Türkiye’nin en büyük 2. gölü. Dünya’da eşi benzeri olmayan bir göl. Kristalleşince gözlerinizi alamazsınız. Tabiat için büyük öneme sahip olan Tuz Gölündeyiz… Büyülenmek mi istiyorsunuz? Rotanızı çevirin Şereflikoçhisar’a. Gün batımında buz pisti gibi parlayan sığ göle.
Bu toprakları bize vatan yapan, aziz ecdadımızın Çanakkale’de verdiği şehitlerden ve gösterdiği kahramanlıklardan dolayı İlçemiz Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Şerefli unvanı ile ödüllendirilmiş ve onurlandırılmıştır. Çanakkale Savaşında 274 şehit verdiği kayıtlardadır. O zamanki nüfusa göre büyük bir orandır. Ruhları şad olsun. Atatürk ve tüm şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyoruz.
Kültür Bakanlığının höyüklerde yaptığı araştırmalara göre, Şereflikoçhisar`, MÖ. 3000 yıllarına kadar uzanan 5000 yıllık tarihi geçmişe sahip. Tuz Gölü ve Şereflikoçhisar, ülkemizin en eski yerleşme alanlarından. Höyükler halindeki ilk yerleşmelerden çıkartılan güneşte kurutulmuş kiremitler Cilalı Taş Dönemi’nde bile buralarda yerleşildiğini göstermektedir.
1927- 1935 yılları arasında Türk Ulusu, Hava Kuvvetlerine yaklaşık 300 adet uçak bağışlar. Şereflikoçhisar’ımızın da alttan tek kanatlı, tamamen metalik gövdeli, teknoloji ve konstrüksiyon olarak çağının diğer uçaklarından oldukça ileride olan, Junkers A20 bağış yaptığını biliyor muydunuz?¹
Şereflikoçhisar, doğduğum yer memleketim…
Tuzuyla, kızgın güneşi ile doğanın muhteşem güzelliğinin sergilendiği, çocukluğumun geçtiği, hayatı tanıdığım yer. Saymakla bitiremeyeceğimiz güzelliklere sahip bir ilçe; Anadolu’nun tam ortasında doğanın müthiş hediyesi. Herkesi davet eder, sessiz, durgun, kristalize göl. Dünyanın her yerinden sadece gölü görmek ve üzerinde yürümek için gelenler var.
Gelirinin büyük bölümü beyaz cevher Tuz Gölündendir. Kaldırım tuzlası büyük bir ekonomik gelir sağlar. Nüfusuna kayıtlı vatandaşlarının büyük bölümü Almanya ve Avusturya olmak üzere orta Avrupa şehirlerinde yaşayan bir ilçedir. Avrupa’da her yerde mutlaka bir Şereflikoçhisarlı bulunur. Yaz aylarında nüfusu ikiye katlanır ve cıvıl cıvıldır.
Yıllar önce bir Fransız şirketi büyük uğraşlar sonucu büyük bir petrol damarı bulmuştur. Sebebi bilinmez ama hemen mühür vurulmuş. Ayrıca ders veren güzel bir hikâyesi de vardır. Evvel zaman içinde zengin birisi malını kimseyle paylaşmak istemez, oğulları ile bile. Ölmeden önce değerli bütün ziynetini saklar ve bir not yazar.
“Çık başıma/Bak karşıma/Kır kafamı /Al beynimi”
Rivayete göre mezar tepede bir yerdedir. Ve gümüş sırmalı bir camidir. Gömü, o caminin altındadır. Cami etrafında kazı yapmak yasak olduğu için sadece hikâyesi kalmış.
