Sözlerime başlarken öncelikle tüm öğretmenlerimden, öğretmenlerimizden onları sadece senede bir kez hatırladığım için özür dilerim…
Sizinle ilk tanıştığımda çok korkmuştum. Okulun nasıl olacağını, nasıl ders işleyeceğimizi ve neler yapacağımızı bilmiyordum.
Kalem tutmayı tam bilmiyordum ve annemi çok özlemiştim. İlk gün çok ağlamıştım.
Eve gitmek istemiştim. Bize bu kadar güzel oyunlar öğreteceğinizi, adımı yazmayı göstereceğinizi ve bahçeye çıkaracağınızı bilmiyordum. Birlikte şarkı söyleyeceğimizi ve beraber sayıları öğreneceğimizi de bilmiyordum.
Bu yüzden ilk gün çok korkmuştum.
Sonraki günlerde sizi sevmeye başladım. İlk gün çok korkmuş olsam da siz bana hep iyi davrandınız.
Üzerimdeki emeklerin sahibi öğretmenlerim;
Bu yazıyı siz bana yazmayı öğrettiğiniz için yazabiliyorum. Yazdıktan sonra siz bana okumayı öğrettiğiniz için okuyabiliyorum. Siz bana öğrettiğiniz için doğru şekilde noktaları koyabiliyorum. Siz bana gösterdiğiniz için kalemi düzgün tutuyorum.
Sevmeyi sizden öğrendiğim için insanları çok seviyorum. İyi ki benim öğretmenim olmuşsunuz.
Öğrettiğiniz her şey için teşekkür ederim. Verdiğiniz emekler ışığında her zaman merak etmenin ve öğrenmenin gerekliliğine inanandım. Her gün günaydın derken ki yüzünüzü ve gülümsemenizi unutmadım.
Çünkü siz, hayattaki tuvalimi hangi renklerle boyayacağımı bana öğretiniz. Bazen renklerimim solduğunda bana yardımcı olan, bazen renklerim karıştığında nasıl ayıracağımı gösteren en büyük kurtarıcı, yol gösterici oldunuz.
Hayattaki tuvalim her zaman mutlu renklerle dolu olmadı. Bu sebeple tuvalimin bazı yerlerinde siyah çizgiler kalacak. Ama siz bana bu siyahlarla nasıl başa çıkacağımı gösteren oldunuz.
Tuvalimdeki en güzel boyalar, kendi renklerimden bulup çıkardıklarımdır. Yaptığım en güzel resimler, gökyüzünü dilediğim renge boyadığımdır. Siz bana kendi gökyüzümüzü istediğimiz renge boyama fırsatı verdiniz. Siz bana kendi tuvalimi doldurma imkânı tanıdınız.
Benim hayatımdaki en güzel renk sizsiniz. Bu durum daima böyle kalacak. Daima sizin renginizden yürüdüm ve yürüyeceğim. Sizi seviyorum öğretmenlerim.
Bana bu kadar çok şey öğrettiğiniz için teşekkür ederim.
Bana hayat çok zor, derdiniz. Öğrendim gerçekten zormuş.
Hep gitmek zorunda kalıyormuşuz bir yerlerden. Ama ne kadar uzağa gidersek gidelim, bazı insanların kıymeti daim oluyormuş gönlümüzde. Ne kadar uzaklaşırsak uzaklaşalım, o insanın verdiği ilhamı içimizde taşıyormuşuz.
Bana verdiğiniz ilham için, bana bu kadar güvendiğiniz için, kanatlarımı açmama izin verdiğiniz için.
Ben kanatlarımı açayım diye bir buluttan atmak yerine güzelce hayata uçmayı öğrettiğiniz için. Beni üzmek yerine incitmeden öğretmeyi tercih ettiğiniz için. Varlığınız için teşekkür ederim ve bu bağlamda diyorum ki;
Yüce Türk öğretmeni, daima Türkiye Cumhuriyeti devletine karşı, görev ve sorumluluklarının idraki içerisinde olarak, Türk Milletinin ülkesi ve Milleti ile bölünmez bütünlüğünün gerçek savunucusudur…
Türk Milli Eğitimin Amaçları doğrultusunda hareket ederek, Atatürk Milliyetçiliği, ilke ve inkılâplarını benimsemiş, manevi değerlerine sahip çıkan, demokratik, çağdaş, laik ve sosyal bir hukuk devletinin simgesi durumundadır…
İşlenen nakışlar ayrı bir sevda anımsatır gençlere. Dokunan kilimlerde alın teri karışır renklere. Kitaplar, inci tanesi bilgiler savurmaya başlar rüzgâr gibi.
Bilgiler bir oraya savrulur bir buraya. O bilgileri hayat yolunda birileri bulur ve kendilerine pusula edinirler. Onlar ki dünyadaki en şerefli, en kutsal mesleği yapanlardır bütün gözlerde.
Öğrenciler, karanlık bir kuyu içinde kurtuluşu beklerken gizli bir el dokunur titreyerek.
