Gün/aydın dostlarım…
Yasamak sevmektir diyorsan… Yaşama sevincini yitirme…
Kollarını aç… ________________ Benim adım SABAH… Sevgiye başlangıcım ben…
Dünyada bir olan sende bin olsun, kâinatta damla olan sende okyanus olsun. El açıp dua etiğin her şey bugün kabul olsun, Rabbim birliğimizi, dirliğimizi ve beraberliğimizi daim eylesin. Hayırlı Cumalar…
“Vatan; üzerinde bir milletin yaşamını sürdürdüğü toprak parçasına verilen isimdir. Ancak vatan için sadece toprak parçasıdır demek yetersiz kalır. Çünkü vatan adeta bir ana kucağı, bir milletin, insanını bağrına basan şefkat dolu kollardır.
Cumhuriyetin on beşinci yılı olan 1938’de, ‘Mehmet Akif Ersoy’un’ yakın dostu ‘Mithat Cemal Kuntay’ (1885-1956) yazdığı şiirde dediği gibi;
“Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır,
Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır”.
Yalnız bu dizeleri duyduğumda ya da aklıma geldiğinde şu soru gelir aklıma: Bayrakları bayrak yapan nedir usta?
Bir türlü vatan için yaşamaya terfi edemedi bu millet… Şehit cenazelerinin cami avlularını doldurmaya başladığı günlerde bu fersude dizeler hep tekrarlana gelir dilden dile!.
Herhalde bu sözlerle şehit namzetlerini yüreklendireceğini ve şehit ailelerini teselli edeceğini sanıyor. Kan boşuna akmıyor, demek istiyor. Kan aktığı için bayrak bayraktır, gençler öldüğü için vatan vatandır.
Lakin bu ünlü dizelerin içinde bulunduğu şiir şehadeti yüceltmek için yazılmadı. Konusu da ölüm değil, diriliştir.
Tarih boyunca vatan her zaman kutsal sayılmıştır. Vatan uğruna birçok savaşlar yapılmış, pek çok kan dökülmüş, bu uğurda birçok can feda edilmiştir. Yıllardır vatan için yazılmadık şiir kalmamış, birçok edebi eserde vatan konusu işlenmiştir. Bu toprak parçası kolay kazanılmamıştır, bu nedenle de kolayca almak isteyenlere verilecek çok önemli cevap, hatta çok sert karşılık vardır. İstiklal Şairimiz M. Akif’in dediği gibi;
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.
Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakk’ın…
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.
Vatan, bir milletin yuvası olduğu sürece üzerinde o milletin bayrağı dalgalanır. Dalgalanan her bayrak o vatanın sahibinin kim olduğunu gösterir. Vatanlarında bağımsızca yaşayan tüm Miletlerin sahip olduğu bir bayrak mutlaka vardır.
İstiklal Marşı’nda Milli Şairimiz Mehmet Akif ERSOY;
Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.
Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal…
Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklal!
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklal!
Dizelerinde bayrağın bir milletin sembolü olduğunu açıkça göstermiştir. Ayrıca bu vatan için dökülen kanlar da şair tarafından unutulmamış vatanı vatan yapan unsurlardan en büyüğü şair tarafından yine bu dizelerde dile getirilmiştir.
Vatanı bugünlere getirerek bize teslim eden atalarımıza karşı bir minnet borcumuz vardır. Bu borcu ödemenin en kolay yolu ise bu vatanı korumak onların bize zorluklarla teslim ettiği bu topraklara gözümüz gibi bakmaktır.
Bu dünyada bizim için en kıymetli varlıklardan biri vatandır. “Vatan sevgisi imandandır”. Bu nedenle biz vatanımızı çok severiz. Bu duygu tarih boyunca böyle olmuştur, bundan sonra da böyle olacaktır. Vatanımız için birbirinden güzel destanlar söylemiş, türküler yakmışızdır. Yeri geldiğinde binlerce şehit vermekten de kaçınmamışızdır.
“Bin yıldan beri yaşamaktayız burada
Milyonlarca can verdik sahip olduk bu yurda”
“Ecdadını zannetme asırlarca uyurdu
Nerden bulacaktın o zaman eldeki yurdu”
Vatan olmazsa millet ve devlet olmaz. Bağımsız olmayan bir vatan, orada yaşayanlar için zindan haline gelir.
Vatan sevgisi kavramı kuru bir lâftan ibaret değildir. O sevgiyi gönlümüzün derinliklerinde duyar ve hissederiz. Söz açılınca hemen coşarız, 18 Mart Çanakkale’ye, vatan hainlerinden, düşmandan saldırı olunca meydanlara, cepheye koşarız. Ona kötü söz söylenmesine, yan gözle bakılmasına tahammül edemeyiz. Biz devletini, vatanını seven bir milletiz. Düşmanlarımız bizim zor durumda kaldığımızda aziz vatanımız, devletimiz ve necip milletimiz için neler yaptığımızı, yapacağımızı çok iyi bilirler.
Vatanını, devletini seven kişiler gerekirse mallarını ve canlarını feda etmekten çekinmezler. Bizler, bu güzel vatan için canlarıyla ve kanlarıyla nice destanlar yazan bir milletin, ecdadın evlâdıyız, torunlarıyız.
Vatana olan sevgimizi ancak onun uğrunda yapacağımız çalışmalarla ispatlayabiliriz. Yaşı, cinsi, görevi, mesleği ne olursa olsun, herkesin bu güzel vatan için yapması gereken işler vardır. “Vatanını en çok seven, vatanına en çok hizmet edendir.” Düsturuyla hareket etmeliyiz.
Tarihi şan ve şerefle dolu bir milletiz. Atalarımız vatan, millet ve inançları uğrunda her türlü zorluğa göğüs germiş, gerektiğinde canlarını, mallarını vermekten çekinmemişlerdir. Çünkü peygamberimiz (s.a.s) in; “dini, kutsalı, canı ve malı uğruna öldürülen şehittir” müjdesini şiar edinmişlerdir.
Vatanı korumak, kollamak hem milli hem de dini bir görevdir, dinimiz vatan savunması için savaşmayı, mücadeleyi ibadet saymıştır. Bunun için her zaman, her yerde hazırlıklı olmamızı emretmiştir. Vatan müdafaasına önem veren atalarımız yeri geldiğinde bu görev için cepheye gitmeyi, cephede çarpışmayı, bunun sonunda şehit ya da gazi olmayı şerefli bir görev saymışlardır.
Vatan savunmasına katılmakla dinimizi, bayrağımızı, vatanımızı, namusumuzu, izzetimizi ve şerefimizi korumuş oluruz. Bunlar bizim asla vazgeçemeyeceğimiz değerlerdir.
Dinimiz, vatan savunmasından kaçmayı büyük günahlardan saymıştır. Peygamberimiz (s.a.s) “Savaşın kızıştığı zaman, savaş meydanından kaçmayı helak edici yedi günahtan biri” saymış “Vatanın savunması için nöbet bekleyenlerin gözlerini cehennem ateşinin yakmayacağını” müjdelemiştir.
#öskurşun