Damat kahvesine ilk tuz atılan yer…
Gelenek ve göreneklerimizde tabulaşmış, damat kahvesine ilk tuz atılan yer. “Eski zamanlarda görücü usulü ile evlilik yapılırken, kız ilk kez gördüğü damat adayını beğenmediyse, babasının gölden getirdiği tuzu kahvenin içine atarmış. Kahveyi ikram eder, kapı aralığından izler ve gülermiş. Kahvenin tadı iğrençtir, damat çaresiz o kahveyi içer, anlam yükler ve kız evinden ayrılırmış. Genç kızımız eğer damadı beğenirse kahvesini şekerli yaparmış.” Kahveye tuz atmanın birçok hikâyesi var ama annem her kahve yaptığında bu hikâyeyi anlatırdı. Koçhisar’da arkadaş grubu ile gittiğinizde içinizden birinize tuzlu kahve gelebilir. Adettendir. Tuzlu kahve şans getirir. Ardından hemen damak tadınıza uygun arzu ettiğiniz kahve ikramı yapılır. Afiyetle içersiniz.
Haydi, Şereflikoçhisar’a! Haydi, Tuz Gölüne!
Fotoğraf makinenizi alın basın deklanşöre, bırakın kendinizi Tuz Gölü’nün büyüleyici atmosferine. Işıltılı perdeye. Göl üzerinde, ayaklarınız kristallerle buluşur. Sert tuz tabakasında yürüyebilirsiniz. Göl üzerinde, yapay toprak yolda işletmelere kadar gidebilirsiniz.
Klip çekimlerinin mekânı. Siz de kendi klibinizi çekin. Anları anılara çevirin. Mutfakta avucunuza her tuzu aldığınızda yüreğinizin gideceği yer olacaktır.
Şifa dağıtan gölde, tuz insan üzerindeki elektriği alıyor. Yaz mevsimi, tuzun kristalleştiği beyaz kayalar oluşturduğu aylardır. Ayak mantarına, ayak kokusuna, egzamaya. Dokunun suyuna tuzuna… Göl üzerine gelen konuklar ayak sağlığı için, gölden aldıkları tuzu ve tuzlu su ile dönerler evlerine.
Adınız soyadınız yazılmış olan ya da istediğiniz objelerin tel figürleri, tuz gölüne bahar ayında ve tuz tutma zamanı başlarken atın. Yaz aylarında suyun buharlaşması ile tuzlar figürü tamamen sarınca çıkarın. Billur parlaklığında, tuz şekiller ve heykeller elinizde olacaktır. Odanıza koyunuz. Hem size sağlık verir, hem şık görüntü. Huzurla uykuya dalmak için tuz gece lambasını da yakmayı unutmayın…
Mart ayından Eylül ayına uzanan Flamingo Serüveni
Genel adı flamingo ve yerel halk ağzında adı allı turna olan kuşların cenneti Tuz Gölü, flamingoların Akdeniz Havzası’ndaki en önemli konaklama noktalarındandır. “Allı Turnam bizim ele varırsan, şeker söyle, kaymak söyle, bal söyle…” türküsü kim bilir hangi duygularla yakıldı.
“Tuz Gölü kıyılarının kızıl renge boyanmasının nedeni, Salina adındaki algler, çok tuzlu sularda tuz ile beslenerek kırmızı pigment üretiyorlar. Tuz Dünyada flamingoların kuluçkaya yattığı en önemli sulak alanlar arasında yer almaktadır. Yılın belli dönemlerinde flamingolar geliyor. Tuz Gölü’nde her yıl on binlerce kuş yavrusu kuluçkadan çıkarken göl, adeta bir flamingo cennetine dönüşüyor. Flamingolar tuzda yaşayan bir alg türü ile besleniyor. Kış ve İlkbahar aylarında göldeki su seviyesi yükseliyor.“
Flamingolar ve Tuz Gölü uyumuna baktığımızda; Flamingoların Tuz Gölü üzerindeki dansı, uyumu ve verdikleri pozlar baş döndürücü.
Mart ayından itibaren göle gelen flamingolar kuluçkaya yattıktan sonra yavrularını büyütüyorlar ve eylül ayından itibaren güneye göç etmeye başlıyorlarmış. Tuz Gölü’nde, leylek, angut ve suna ördeği ile balıkçıl kuş türleri de mevcuttur. Sayılamayacak kadar çok çeşitli kuş türüne ev sahipliği yapan Tuz Gölü havzası, yaklaşık 6.000 kadar kuş yuvalama alanına sahiptir.