Çay denilen ve izahı mümkün olmayan o esrarengiz sıvı, insanoğluyla tanıştığı andan itibaren bir daha onu bırakmaz.
Çayın da kendine has tiryakiliği vardır. Hem de öyle bir tiryakilik yapar ki kullanmak için zaman ve mekân seçmez.
İyi bir çay iyi demlenmiş bir çaydır.
Her evde bulunan, kahvehanelerde, çay ocaklarında, lokantalarda, işyerlerinde mutlaka kendine ait bir demlenme yeri olan kâh misafirlerimizle sohbet ederken, kâh iş görüşmesi yaparken, kâh tartışırken yanımızda mutlaka bulunması gerekli şeylerdendir.
Ticari olanlarını sayamazsak çay en güzel evlerde demlenir. Özellikle akşam misafirliklerinin ayrılmaz parçasıdır.
Ancak siz hiç semaverde demlenmiş çay içtiniz mi? Kimse bu da soru mu demesin. Çayın en güzel demini aldığı
yerlerden biridir semaver. Suyu bir yandan ısınırken, bir yandan da demini alır. Taşınabilir özelliği olması işimizi
kolaylaştıran unsurlardandır.
Bir piknik yerine gittiğinizde ya kendi semaveriniz ile veya oradaki bir semaver ile pikniğini zenginleştirmenin mümkün.
Semaverin ısı kaynağı etrafta bulunan çalı çırpı yani odun ve bitkiye dâhil her şeydir. Semavere önce kalın odunlar yerleştirilir, ön taraflarına daha küçük ve yanması daha kolay olan odun parçaları yerleştirilir. Daha sonra tutuşturulur.
İlk önce koyu dumanlar çıkar semaverin minicik bacasından. Daha sonra dumanların rengi açılmaya başlar.
Odunun o kendine has kokusu gelir burnunuza. Ne kömür kokusu gibi isli, ne mazot kokusu gibi ağır. Havaya en az kir bırakan bir yakacak.
Köyde yaşayanlar iyi bilir bu kokuyu. Bahçe işleri sırasında işe yaramayan çalı çırpılar tarlanın bir yerine yığılır.
Sonra tutuşturulur. Devasa boyutta bir ateş kümesi sarar etrafı. Sonra yavaş yavaş küçülür alevler. Siz bir yandan eğlenirken, bir yandan da yangından çıkan kokular gelir burnunuza. İşte yıllar sonra o kokuyu ancak bir
semaveri yaktığınızda tekrar hissedersiniz.
Semaver mazinin bir parçasını getiri size. O kokuyla belki çocukluğunuza gidersiniz. Biraz sonra içeceğiniz ve demini kendinizin ayarlayacağı taze çay kokusuyla birlikte semaverden çıkan alevlerin kokusunu da hissedeceksiniz artık.
Mazi ile “an” yana yana olacak bir zaman. Mazi size yıllar önceki kokuyu getirecek. Siz bir yandan sohbet ederken, bir yandan da taze demlenmiş çayı yudumlayacaksınız maziden gelen kokuyla birlikte.
Ve gerilere doğru gideceksiniz. Hatıralar birbirini kovalayacak. Ve bulunduğunuz yerden ayrılırken tarifi mümkün olmayan duygularla kalkacaksınız oradan.
Ey semaver. Sen sadece damağa tat veren çayı değil, gönül kokularını da taşıyormuşsun meğer.
Ah o gönül kokuları… Yıllar geçse de kaybetmez özelliğini.
Değil mi?