Sermaye birikimini kentler üzerinden anlamak..
Ne söylenebilir?
Rant ekonomisinin önemli bir kolu kentsel rantlardır.
Kent arazilerinin özelleştirilmesi ve bu bölgelerin serbestçe imara açılması, bilime-akla aykırı yapılaşmalar, denetimsiz binalar, imar afları ve sorgulanmayan uygulamalar..
Sonuç; büyük depremlerin gerçekleşmesiyle on binlerce can kaybı, yüzbinlerce yaralı, dayanılmaz acılar, yıkımlar, maddi ve manevi yok oluşlar..
Kentsel belleklerin yitimi..tarım arazilerinin, ormanların yok olması, doğanın kirlenmesi, zarar görmesi..
Kentsel rantlar Türkiye Kapitalizminde uzunca bir süredir sermaye birikimini hızlandıran başlıca araçlardır.
Neoliberalizmin bu “yeni” kentlerinde oluşan yaşantılar edebi eserlerin konularına girmiştir.
Örneğin Tahsin Yücel’in Gökdelen romanı.. İstanbul’un betonlaşmasını çok güzel anlatır.
Örneğin Metropolis filmi.
Gökdelenler, doğadan uzaklaşan insanlar, içsel mekanların kaybolması, insanların kendilerini tutsak hissetmesi..
Örneğin Galip’e Feza adlı öyküde; insanın doğadan kopuşu..
1980 sonrası egemen olmaya başlayan neoliberalizmin yakıtı rant ekonomisidir.
Sanayileşme, adil bölüşüm, doğaya ve çevreye duyarlı verimli büyüme, toplumsal gelişme gibi insancıl kavramlar terk edilmiştir.
Yerlerini, özelleştirme, betonlaşma, dikey binalar, yükselen piyasalar, alışveriş merkezleri gibi kar hırsını önceleyen kavramlar almıştır.
Ülkenin ekopolitiğinde çağdaş, halkçı, kamucu bir gerçek dönüşüm biriken sorunlara çözüm kapısını açacaktır.