İşletme körlüğü, kurumların ve kişilerin eksiklerini ve hatalarını görmelerini önlüyor. Öyle ki, bir çok kişiyi canından bezdiren uygulamalar bu köşeden dile getirildiğinde sorunları çözme merciinde olanlar “münferit” klişesine sığınıp yanlışları halının altına süpürmeye bayılıyorlar.
Okurlarımız hatırlayacaktır, 24 Nisan tarihli yazımızda “SGK online raporlarda sorunlar bitmiyor” demiştik ve halen de devam ediyor. Üstelik her geçen gün daha da kötüye gidiyor. İşverenler, raporlu işçinin hastalık, analık, iş kazası veya meslek hastalığı durumlarında rapor parasını alabilmesi için çalışmadıklarına dair bildirim yapması gerekiyor.
Yapılan düzenleme ile geçici iş göremezlik raporları e-posta ile işverenlere gönderilmektedir. İşverenlere gönderilen raporların içeriğinin yeterli olmadığını, kağıt ortamında rapor olmadığından hangi teşhis ile hangi hastaneden rapor alındığının bilinemediğini, bunun da işletmeler açısından ciddi sorunlar yarattığını belirtmiştik.
2000’li yılların başlarında sigortalıların internet üzerinden gün (hizmet) dökümlerini görebilmeleri için bir çalışma başlatıldığında o dönemde SSK’daki bazı bürokratlar “aman sistemi vatandaşa açmayalım, kimse gün dökümlerini göremesin, şimdi birisi maazallah gidip kan davalısının adresini sistemden öğrenip gidip öldürse ne yaparız” demişti. Kurum değişti, sistem değişti, köprünün altından çok sular aktı ama kafa yapısı hiç değişmedi. Bizim kolaylık olsun diye önerdiklerimiz bürokratları yine rahatsız etti ve çözüm üreteceklerine “kişisel verilerin işverene verilemeyeceği” mazeretine sığınıyorlar.
Yahu, yasa “işverenlere, işe giriş sağlık muayene ve periyodik kontrollerini yaptır, gerekli sağlık tahlil ve tetkiklerden geçir, sağlık raporlarını 15 yıl sakla ve iş değiştirenlerin yeni işverenlerine ver, işçiyi uygun işte çalıştır, sağlığı işte çalışmaya uygun değilse değerlendir” diyor. İşverenlere çalışanlarıyla ilgili bir çok yükümlülük veriliyor, bunlar nasıl yerine getirilecek? Yasalara işverenlere bu kadar yükümlülük getirilirken şimdi birileri kalkmış yazımız üzerine “kişisel veriler” gizli olduğu için işverene verilemez diyor. Şimdi işveren kişinin raporunun içeriğini bilmezse ve çalıştırılmaya devam ettiği için işçi hayatını kaybederse bunun vebalini kim taşıyacaktır. Ya da raporu göremediği için bulaşıcı hastalığı olan işçisinden haberdar olamayan işveren, diğer işçileri hastalandığında nasıl bir hukuki müeyyide ile karşılaşacaktır? Bu işçilerin vebalini kim taşıyacaktır?
Raporun içeriğinin de işverene bildirilmesi gerekiyor ki İş Kanunu ve İş Sağlığı ve Güvenliği Yasasından doğan sorumluluklar yerine getirilsin.
Önemli sıkıntılardan birisi de bu sistemin yetersiz kalması nedeniyle bir basit onay işleminin bile saatlerce sürmesi ve çoğu kez vatandaşı sistemden atmasıdır. Sisteme bir şekilde müdahale edilerek alt yapısı güçlendirilmelidir.
Bir başka ciddi sorun ise yersiz uygulanan idari para cezaları olup, kesinleşmeyen ve henüz işverenlere tebliğ bile edilmeyen idari para cezaları teşviklerden yararlanmayı önlediği gibi büyük mağduriyetlere yol açıyor.
Çalışamazlık bildirimi 3 yolla yapılabilmektedir. Bunlardan ilki çalışamazlık kaydı giriş ekranıdır. Bu ekrandan raporun bitim tarihini izleyen ayın 23`üne kadar girişinin yapılması gerekmektedir.
İkinci yol ise APHB`den yapılan bildirimdir. Günlük ücretli çalışanlar için 01 kodu ile eksik gün bildiriminin yapılması çalışamazlık kaydı yerine geçecektir. Maktu ücretli çalışanlar için ise fiilen çalışmamıştır kutucuğunun işaretlenmesi yine çalışamazlık kaydı yerine geçecektir.
En son yol ise raporların manuel olarak girişinin yapılmasıdır. İşverence çalışamazlık kaydının bu üç yoldan herhangi biriyle yapılabilmesi için çalışanlarca alınan raporun işverene iletilmesi gerekmektedir. Ancak e-rapor sisteminde kaynaklanan aksaklıklar nedeniyle işverenin alınan rapordan haberi olmamakta ve bu nedenle de çalışamazlık kaydı girişi yapamamaktadır.
Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yayınlanan 2013/19 sayılı genelge gereğince manuel raporların yazılı olarak SGK tarafından tebliği, e-raporların ise elektronik ortamda tebliğinden itibaren takip eden ayın 23’üne kadar çalışamazlık kayıtlarının girilmemesi durumunda işverenlere idari para cezası uygulanması gerekeceği belirtilmiştir.
Ancak SGK, işverenlere herhangi bir tebligat yapmadan idari para cezası uygulamakta, itiraz etmesine fırsat verilmeden en yasal hakkı olan teşviklerden mahrum bırakılmaktadır. Rapor elektronik ortamda düzenlenmiş olmasına rağmen işverenin belirlediği mail adreslerine rapor bildirilmemekte/bildirilse dahi ekrana düşmemektedir. Dolayısıyla bildirimi yapılmayan bir rapordan dolayı idari para cezası uygulanmaması gerekmektedir. SGK, idari para cezası uygulamadan önce e-rapor sisteminden raporun işverenliğe neden gönderilmediğini araştırması, SGK sistemindeki hataları ortadan kaldırıp vatandaş mağduriyetini gidermesi ve uygulanan yersiz idari para cezası ile işverenleri zor duruma sokmaması gerekmektedir.
Bu araştırma işleminin çözümü ise yine SGK’nın kendi içindedir. Kısa Vadeli Sigorta Kolları Daire Başkanlığı Bilgi-İşlem Servisinden raporun işverenliğe tebliğ edilip edilmediği ve itirazlarının geçerli olup olmadığı hakkaniyetle soruşturularak ondan sonra idari para cezası uygulanmalı ve sisteme giriş yapılmalıdır. Daha önce “Deli Dumrul” cezaları olarak adlandırdığımız uygulamalar son bulmalıdır. Kaldı ki her SGK müdürlüğünün kendince geliştirdiği hatalı ve yanlış uygulamalar da mağduriyeti artırmaktadır. Buna da bir standart getirilmeli ve keyfi uygulamalara son verilmelidir.