Seni sevmekten öte bir yerdeyim. Uzun vadilerde aşk boyu yürüyorum. Sende durmanın değil sana varmanın derdindeyim, sesini duymanın, muhâbbetin seyrindeyim.
Uykunu bölen hatırlanmanın hazzında, sarıldığın hayalin içindeyim.
Dışarıda bırakılmış bir çocuğun gözleriyle bakan çaresizliği şefkatiyle saran gözlerimin bebeğinde alevlenen ateşteyim.
Derinlerde bir yerlerde uyanan yangının kollarında, alev alev bir dünyada, korda, nârda, közde, küldeyim…
Aşinayken, unuttuğum derin duygulara çarpa çarpa dinlediğim türküler boyu gamım, kederim, hasretim…
Kendi kollarımda uykuda, rüyada, hatırda, gönlümdeyim…
Beklenmeyeni beklemekten vazgeçtiğim mutlulukta, gönül koyduğum sevdanın yadındayım..
Düşe düşe aşk düşen kalbimde, düşünde, düşte, kirpikteyim…
Rüzgarında, yağmurunda, ikliminde, yazında, kışında, baharında, hazanındayım.
Bir kefen gibi bedenimi saran çekilmez gurbette bahtıma düşen sılanın nazında, niyazındayım…
Vaha Sahra