Bugün öyle bir dinlenme duyguları yaşadıktan sonra, sırtımı oh dercesine bir geriye yasladıktan sonra aklımdan öyle duygular ve hisler geçti ki beni hem mutlu etti hem de içimi bir burukluk sardı. Dünyamızda birçok kendini aldatmış ve kendini kandırmış kişiler ve kişilikler vardır. Bu kandırışlar, iç dünyaların yapısını, kalpleri paslandıracak hale gelir ki, yalancılar yalancıları kovalar kaçmaya gerek duymaz duygular… Bu duyguları yaşamak, istek duyguları yaşatsa da bizlere sazanlar gibi atlamamalıdır içimizden dışarıya, atmamalıdır sevmeleri, kardeşlikleri, dostlukları, salıvermelidir denizin enginliklerine…
Dostluklar kaldı mı, kardeşlikler ne kadar saf ve duru acaba… Akrabalıklar içersinde bile bakıyorum kardeşliklere, hep para hep para olmuş hayat, yardım etmek isteseler de birbirlerine içlerine paranın sıcaklığı öyle bir girmiş ki, fitneler olmuş, kalpler o para ile pas olmuş pas… Hayret ettim sana, hayret ettim onlara, kardeşlikleri özlercesine… Neden yok oluşlar, neden böyle bir aldanışlar… Evet insanların ilişkilerinde bazı duygularla birbirlerini kandırırlar ama öyle olaylar olur ki bakarsın sazan olmuşsun kandırılmışsın hayatta. Hayatta sazan duygular yaşamamak için biraz kendimizi yetiştirmeliyiz hayat, pınarından kana kana sular içmeliyiz bilgelik hırsı yaşayarak sazanlıktan uzak durarak…
Sazanlıklar, aldanmadan-aldatmadan, balıklar misali denize uzak kalmadan engin denizlerin en derinliklerine taşımalıdır SENİ ve BENİ… Bizler sazan değil de sazanlıkları yaşamadan açık denizlerin yunusları olmalıyız… Yunuslar denizlerde gezerlerken karşılaşır birçok balıklarla ve bu balıkların arkadaşı olmak için sazanlıkları sazan balığı gibi anlamalıdır, aldanmamalıdır, sevgilerin sahteliğine, aldanmamalıdır yalancıların en süslü yalanlarına… Olayları yaşarken tutulur hisler, hapsolur yürekler, kaybolur kardeşlikler, aldanır düşünceler, yok olur sazan-aldanışlar…
Ben her zaman özlerim dürüstlükleri, özlem duyarım engin denizlerde ki balıklara… Yunuslar olurum, denizlerde SENİ arar dürüstlüğüne hayran kalarak daha da sever seni özgürüm diye haykırarak… Bazen sen olurum bazen ben nedendir bilinmez balıklar olurum koşarım kıvrıla kıvrıla SANA… Çok mu bu enerjilerim, verme dercesine sevgini bana… Toplumsal duygular da vardır yaşamda aldanışları anlamazlar –anlatmazlar insanların yaptıklarını… Bir bakarsın yaşadığımız olaylar bizleri taşır bazı kötü rastlantılara, ve de söylenir dururuz neden aldanıyoruz diye ama aldanmak sazanlıksa eğer ben sazanlıkları oltaya takılmadan yaşarım duru duru fitne düşünmeden… Sizler de sazan olmadan, aldanmadan-aldatmadan, her şeyi idrak ederek yunuslar gibi saf ve temiz sevgiler yaşamaya layık olduğunuzu düşünerek koşmalısınız duru sulara sevginizle sevgilinizle…
Sevgiler, zamanının en duru hali olmalı seninle, aldanışlar; aldatmamalıdır güzel duyguları yaşatmalıdır özgürlüğünle, yaklaştırmalıdır kıvrık kuyruğunu yüreğine… En duru sular olmalıdır, deniz yüreğine akmalıdır, girmelidir balık saflığınla midye kokunla, tuz kokunla denizlerin en dehlizlerine… Mutlu kalınız, mutlulukların en maviş haliyle… Sevgi ile sevgilerle yürek olup taşıyın ayaklarınızı sonsuzluğun en sonsuz haline…
Binlerce yıldan beri bir zavallı hayvan aşağılanıyor. Acaba sazan düşünmüyormu ki yaradılışından dolayı kendini gafil avlayan mahlukların soysuzluğunu…
bencede…