Biliyor musunuz?
Biz Türkler Türkçe konuşmayı, yazmayı çoktaan unuttuk, bile..!
Sakız, diyoruz da “çiynem” demiyoruz.
Neden?
Yanıt veremiyoruz, değil mi?
Yıllardır dilimizde alışkanlık edindiğimiz bir sözcükle konumuza giriş yapalım.
Nedense “Pelesenk” sözcüğü geçen gün beynimi eşeledi durdu.
Nedir asıl anlamı, diye düşünürken; Yemen’e hatta antik Yunanistan ‘a kadar yol aldım.
1. Türlü bitkilerden çıkarılan kokulu bir reçine.
2. Yemen’de yetişen bir ağaç olan pelesenk ağacından elde edilen, mobilyacılıkta kullanılan değerli kereste.
3. Yanlış anlamı; her zaman, yerli yersiz tekrarlamak, olarak biliniyor.
Üstüne basa basa TDK’da
“Doğru kullanımı pelesenk şeklinde olmalıdır,” diye kayıtlara geçmiştir.
Bu sözcük nedense gelip dilimize çöreklenmiş, kısacası ben dahi sıklıkla kullandığım : Dilimize dahil ettiğimiz, bu sözcüğü yanlış kullanıyor(um)uz.
Hani biri mikrofonu eline alır ve bizim başımızı hayranlıkla döndürdüğü o anlar olur ya… Sesinin güzelliğine kapılıp;
“Türkçe’yi ne güzel konuşuyorsunuz. Tıpkı İstanbul Türkçesi…
Üstelik *Diksiyonunuz da mükemmel,” diyerek alkış tutar, Fransız sözcüğü ile iltifat dahi ederiz.
Türkçe’nin hemen hemen % 80 sözcüğü yabancıdır. Alıntıdır. Türkçe değildir!
Şaştık değil mi?
Haklı bir şaşkınlık…
Size birkaçını örnekleyeyim:
Dublaj, asansör, aranjör, deşarj,finansman, ankresör, lansman, finans, klasör, antrasit, vs hepsi Fransızca’dır.
Gözlerimle gördüğüm, tanık olduğum bir diğer konu da kimi şehirlerimizde kendimi yabancı ülkeye gitmiş gibi hissediyorum!
Örneğin, Yalovaya gittiğimde ana cadde de sıralanmış mağaza, alışveriş iş yerlerinin hemen hemen birçoğu Arapça’dır.
Dilimizde şaşılacak bir konu da şudur: Tüm sessiz harflerle biten bütün sözcükler de Arapça’dır.
Fakat, Aralık, Saç, Tarak, Silah, Sözcük, vs…
Yine şaşırdık değil mi?
Haklı bir şaşkınlık…
.
Sizin de okuduğunuz gibi anlayacağınız Türkçe olmayan sözcüklerle anı, öykü, roman, yazıyor, ama Türkçe yazıp konuşamıyorum. Öyle ki, anlam bakımından farklı sözcükleri dahi beyinlere farklı anlamlar yansıtarak konuşuyoruz, yazıyoruz.
Şaştık değil mi?
Haklı bir şaşkınlık…
O halde; şu soruyu sorayım:
Güzel Türkçe, diye bilip gurur duyduğumuz, konuştuğumuz, yazdığımız dilimiz gerçek Türkçe olarak değişebilir mi?
Bu artık imkansız!
Hele ülkemizde Araplar, Türk *borsasına yabancı iş adamları ikamet etmişken!
Şaştık değil mi?
Şaşalım tabi ki…
ÇÜNKÜ, ben de bilin istedim.
Kalın sağlıcakla…
Emine Pişiren/Akçay
Dip not:
* Diksiyon kökeni: Fransızca bir sözcüktür.
Fransızca diction “söyleyiş biçimi, ifade” sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Latince aynı anlama gelen dictio sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Latince dicere “söylemek” fiilinden +(t)ion ekiyle türetilmiştir.
TDK anlamı: Güzel ve etkileyici konuşmak, dili tanımak, dili en etkili biçimde kullanmak, sesin yapısının inceleyerek konuşma sanatının gereklerini yerine getirmek gibi faaliyetlerin tümüne diksiyon denir.
*Borsa kelimesinin kökeni, Fransızca’da “kese” anlamına gelen “bourse” kelimesidir.
TDK anlamı:Borsa, ticarete konu olan malların alınıp satılma işlemlerinin yapıldığı kurumsal bir piyasadır.
.