Semaver denilen gereci, daha önce duymuştum. Fakat beynimde bir şeye de benzetemiyordum. Ta ki, bir arkadaşın semaveri anlatana, çayın demlenmesi ve içilmesiyle ilgili güzellikten bahsedene kadar.
Buna rağmen semaver ilgi alanıma girmedi. Oysa ki, semaver; çay tiryakileri için, vazgeçilmezmiş. Böyle bir vazgeçilmez gerecin yapısını ve işlevini ana hatlarıyla algılasam da ayrıntısını yine bilemiyordum.
Çalışma mantığını düşünemiyordum.
Arkadaş, hararetli başladığı semaver tanıtımından sonra, “Çayı semaverde içeceksin,” ifadesiyle kapanışı yaptı. Çay içmediğim için, semaverle ilgili bilgileri beynime almamaya çalıştım. Çünkü çay ne oluyordu ki, demlenmesini sağlayan, semaverin de işlevi iyi olsun.
O günlerde Samsun- İstanbul karayolu üzerindeki mola yerlerinden birinde, semaver çayı diye tabela asmışlardı. Masanın birine oturduk, semaver tütüyordu. Semaverde çay nasıl demlendiğinin mantığını anladım.
Duyularımın da dikkatli olmasını sağladım ve ilk defa semaverden açık bir çay içtim. Semaveri o anda, kaliteli bir gereç olarak düşünmedim. Çay demleme açısından güzeldi.
Yola çıktık, önümüze semaveri boy ve boy büyüklüğünde reklamlar çıktı. Özellikle bakır bir semaver dikkatimi çekti. Yanında durup inceledik. Gerçekten güzel yapılmıştı. Semaver: övülmeyi hak ediyordu.
Özellikle açık havada çay keyfi semaver, doğru bir algı olarak beynimde yer buldu.
Arkadaş semaveri çok önceden beri kullandıkları için, semaver vazgeçilmezimizdir, demesine hak verdim. “Çayın demlenmesini zevk hâline getiririz. İçeni mutlu eder,” Dedi.
Semaveri anlatan arkadaşa, güzel de dumanı dedim. Dumanı dediğimde durdu, hayale daldı, gözleri sabitleşti. “Çocukluğumun güzel kokusu,” Dedi. Demek ki, esans veya kolonya kokusunun beyninde derin izleri varmış.
Semaverin dumanını sevmedim. Kapalı yerde duman nereye gider. Her taraf “İs” kokmaz mı?
Çay için semaveri seçmedim. Gerçi seçmemekte bir seçimdir. Dumanı için semaveri seçmiyorum. Bir konuya duygusal yaklaşmak doğru değildir. Duygusal yaklaşımda, aklı geride bırakırız. Mantıklı bir yol olmadığı için, gün gelir pişman olursun.
Yeteneklerimizi, sonuna kadar kullanarak, gözlem yapmak gerekir. Varsayımlarla hiçbir yere varılmaz. Çünkü tam bir gözlem, bir şeye karşı dikkatli ve kapsayıcı olmayı gerektirir. Zihnimizi her daim, tetikte tutmak zordur ama esastır.
Semaver ile çay demleme keyfi, açık havanın en büyük güzelliklerindendir.