Aferin sana be, aferin. Sana yakışan buymuş meğer!
Şımarıklık tavan yapmış ne âlâ.
Cumhurbaşkanı senin ipini çekerdi bu densizlik yüzünden amma sen dua etki seçim çalışmalarından dolayı araştıracak zamanı yok. Ya da üstüne gidilmemesi için kapatmak zorunda kaldı.
Seçime bir hafta kala sarf ettiğin bu sözünü kesin sana yedirirdi amma, seçime dua et.
Gaziantep banliyo tren hattının açılışında AKP’ li bir vekilin halkına layık gördüğü kelimeler…
Helal olsun sana.
Hak ediyor bu vatandaş.
Sen tasalanma.
Sen gam yeme.
Sen ne ilk oldun, ne de son olacaksın.
Bu millet silkinip kendine gelene kadar söylediğiniz her sözü hak ediyor.
Bu millet, istemese sen o kelimeyi söyleyecek cesareti bulamazsın.
Terbiyesiz adam.
Kendisi ve yandaşları açılışta trende, vatandaş aşağıda haliyle seyrediyor.
Ve sen onları aşağılıyor;
“Şeyin trene baktığı gibi bakıyorlar” diyorsun.
Yanında ki kocaman zartlar da (ki onlar da AKP’li) kahkahalarla gülüşüyorlar!
Ve medyanın üzerine üzerine gitmesi üzerine de, ÖZÜR DİLİYORSUN!
Yapma zavallı, biçare vekil.
Sür eşeğini Niğde’ye.
Sen önce UTANMASINI öğren.
Sen önce çocuklarının yüzüne nasıl bakıyorsun onu söyle.
“Sana böyle bir eğitim mi verdik a oğlum” diyerek mutlaka ki üzülen anne babanın yüzüne nasıl bakıyorsun onu söyle.
Bu deyimin tamamını söylemekten neden çekindin ki?
Terbiyen mi müsaade etmedi yoksa!
Hangi terbiye diyelim? Siyasi terbiye mi, yoksa aile terbiyesi mi diyelim, ya da eğitim mi diyelim?
Gaziantep’e bu hizmeti kazandırmak için kim bilir kaç kapı çalındı, kaç kişi devreye sokuldu, yardım alındı ve sabırla bugünler beklendi biliyor musun acaba?
Belki de senin böyle bir derdin yok!
“Ekmek elden su gölden” geçinip gidiyorsun!
Vatana, vatandaşa hizmet diye de bir derdin olmaya bilir!
Amma, bari vatana millete hizmet etmek isteyenleri hafife alma olur mu?
Onlara saygılı ol. Seni adam bilmiş davet etmişler üstelik!
Seni seçen veya seçecek olan seçmene saygılı ol.
Madem bakmalarını yadırgadın, adam olsaydın da trene alsaydın. “Öküzün trene baktığı gibi” bakmasalardı! Adam gibi (senin gibi !!) koltukta bu hizmetin hazzını yaşasalardı!
Amma illa ki bakmak isteyen olacaktı senin anlamadığın bu güzel hizmete.
Senin seçmenin, ya da muhalif seçmen illa ki olacaktı!
Vatandaş adına üzüldüm.
Hatta buna reva görüldüğü için ağladım…
Vatandaşı bu derece aşağılamaya üzüldüm, kendime kahrettim. Evet kahrettim.
İçim içimi yedi amma bir şey yapamamanın ezikliğini, çaresizliğini yaşadım.
Yapabilir miydim bilemiyorum amma bir başsavcı olmayı çok isterdim. Hesap soracak, sana bu cümleyi yedirtecek bir güç olmayı çok isterdim.
Sözün Özü!
Okurlarımdan özür dilerim “SEN” kelimesini kullandığım için. Zira “SİZ” demeyi kendimce bu zatın hak etmediği kanaatine vardım. Vatandaşa “trene bakar gibi bakıyorlar” diyerek İNSANI, dört ayaklı bir hayvana benzetmesi, alay etmesi, onuruyla oynaması, bana dokundu. Hem de bir hizmete tanık olan masum, yaya, sıradan suçsuz, konuşulanı duymayan vatandaşa kullanılmasına çok, amma çok içerledim! Yiğit olsan iner aşağıda bağırırdın. Amma değilsin işte.