Geçtiğimiz hafta Aydın ve Denizli’den 40 kişilik bir gazeteci ordusu Siirt’e davet edildi. Aydın Gazeteciler Dayanışma Derneği’nin kontenjanından ben Mustafa Kemal ÖZGÜRSOY ve Ediz VERDİOĞLU da bu ziyarette yer aldık.
Siirt’e ilk kez gidiyordum. Adıyamanlı olduğum halde ne yazık ki daha doğuya hiç ziyaretim olmamıştı! Siirt’i görünce neden gitmemişim diye de hayıflandığımı söyleyebilirim.
Neden?
Her ne kadar Adıyamanlı olduğumu söylüyor isem de aslında, 1980’den sonra kendi memleketimi dahi hiç görmüş değilim. O zamana kadar Adıyaman’da terör yoktu. Dün de yoktu. Bugün de yok. Ancak; Doğu illerinin (Siirt dahil) PKK yuvası olduğunu, halkın PKK’yı desteklediğini söyleyenlere karşı hep kendi memleketimi de örnek vererek, öyle olmadığını iddia eder dururdum…
Yalnız bunlarla kalınsa iyi; Doğu halkının kültürsüz olduğu, yaşam tarzlarının mağara yaşamından farksız olduğu, yemek kültürlerinin olmadığı, insani ilişkilerinin zayıf olduğu, soğuk insanlar oldukları, teröre destek verdikleri, Türk düşmanı oldukları, bölücü oldukları, Türklerle bir arada yaşayamayacakları, kadınlarının ve kızlarının, hane erkekleri tarafından kul-köle muamelesi gördükleri, illerine yolları düşen her yabancıya düşmanca baktıkları, misafirperver olmadıkları, konuşmaktan yoksun oldukları vb gibi daha bir sürü ipe – sapa gelmeyecek sözlerin sarf edildiğini, dedikodusunun yapıldığını hepimiz çok iyi biliriz.
Her ne kadar bu tür dedikodu ve yalanlar, iddialar karşısında susmayıp cevap vermişsem de, içimde bir “acaba” endişesi hep oldu! Örneğin Siirt bunlardan biriydi! Ta ki gidip görünceye kadar… İnsanlarıyla tanışıp konuşuncaya kadar…
Evet iyi ki davet edilmişiz…
İyi ki gittim, gördüm …
Siirt böyle bir değil. Siirt’in Didim’den, Aydın’dan, İzmir’den hiçbir farkı yok.
Göç alan bir şehir. Gelişen – yenileşen bir şehir… Ancak bu yenileşmenin zaman alacağı ortada…
Bugün Siirt hakkında ki düşüncelerim tamamen değişti. Artık endişem yok… Çünkü; bölge ile ilgili, halkı ile ilgili yapılan yorumların, yanlış olduğunu gördüm ve çok mutlu oldum.
İnsanları çok sıcak… Cana yakın… Hoş sohbet… Misafirperver… Yabancıya karşı samimiler… Esnafı, pazarlık edilecek fiyatlar vermiyorlar! Net. Örneğin 40 kişi girdik Siirt battaniyesi satan bir esnafın dükkanına; organizatörümüz söylenen fiyattan 10 lira olsun düşüremedi! Çünkü kâr hadlerinin oldukça düşük olduğunu söyledi ve başka yerlerde de fiyatın aynı olacağını, hiç kimsenin 10 lira kadar düşemeyeceğini, zira zarar edeceğini söylemesi dikkatlerimizi çekti! Yani aldatma yok!
*****
İnsanlarına bölünmeden bahsettik! Aksi cevap aldık! Bölünmeye karşılar. Bu toprakların Türk – Kürt halklarıyla alındığını, Çanakkale’de kendi şehitlerinin de olduğunu, toprağın bir bütün olduğunu, Doğu – Batı halklarının KARDEŞ olduklarını söylediler. Ancak KÜRT kökenli Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduklarını açık ve net olarak ifade ediyorlar.
Gezdiğimiz her yerde karşılaştığımız bu insanlarımızla, aramızda HİÇ BİR FARKIN olmadığını anladım. İlgileri, alakaları üst düzeydeydi.
O zaman sorun neydi?
Doğu – Batı ayırımı neden vardı?
Doğuya bu imaj nasıl yakıştırılıyordu?
Anladık ki bunun tek sebebi vardı, o da; ÖN YARGI idi.
Bir an önce kırılmalıydı. Her iki tarafın da birbirleri hakkında konuştuklarına son vermeleriydi. Karşılıklı gelip-gitmeleri ve birbirlerini tanımalarıydı…
Bunu gerçekleştirmek için bir yerlerden başlamak gerekiyordu!
İşte Denizli nüfusuna kayıtlı Siirt’te Valilik yapan Vali Ahmet AYDIN ile Siirt Gazeteciler Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı İzzettin İÇİN’in birlikte hazırladıkları proje ile; “bugün değilse ne zaman” diyerek ilk adımı atmışlar ve Aydın – Denizli illeri başta olmak üzere, her ay iki ilin gazeteci ve işadamlarını Siirt’te 3 gün konuk ederek; söylenenleri, dedikoduları, özellikle önyargıları kırmak adına harekete geçmişler.
Umarız bu proje Siirt’te tutar ve tüm Türkiye’ye örnek olur… Yayılır…
Zira Siirt halkı Türkiye’nin birlik ve bütünlüğünden yana… Bunu adeta haykırıyorlar. Temeli atılan gönül köprüsünden herkesin geçmesini istiyor, herkesi Siirt’e davet ediyorlar.
Buyurun Siirt’e… Gezin, görün, bakalım önyargıyı kaldırabilecek miyiz?
Ben; Siirt Valimiz Ahmet AYDIN başta olmak üzere, Vali Yardımcımız Bahadır YÖRÜK’e, Tillo Kaymakamımız Ceyhun Dilşad TAŞKIN’a, Baykan Kaymakamımız Ufuk AKIL’a, bizleri karşılayan, hizmete gönüllü katılan herkese, bizim grubu evinde misafir eden okul müdürü Barış KEZER’e ve ailesine, grupta beraber olduğumuz onlarca gönül elçisine teşekkür ediyorum.