Gün/aydın dostlarım…
Yasamak sevmektir diyorsan… Yaşama sevincini yitirme…
Kollarını aç… ________________ Benim adım SABAH… Sevgiye başlangıcım ben…
Güneş her sabah yeniden doğar. Gün ise her şafakta yeni umutlara gebe… Ve siz eğer isterseniz hayatı bir ucundan yakalama şansına sahipsiniz. Yeter ki isteyin deneyin ve her ne olursa olsun her sabah uyandığınız da gülümseyin. Bu dünyadaki varlığımızın, dostlarımızın var olmasıyla anlam bulduğunu, bazen bir çiçek bazen küçük tatlı bir sözün bile kırık bir kalbi tamir edebileceğini, özür dilemenin, teşekkür etmenin ve şükretmenin “erdem” olduğunu asla unutmayınız.
Rüzgâr… Bugün olmasa da yarın; önüne katıp götürüyor içinde acı olan her şeyi… Her gün güneş yeniden bizim için doğuyor… Böyle bir dünyada, artık güzel şeyler duymaya, gülen yüzlere çok ihtiyacımız var…
Hayat hepimizin avuçlarının içinde… Kimimizin nasır tutmuş parmaklarında, kimimizin boya bulaşmış ellerinde, kimimizin mürekkep bulaşmış parmaklarında, kimimizin iş yorgunluğunun sindiği gömleğindeki ter kokusunda…
Kısaca hayat benliğimizde…
Nasıl istersek, neye karar verirsek hayat orada vardır.
Yeter ki siz hayatı yaşamak isteyin, hayat enerjinizi kaybetmeyin ve güzel enerjinizi herkese yansıtın… Acısıyla, tatlısıyla… Hayat yaşamaya değer…
YAŞAMAK GÜZELDİR! Hem de çok güzel…
Ve ben baktım ki ardıma yıllar tükenip bitiyor hiç dur durak bilmedi bana bir dur da soluk al beklerim demedi. Yaşam zamanım hızla tükenip bitiyor bitiş çizgisine ne kaldı bilmiyorum ama farkındayım.
Çünkü yıllar kendini kovaladı durmadan, bir akşam gün batımına usulca baktığımda ne kadar yalnız olduğumu anladım…
Koşuyordu__ insanlar___ yürüyordu, uyanıktı___ insanlar___ uyuyordu, sevmiyordu___ insanlar___ seviyordu, konuşuyordu___ insanlar__ konuşmuyordu, pembeydi ___insanlar__ beyazdı, karaydı___ insanlar___ griydi… Bense kayboluyordum yalnızlığımın içinde ya da yeni bir boyuta taşıyordum bedenimi, ruhumu bırakarak…
Sonra düşündüm, umut dedim___ var mıydı? vardı ama!!!…
Bende var mıydı?___
Hiç umutlarınızın bittiğini sandığınız tamam, hiç daha kötüsü olmamıştı dediğiniz zamanlarınız oldu mu?
Ya da; ”bittim, mahvoldum” dediğiniz?
Damağınızda acımsı bir tadın hiç geçmediğini, yüreğinizdeki o mengenenin de canınızı sıktıkça sıktığını hiç hissettiniz mi?
Yalnızsınızdır… Savunmasızsınızdır… Yorgunsunuzdur…
Anlatamaz, anlayamazsınız da…
Gözünüzde bir damla yaş, her an hazırdır akmaya.
Sebepli ya da sebepsiz…
Soğuktur elleriniz, belki ısıtacak bir elin olmamasından.
Çirkinsinizdir kendinizce. Aynalara da küs…
Gözlerinizdeki pırıltılar yok oldu, yok olacak gibidir…
Çaresizsinizdir. Sebep çoktur.
Ya parasızsınızdır, ya terkedilmiş, ya hasta.
Aslında yüzlerce ya da vardır sizi bu hale getiren.
Ne zaman geçecek bilmezsiniz.
“Umut garibin ekmeği” umarda umarsınız.
Ya çaba?
