Farkı TEVBEDİR. Tevbe etmeyen kafirdir. Şeytan insanıdır. Şeytan bilgi bakımından Ademden az farklıdır. Marifetullah bilgisi…
İrade Ademde de var şeytanda da var. Bu irade ilahlaştırıcı değildir. İlahın iradesine müdahale edecek güç yok ama insanın ve şeytanın iradesine ilah müdahale eder. Olacakla öleceğin önüne geçemezsin.” Tevbe seni Allah’a yaklaştırır tevbesizlik uzaklaştırır.
Şeytan “Ben Ademden üstünüm”dedi Adem yasak meyveyi yedi. Tevbe Ademi Allah’a tekrar yaklaştırdı. Şeytan tevbeye yanaşmadı. Sığınmadı Allah’a.
İman nedir? Tevbedir. Müşrik Araplar da Allah’ın varlığına inanıyordu. İman tevbedir. İman sığınmadır. Günahı ile övünen şeytan da tevbe etmedi ve Allah’tan güç istedi Adem oğullarını saptırmak için… Ey günah için para kazanan…
Firavun ise nefsinden bildi yaptığı iyilikleri. İyilik imkanı verene şükret. Yani “BEN” dedi firavun. Yoktan var edildiğini unuttu.
Şeytan ahirete inanıyor mu… Evet. Meleklere… Evet. Ey İmanın şartı altıdır diyen… Ey İslamın şartı beştir diyen… Tevben yoksa “euzu” çekmiyorsan şeytandan ve enenden Allah’a sığınmıyorsan… Öz eleştirini yap
İlah aynı İnsan aynı İlahi kitap aynı… Ey Kur’anı dünyayı tanıtmak için yorumlamayan… Sınırlı mı Kur’anın yorumu… İlahın kitabı binlerce yoruma müsaittir… Engel olma..
Mezhep nurdur ama Tek Ehli sünnet hak diyen… İslamı bir devre indirgemiş oluyorsun. Tedriç sünnetullahtır. Muamelat şartlara ve şuura uygun olmalı yani… Şia da Tek benim mezhebim hak diyor. Yahudi tek benim dinim hak diyor… Hristiyan tek benim dinim hak diyor… Enecisiniz. İlahi Enedir ilahi kitabı tahrif eden. Tahrif olan kitaplar yok. Kitap tek tahrif edenler farklı… Aynı kitap indi insanlık için hep. Eneleriyle tahrif etti insan ilahi kitabı… Eneden Allah’a sığın… Allah’u a’lem de… Mezhebim Allah’tan mı indi tek doğru diyorsun… İndirilen din diyen sen de enenden tevbe et. Küstahlık bu… Allah’u a’lem de. Eneden Allah’a sığınan ancak ilahi kitabı anlar ve tahrif etmez. Tefsirler tefsir mi Tahrif mi. Ene müdahale ettiği ölçüde tahriftir o tefsir… O mezhep…
Mezhebin toparlayıcı özelliği vardı Osmanlı yıkıldı mezhebin toparlayıcı özelliği yıkıldı… Dinlerin bile toparlayıcı özelliği yok. Irkların toparlayıcı özelliği yok… Yeni dünyayı doğru okuyun biraz. Müslümana Müslüman demeye bin şahit lazım Hristiyan’a Hrıstiyan demeye iki bin şahit lazım… Enesinin esiri ilahi dini tahrif eder. Tevbe eden kurtulur. Tevbe tekrara Allah’a sığınmak çok önemli. Allah’ın hoşuna giden gitmeyen şeyler belli. Tevbe edeceğin şeyler belli… Suçu suç kabul etmektir tevbe. Allah’ın suç saydığını suç say. Enenin müdahalesini engelle.
Mezhep nurdur tefsir nurdur… Enenin müdahalelerini de çıkaralım… Tefsirden sadece İsrailatı çıkarmak yetmez.
İnsanlar adalet, şefkat etrafında birleşir. Yeni dünyada insanları din ve mezhepler birleştiremeyecektir… İran -Arap gerginliği mezhep kavgası gibi başlasa da… Ülkelerin zenginliklerini hırsızlara kaptırmakla sonuçlanacaktır. Yeni dünyayı doğru okuyalım. Mezhebe faydası olmaz mezhep kavgasının. Ene kavgasıdır mezhep kavgası… Hırsızları unutmayın… Onlar da boş durmayacaktır… Mezhep kavgaları hırsızlara yarar tek.
