Hayatın anlamlarından biri de sevgidir. Sevgi, mutlu yaşamanın da anahtarıdır. Bu açıklamaya göre, yaşanmışlığa geri dönüp baktığımızda, yaşantının; zaman içinde, sevgi atmosferi ile karşılaştığına tanık oluruz.
Yaşantıyı devam ettirdiğimiz, atmosfer sevgiye odaklı değilse, orada yalpaladığımızı, dengemizi toparlayıp çıkma istediğimizden anlarız.
İçinde olmakla gurur duyduğumuz, atmosfer, sevgi üzerine yoğunlaşmışsa, neşelenir ve anılarıyla yaşamak isteriz.
Sevgi eksikliğinde, yaşananlara baktığımızda, sıkıntılı olaylara rast geliyoruz. Kısacası, dünya olaylarına göz attığımızda, istenmeyen durumlar, önlenemez de olsa, yine altında sevgi eksikliği aramak gerekmektedir.
Bazen anlamlandırdığımız yerde sevgi de olsa, kaderin girdabına takılıyor ve onu yönlendiremiyoruz. Gücümüz kadere sevgiyle de olsa, karşı bir eylemde bulunamıyor. Fakat mücadeleye de girmiyoruz.
Mutluluğumuzu çevreleyen halkalara baktığımızda, içimizden gelen sevgi çırpınışlarının birbirine eklendiğini yaşıyoruz. Ruhumuzu iyiliklerle dolduruyor ve ahlaklı bir atmosferde yaşadığına seviniyoruz.
Yaşantımızı anlamlandıran sevgi, yüreğimizin paslanmasına neden olan, kin ve nefreti önler. Onu ahlakla cilalar, üzerinde suyun tutmadığı bir yapıya dönüştürür.
Belki her şey sevgidir ama bazen de sevgiye bağlayamadığımız bir olayın yanımızdan, geçtiğine tanık oluruz. Bu noktada da kader diyerek işin içinden kolaylıkla sıyrılıyoruz.
Sevgi eksikliğinde, kalbimizde yer etmeye çalışan öç alma duygusunu da anlamış sayılmayız. Buna rağmen mutluluğumuza zarar gelmediğine seviniriz. Neşemizi sevgi atmosferine bağlarız. Fakat düşündüğümüzde tam örtüşmediğine tanık oluruz.
Hayalimizde de gerçekte sevgi ortamını buluyoruz. Bilmeden sevgiye odaklanıyoruz.
İnsan sevgi anlamında yaşantısına odaklandığı için, bu değerler olmazsa olmazıdır. Bir sapma durumuna çok üzülecektir. Böyle insan değildim, bana ne oldu diyecektir.
İnsan sevgiyle yaşayacak ve sevgide kalacaktır.
Hasan TANRIVERDİ