Oysa hiç gördünüz mü, kim bilir kaç gün olmuş dalından koparılmış kasımpatlarını?
Hala dimdik, hala ayakta, hala pırıl pırıl… Koparılmaya inat solmamaya kararlı.
Oysa aklımız hep güllerdedir, hep lalelerde…
Solmak, kurumak çok kolay…
Oysa dimdik ayakta durabilmek önemli olan…
Yılmamak zorluklardan…
Hayallerden, umutlardan vazgeçmemek asıl olan.
Ne dersiniz denemeye var mısınız kasımpatı olmayı?
Her şeye rağmen, her şeye inat… her sabah uyandığınızda;
“HER ŞEYE RAĞMEN BUGÜN YİNE ÇOK GÜZELSİN HAYAT” deyip; Her gün yeniden doğun…
Ve doğunca gün ve günle doğan siz, ilk işiniz aynaya bakın, işte önce kendinizi sevmeyle başlayın, yeni doğumun yeni gününe ve de önce kendinize söyleyin dudağınızın kenarına astığınız tebessümle GÜNAYDIN demeye… Sevgiyle kocaman bir Günaydın… Sevin dostlar, tüm kalbi duygularınızı ortaya döküp, çıkın yeni doğan güne___ SEVİN, sevin ki SEVİLİN…
Sevgi… Biliyor musunuz, bu nasıl bir güçtür ki insanın içindeki tüm öfke ve kızgınlıkları silebilir, bu nasıl bir duygudur ki her şeyi, tüm olumsuzlukları hatta bazı yapılan haksızlıkları unutturabilir. Samimice söylenen bir ”seni seviyorum” kelimesi neleri değiştirebilir biliyor musunuz? Çok şeyi…
Bakın dikkatinizi çekerim; Aşk demiyorum, sevgi…
Her zaman seni seviyorum demekte gerekmez, sevdiğinizi gösteren herhangi bir tavır, bakış, önemsemek, önemsenmek…
İnsanlar birbirlerinden sürekli sevgi bekliyor aslında. Sevgilimizden sevgi bekliyoruz, ailemizden, kardeşlerimizden, dostlarımızdan. Sevildiğimizi gerçekten hissettiğimizde sakinleşiyoruz, mutlu oluyoruz. Oysa sevgisizlik türlü çıkmazlara sokuyor bizi. Aslında sokmamalı. Biz hep bunun için uğraşıyoruz. Ama sevgi hep bir ihtiyaç ekmek gibi su gibi tıpkı…
Sevin ailenizi, sizin aileniz olduğu için. Sevin dostunuzu, sizi her zaman pohpohladığı için değil, milyarlarca insan yerine, sizin dostunuz olduğu için. Sevin eşinizi, iyisiyle, kötüsüyle hayatı sizinle paylaştığı için… Sizinle aynı görüşte oldukları için değil, farklı görüşte bile olsanız sevin insanları… Çünkü sevmek bir gün onun veya sizin doğruda olduğunuzu ortaya koyacak tek duygudur…
Ben bugün mutluyum. Çünkü biliyorum seviliyorum. Her şeyden önemlisi her şeye rağmen sevebiliyorum; insanları, doğayı, yaşamayı. Bu çok güzel bir duygu, kendimi hafiflemiş ve yenilenmiş hissediyorum.
E ne duruyorsunuz. Sevin doya doya… Sevgi dolu güzel bir gün olsun inşallah… Ellerim semada ve Rabbime dualarım hep bu yönde…
Bu ara da unutmadan söylemek istiyorum. “SİZİ ÇOK SEVİYORUM…”
Gününüz aydın, geleceğiniz umut, sevgi ve hoşgörüden geçsin…
Başka Türkiye yok, bu ülke hepimizin, birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için…
Bu ülkenin sahipleri yalnızca bu ülkeyi karşılıksız seve bilenlerdir…
Gönül soframdan gönül sofranıza muhabbet olsun, gecenizden doğan sabahınıza ve hep güzel haberler almanızı dilediğim yeni haftanızın günlerine selam olsun…
#öskurşun#