Ölüm yok oluş değil… Faniyiz ama başı boş değiliz. Hesap var… Sorgu var… Ödül ve ceza var.
Yunus can ölesi değil der. İnsan sadece beden değil… Ölen bedendir. Ölüm iyiliği insanın sadece bedenden olmadığının kanıtı kabul edilir… Nedir ölüm iyiliği? Ölüm anında, önce zihinde akıl almaz bir gelişme olur. Kulaklar daha uzakları duyarken, gözler öteleri seyreder ve gözbebekleri, yeni bir gerçeğin seyrini ilân edercesine büyür. İnsan hafızası ise, olağanüstü bir netlikle, hayatın adeta hızlı bir bant şeridini sunar”
İnsan sadece bedenden ibaret değil. Ölüm ahirete yürüyüştür. Kanıt ne mi?
Ebedî saadete açılan bir kapı olduğunu gösteren, milyonlarca iman sahiplerinden biri de Ulubatlı Hasan değil miydi? Gördüğünde Fatih’i ağlatan o mübarek şehidin yüzü, kızgın yağlarla haşlanmıştı ve vücuduna saplanan oklara rağmen, acaba neden tebessüm ediyordu?
Eğer insan sadece maddeden ibaretse, Ulubatlı’nın yüzü neden ıztırapla buruşmamıştı?
Ulubatlı’nın ve milyonlarca iman sahibinin, ölüm anındaki o zarif tebessümleri, bambaşka ve nurlu bir âleme geçişin bizlere verilmiş olan mesajından başka bir şey değildir.
Kur’anı kerimde şehitlerin ölmediği ifade edilmiştir. “Allah yolunda öldürülenlere ‘ölüler’ demeyiniz. Bilâkis onlar diridirler, lâkin siz anlayamazsınız.” (Bakara, 154)
Mü’min için, şehitler için ölüm cennete uçmaktır: Bedir Savaşı ırasında Allah Resûlü buyurdular:
“–Her kim, bugün düşmandan yüz çevirmeyip sebât eder, şehit düşerse, Cenâb-ı Hak elbette onu cennete koyacaktır. Bugün şehit olanlara Firdevs Cenneti hazırdır. Hücûm ediniz, hamle ediniz!” (İbn-i Hişâm, II, 267-268)
Ölüm Bu
Kuşlar gibi fırtınaya tutulmak
Uykunun denizine açılmak bir tekne gibi
Ve unutuluşu nefeslemek ağaç kökleriyle
Uzun bir zaman boyunca…
Uyanmak sonra görülmedik bahçelerde
Unutmayan birinin varlığına işaret
Görmek eskimez güzelliği
Sönmez renkleri görmek
İnanmışlığın armağanı olarak…