdığımız üzere SGK tahsilatta yaşanan sorunları acilen çözmelidir ve kısmi tahsilata da imkan vermelidir.
Rapor paraları ödenemiyor
SGK’da sadece MOSİP’ten kaynaklanan veya prim tahsilatında yaşanan sorunlar yok. Doğum, hastalık veya iş kazası nedeniyle rapor alanların geçici iş göremezlik ödeneklerinde de aynı sorunlar yaşanıyor. Aylar aylar geçiyor ama rapor paraları ödenmiyor, ödenemiyor. Primleri alırken saniye gecikmeye tahammülü olmayan SGK iş ödemeye gelince MOSİP’e sığınıyor, sisteme sığınıyor ve ödemeleri süresinde yapamıyor. 10’ar günlük dilimler halinde rapor parası ödenmesi gerekmesine rağmen bugüne kadar 10 gün içinde rapor parası alabilen bir tek kişi yok. E-raporların uygulamasında ciddi sorunlar yaşanıyor. Sistemin kurgulanması kağıt ortamındaki gibi yapılmış. Halen vatandaş başhekim onayı peşinde koşuyor, rapor parasını alamıyor, raporları sistemde bulamıyor ve sonuçta işler daha güzel olması gerekirken sıkıntılar yaşanıyor.
Sistemde gereksiz yük var
İlk başlarda elektronik altyapıyı en iyi kullanan kurumlardan birisi olan SGK’da sistemden kaynaklanan sorunlar had safhada. Bunda yanlış kararların da büyük katkısı var. Örneğin en son meslek kodlarının önce işe giriş bildirgelerinde yer alması, akabinde ise aynı şeyin aylık prim ve hizmet belgelerinde bildirilmesi isteniyor. Zaten SGK’da var olan bir bilgiyi her ay yeniden istemeye, sistemleri bozmaya, milyonlarca liralık yazılım maliyetine ne gerek var. Önemli olan işleri kolaylaştırmak olmalı.