Puslu camlardan bakanlara açık bir yol olmuştur hiç kapanmayacak.
Bu sayede geleceğe ilk adım atmış olacaklar öğrenciler. Dünyanın anlamsızlığını çözmeye çalışmışlardır kitapların arasından.
24 Kasım, yürekleri sevince boğacak anlamlı bir gün. Noktalı virgülün iki cümleyi birbirine bağlaması gibi onlar da öğrencilerle birliktedir her daim. Gözlerdeki puslu camı şefkatleriyle silerler içten bir tavırla. İki kapılı han, meçhullerle doludur hayat çizgisinde.
Öğretmenler elleri öpülecek, her zaman saygı ve sevgiyi hak eden insanlardır. Onlara sadece bu önemli günde değil, her zaman hatırlayıp değer vermek gerekir. Bir ulusun çağdaş ülkeler düzeyine erişebilmesi; eğitim ve öğretimin kaliteli ve bilimsel yöntemlerle yürütülmesi ile ancak mümkün olabilir.
Yaşı benden küçük bile olsa öğretmenliğin yüce büyüklüğünü taşıdıkları için tüm öğretmenlerimizin tebeşir, kitap, defter, kalem kokan o mis gibi ellerinden öpüyorum…
Elbette ki Öğretmenlik öyle yılda bir kez süslü ifadelerle anlatılması imkânsız olan, ancak yaşanılarak anlaşılan bir meslektir.
Hakkını verebilmek için sorumluluğunu ve emeğini kavramış olmak gerekir.
Dedektif gibi hep o meçhuller; aramakla geçer bütün ömrü. Bir deryada, hırçın dalgalarla mücadele ederler içlerinde umut ışığı var oldukça. Hep bir şeyi öğretmek için emek verirler öğrencilere.
Doğruluk, hayatta en mühim şeydir insanların yüreğinde. Bu mükemmel olan şeyi öğretenler yine onlardır. Bir anne, bir baba gibi üstlerine titrerler öğrencilerin. Bu emeklerine karşı en çok istedikleri şey ise “Başarı” dır.
Öğrencilerini başarılı olarak görmek, yüzlerinde bir tebessüm oluşmasına dâhi yeter. Mutluluğun kapısını açmak için anahtarını bulmak gerekir ilk önce.
O anahtar ise beyinlerindeki hazinede saklıdır bulmak isteyen için. Gülmekte ağlamakta insanlar içindir dünya çemberinde. Bugün gülme vakti geldi Türk evlatlarına. Onlar bir güldür hiç solmayan ve hep kan kırmızısı kalan. Bugün, onlara öğretmen olduklarının mutluluğunu yaşatalım yüreklerinde. Hakiki başarıyı gösterelim önlerinde.
Sadece, 24 Kasım’da değil, her zaman onları hatırlayalım. Bir tebessüm dâhi yeter onları mutlu etmek için. Onlardan bu tebessümü esirgemeyelim. Çünkü onlar her şeye değer.
Öğretmen bizleri bilgi ile aydınlatan bir mumdur. Yansıttığı ışık bilgi ile aydınlanmamızı, karanlıklardan kurtularak önümüzü görmemizi sağlar.
Bu mesleğe ömrünü adamış, işini severek yapan, kendinden çok öğrencilerini düşünen öyle öğretmenlerimiz vardır ki onların önünde saygıyla eğilmek gerekir. Öğretmenlik, kutsal bir meslektir. Öğretmen, ufacık zihinleri yoğurarak kendini ifade edip düşünebilen bir birey meydana getirir.
Ülkemizde öğretmenlerin pek çok sorunu bulunmaktadır. Bunların en önemlisi genç neslin öğretmenlere karşı saygısını yitirmiş olmasıdır. Bunun pek çok sebebi vardır fakat yine de bu gerçek öğretmeni fazlasıyla üzmekte ve yıprat maktadır.
Bunun dışında öğretmenleri maddi ve sosyal haklarında da iyileştirmelere yapmak gerekmektedir. Ülkemizde evini geçindirip, çocuklarını okutabilmek için ek iş yapan pek çok öğretmen vardır.
Elbette ki Öğretmenlik öyle yılda bir kez süslü ifadelerle anlatılması imkânsız olan, ancak yaşanılarak anlaşılan bir meslektir.
Hakkını verebilmek için sorumluluğunu ve emeğini kavramış olmak gerekir.
Kısacası öğretmenlik övülmekle bitmeyen, değeri ölçülemeyen bir meslektir.
“Dünyanın her tarafında öğretmenler insan toplumunun en fedakâr ve saygıdeğer unsurlarıdır” diye Ulu Önderimiz tarafından öğretmenin değeri en veciz biçimde ifade buyrulmuştur.
Geleceğimizin mimarı ve insan mühendisleri olan öğretmenlerimiz, mahareti ve bilgisi ile çocukları ve gençleri yoğurup şekillendiren, onlara objektif yön veren doğruluk, dürüstlük, adalet, insanlık duygu ve erdemlerini öğretip, kavratarak hakikati gösteren kısacası onların istikbalini çizendir.
