İstanbul sen mavisi buz, yeşili yaprak gibi olan bir şehirsin. Arnavut kaldırımların, tarihi köşklerin ve viran tepelerin bana burjuva ve fakir insanlari anlatır. Sen ki bütün heybetinle yedi tepeli yedi dünyanın hikăyesisin İstanbul. Köprulerin onlar da bir kadının boynuna takılan inci kolyeler gibi. İstanbul sağır sultanın bile duyduklarını anlattığı resimlerden daha güzel bir şehirdir. Çünkü sen dünyanın merkezisin. Gündüzü çok kalabalık bu şehirde dünyanın bütün ülkelerinin seslerini, renklerini ve simalarını görebilirsiniz. Bazen yorgun insan gibi uzanır denizde vapurları, bazen boğazda gelin gibi. Vapurlardan martılara attığınız simitler onların yemekleri gibi olsada aslında İstanbul’a dair saklanıp adı konulmamış güzelliğin gizliliğidir. Denizin iyot kokusu inceden boğazınızı yaktığında, mavi suların üstünde dalgalarla dans eden yunuslar, cıvıl cıvıl okula koşan çocuklar mısralara çok incelikler kazandırır. Hele bir Kız Kulesi var ki onun yeri ayrıdır. Sanki saklar onu İstanbul herkesten Kaşıkçı Elması gibi.
Tarihin en canlı, en diri yeridir. İstanbul bir çağın kapanıp açıldığı, koca çınarların yattığı yerdir. Topkapı Sarayı, Yerebatan Sarnıcı, Dikilitaşı, Camileri, hanları hamamları, küçük kasrları… Hangi hikăyenin adını sorsanız hepsini bu saydığım mekanlar bütün ihtişamları ile anlatırlar. İstanbul şehirden öte bir dünyadır aslında. Sonsuzluğun huzuru,cehennemin ateşi, soğuk ayazların, gecelerin dilidir. İstanbul senin benim gibi etten kemikten değildir ancak yüzyıllar boyunca yaşayacak bir devir. Üstelik bu devin çok güzel aşkları, yıkılışlar, kayboluşları, isyanları, her devirde gördüğü ölümleri vardır. Yalıları, marinaları, limanları bir ressamın fırçasından çıkan boya gibi rengarenktir. İstanbul ençok siyah ile beyazı bir de kurşun grisini sever. En çok kışın güzelleşir İstanbul. Hele bir kar yağsın Aydos ormanlarına ya da Belgrad ormanlarına ağaçların gelinlikleri bütün gelinlerden daha beyaz daha durumdur. Saçları bazen bukle bukle dalgalı ,bazen bir çarsaf kadar düzdür, gözleri çivit mavisi ya da yaprak yeşildir. Elleri ince ve uzun, narin parmakları ile bezenmiş kınaları vardır. Öylesine güzeldir ki İstanbul hangi kelime gelse yanına üç nokta konur. Ve haritasıyla İstanbul kendisini feth edeni tasvir eder. Adı güzel bu şehrin Rumeli ve Anadolu Hisarı ayrı bir tarih potresidir. Geceleri İstanbul ‘da yıldızlara hiç gerek yoktur. Çünkü İstanbul’un yanan bütün ışıkları yıldızdır. Köprülerinde yanan ışıkları denize sanki yakamoz olarak vurur. Boğazda mehtaplı gecelerde gökyüzüne bir de İstanbul’a bakarsanız göreceğiniz tek şey dünyanın bütün ışıklarıdır.