Irk kavgalarının da yeni dünyada ırklara fayda sağlaması mümkün değil… Silah tüccarlarına yarar sadece…
Şeytanla Ademin farkı demiştik… Allah’a sığın üstünleri Eneler belirlemez. Şeytan da ben üstünüm dedi ama boş…
Hayat Soframda Çürük Meyve
Soğudum bu hayattan
Sofrasında çürük meyve
Bal yemedim
Çürük meyveler yedirdi bana hayat sofrasında…
Ve elinde taş bu hayatın…
Şikayetçiyim hayattan
Nereden bilirdim üvey anneymiş hayat…
Nereden bilirdim varlığın kuzey kutbunda kaldığını dünyanın
Şikayetçiyim hayattan
Şikayetçiyim hayattan
Bu hayat kabil
Ağla gönlüm sensin Habil
Anlamışım da ne olmuş
Hayatım zulüm…
Gel tut elimden gülüm
Ağla gönlüm sensin Habil
Affet Allah’ım beni
Affım için dualar et gülüm
Çürük meyveler yedirdi bana hayat sofrasında…
Neredesin yetim gönüllerin annesi…
Açtım bağlı gözlerimi
Bir çöplük hayat sofrası
İyi ki, ölümlüyüz
Bütün iğrenç yiyecekler hayat sofrasında
Neredesin anne
Çürük meyveler yedirdi bana hayat…
Çok cimri bu hayat
Şikayetçiyim bu hayattan
Neredesin yetim gönüllerin annesi…
Yetim gözlerin annesi
Güneş yüzlü neredesin
Çürük meyveler yedirdi bana bu hayat…
Neredesin ey bahar yüzlüm
Ay sözlüm
Çürük meyveler yedirdi bana hayat…
Yetim derelerin annesi neredesin
Sil yıka elini yüzünü bu gönlün annesi…
Ağlasın mı kirli ellerine bakıp bakıp bir sokak çocuğu bu gönül
Neredesin yetim gönüllerin annesi…
Çürük meyveler yedirdin bana hayat…
Al başına çal ey hayat bu iğrenç sofrandan kaçıyorum
O gözleri bağlı çocuk yok karşında artık
Kor haykırışlarla ağlasın bir sokak çocuğu bu gönül
Kirlendim yağmurlar yok mu
Neredesin yetim gönüllerin annesi…
Nafile bekleyişim
Bir kuraklık var insan kardeşim bir ömür de beklesem
Ağarası yok elimin yüzümün
Çaresizliklerimiz ölü kuşlar gibi
Ve
Ne hilal ne bir yıldız var gecesine güzelliklerin
Ne kazanılmış bir bedir gördüm tarihinde gönlümün
Onca dert buldu gönlümü ya nerede huzur …
Neredesin yetim gönüllerin annesi…
Ve insan kardeşim
On taş yedim başıma iki ceviz geçti elime her ceviz kapma yarışında…
Dürüstlük, o koca devlet silinmiş haritadan
Yazlık kışlık elbisesi var yalanın o bir zengine olmuş gelin…
Susmak reva görülmüş her bülbülle korkuları zalim mi zalim hakkı haykıran dilin
Sevap arama günah istemediğin kadar bol tabak tabak kir
Hayat sofrasında
Neredesin yetim gönüllerin annesi…
Yaralı geyik gibi her gönül
Sevaplar uzak bir dağ
Yarasını kimler sarsın…
Bin yara aldım hayat sofrasında
Neredesin yetim gönüllerin annesi…
Zaman bir savaşçı gönül ülkesinde
Bin depremle yıkan binalarını gülün
Bin atom bombasıyla uçaklarıyla tanklarıyla savaşan bir öksüz çiçekle
Çiçeğin öksüz haritası
Kuyular çöplükler
Yol belli değil ışığın askeri için
Neredesin yetim gönüllerin annesi…
Gül insan ve çiçek düşünce ağlamasın mı bahtına
Baharsız kışlar peş peşe geldi
Leşler gördüm hayat sofrasında
Güneş say Aklı
Ay say vicdanı
Bunları sil
Geriye karanlık kalmaz mı
Güneşini yitirmiş kördür gönlüm
Hayat sofrasında
Cennetim nerede
Neredesin yetim gönüllerin annesi…
Her yerde perde
Gözlerini bağlamışlar sokak çocuğu olmuş gönül
Bütün beyaz düşler beyaz güvercinlerdir
Nerede güvercinleri göklerin
Günahlar, cahillikler
Yalan dolan…
Hayat sofrasında yılan…
Neredesin yetim gönüllerin annesi…
Nasıl bir ülkeye benzer gönül denilen şey bilmem
Gülü yok derdi dikeni çok bir ülkedir ömür…
İnsan kardeşim
Mavisi ölmüş bir deniz payımıza düşen
Neredesin yetim gönüllerin annesi…
Nefis denilen şey en çok da kara toprağa benzer
Bu kara toprağa
Karanlık dikmişler ağaç diye
Karanlığı sulamışlar ağaç diye
Olmaz olsun bu bahçe
Gül büyütmeyen bu bahçe
Neredesin yetim gönüllerin annesi…
Her parçası mezarlık…
Bir dünya benim gönlüm
Cihan harpleri yaşamış bir dünya gönlüm
Yaşım kırk olmadan
İnsan kardeşim masallarım nerede
Sevgi ölmüş saygı ölmüş
Ölmüş güzelliğin askerleri
Taş dikelim mezarlıklara
Bal mı olsun…
Kuş sütü mü beklenilir
Hayat üvey anne sofrası insan kardeşim
İnsan kardeşim
Güneşsizdir bir kutup yazı bu hayat
Bir yaz için iki güneş yetmez
Ne umulur ki, böyle bir hayatın sofrasında
İnsan kardeşim cennetim nerede
Neredesin yetim gönüllerin annesi…