Eğitimcisiz ve öğretmensiz millet olunamayacağı gerçeğinden hareketle, insanlığın bile her çağda, her dönemde, her türlü cehaletten kurtularak, ilim yolunda ilerleyebilmesi de ancak öğretmenler sayesinde mümkün olabilmiştir…
Yüce Türk öğretmeni, daima Türkiye Cumhuriyeti devletine karşı, görev ve sorumluluklarının idraki içerisinde olarak, Türk Milletinin ülkesi ve Milleti ile bölünmez bütünlüğünün gerçek savunucusudur… Türk Milli Eğitimin Amaçları doğrultusunda hareket ederek, Atatürk Milliyetçiliği, ilke ve inkılâplarını benimsemiş, manevi değerlerine sahip çıkan, demokratik, çağdaş, laik ve sosyal bir hukuk devletinin simgesi durumundadır…
Karşılıksız seven, kalbi sevgiyle dolu, olmazı başaran, cehalete dur diyen; bilgi, inanç, ruh verip karanlığı kovan; geleceğin güveni, geçmişten ders alan; cıvıl cıvıl gözlere umut ışığı olan; çaresizliğin filizlendiği yerde ümit, korkunun mayalandığı yerde yürek, güçsüzlüğün güçlendiği yerde bilek, öksüz ve yetim yavrulara sımsıcak kucak açan yüce ve kutsal bir mesleğin mensubu siz değerli öğretmenlerimizi gönülden selamlıyor ve saygıyla önünüzde eğiliyorum…
Yaşı benden küçük bile olsa öğretmenliğin yüce büyüklüğünü taşıdıkları için tüm öğretmenlerimizin tebeşir, kitap, defter, kalem kokan o mis gibi ellerinden öpüyorum…
Başta Başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, ilkokula başladığımda bana ilk okumayı yazmayı öğreten ve bu günüme ışık olan rahmetli İlhan öğretmenimin, Orta öğrenime başladığımda edebiyata ve şiire merakımı görüp bu yolda ilk hamurumu karan rahmetli Yusuf Nalkesen öğretmenimin, tohumları yeşertip ağaç seviyesine getiren emekli olmuş, halen görev yapan öğretmenlerimizin, eşimin, gelinlerimin, uzak, yakın, eş dost, akraba, tüm saygıdeğer öğretmenlerimizin, 24 Kasım Öğretmenler Gününü kutlarken, görevi başında şehit olmuş, hakkın rahmetine karışmış diğer tüm öğretmenlerime ve öğretmenlerimize Allah’tan rahmet diler, şükranlarımı sunarım…
Hayatımda geçen bunca süreç için ve ne kadar olacağını bilmediğim bundan sonraki her nefes aldığım gün için söylediğiniz, öğrettiğiniz her şey için sonsuz teşekkürlerimi, en kalbi saygı ve selamlarımı sunar, yüreğinizin ışığı hiç sönmesin dilerim… İnsanlığa, sevgiye, saygıya, Yaradandan ötürü, yaratılmış her şeye merhamet duyan, siz güzel insanlara sevgi ve muhabbetlerimi iletiyorum… Sizler bir gün değil her gün anılmaya ve anlatılmaya layıksınız…
ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜZ kutlu olsun…
#öskurşun#
ÖĞRETMENLERİME…
Kalbin ilimle irfan, yüreğin sevgi dolu
Amacın öğretmektir, yolun uygarlık yolu
Öğrenci kuş misali, başında cıvıl cıvıl
Mesleğin aklaşıyor yüzünde geçen her yıl
Çünkü çokları senden alır istikbalini
Tebeşir tozlarıyla ak pak olmuş elini
Saygı ile eğilip, öpmek gelir her an içimden
Duygulanır her insan, ölümsüz eserinden
Sensin tek yardımcısı ilime muhtaçların
İlerlese de yaşın, ağarsa da saçın
Amacın, cehalete savaşmak gündüz gece
Öğretmektir ilimi harf harf, hece hece
Cihanı aydınlatır senin essiz meşalen
Kendin yaşlansan bile, gönlün çok gençtir halen
Çünkü sendedir ilim, irfan denen mücevher
Sendedir sevgi saygı, sendedir eşsiz cevher
Ne büyüklük bilirsin ne kibir ne gurur
Sen ölüp gitsen bile eserin ölmez durur
Defterde satır satır, kitapta yaprak yaprak
Elin tebeşir tozu, yüzün mesleğinle ak
Cehalet denen derdin, tek ilacı sensin
Yüce Türk milletinin başının tacı sensin
Öğretmenim, sendedir bilgi, duygu fedakârlık
Sendendir öğrenmek, sevgi, saygı her uygarlık…
23 Kasım 2013
(çınardan öğretmenlerine naçizane bir hediye)