Sen de o vücuttan yana isen…
Sen de o vücutla insan isen…
O ancak, doymayan bir vücutla, insan olduğunu zanneder. Ayı gibi irileşmekle yetinir. İrileştikçe insanlığı hatırlar ve üstün dereceye eriştiğini kabullenir.
İnsanları aşağılar, hor görür. Yer yutar ve haklı olduğunu zanneder. Bu şekilde, yangından sonraki, yamaçlara döner.
Ben ha o ki ben, iriyim, beni tanımalılar. Takip etmeliler. Tepedeyim, çevremde elektriği, tüm ev aletlerini, iletişim araçlarını, televizyon ve telefonu buldum ve kurdum.
Ben ha, oyunları icat ettim. “Top” diye dünyayı ayağa kaldırdım. Top oyununu icat ettim.
Mutfak gereçlerinin modelleri bana aittir. Caddeler ve parklar yeni icadımdır.
Ben de o, sen de o, aynıdır. De o, vücut yapımızdır. Güçlü yapımla dünyanın çivisini çıkaracak durumdayım.
İnsanlıkta esas olan ruhtur. Ruh ile beden beraberdir. Ruh devamlı ileri gitmeye elverişlidir. Ruh hareket haline geçer. Bedenle birlikteliği sağlar. Ruhsuz beden bir işe yaramaz. Çünkü ruh, ahlak demektir.
Sen de o ruh bulunmaz. Ruh mazlum olmayı ister sen de o yoktur.
Sen de o ruh ve beden ilişkisi görülmez.
Sen de o ahlak güzelliğine rastlanmaz.
Sen de o adalet ve hukuk anlayışı bulunur mu?
Sen de o bağımsızlık ve cumhuriyet anlayışı düşünülür mü?
Sen de o sabır ve telkin de olacağını sanmıyorum.
Sen de o şahsiyet ve terbiye olamaz.
Sen de o nazik ve kibar davranış esmez.
Sen de o ahlak anlayışı geçerli değildir.
Sen de o doğa kuralları geçerli değildir.
Sen de o sevgi ve saygı isyan etmiştir.
Sen de o kemale ermiş bir şahsiyet olacağını sanmıyorum.
Hasan TANRIVERDİ