Bir sene süreyle sardalyeden zengin diyetle beslenen prediyabetik yaşlı kişilerde diyabet gelişme riskinin anlamlı derecede azaldığı gösterildi.
Yağlı balıklardaki doymamış yağların kalp-damar ve genel sağlık üzerine olan olumlu tesirleri bilinmekle beraber diyabetin önlenmesinde sardalye tüketiminin etkisi araştırılmamıştı.
Sardalye balıkları omega-3 yağ asitleri yanında taurinden de zengindir. Sardalyenin türüne bağlı olarak 100 gram balıkta ortalama 150 mg taurin bulunur.
Taurinin kan şekerini düşürücü, antioksidan ve anti-enflamatuar etkileri var.
65 yaşın üzerindeki prediyabetik yani kan şekeri 100-124 arasında olan 152 kişi bir sene müddetle diyabet riskini azaltan bir beslenme programına alındı.
Bunların 75’ ine ilaveten haftada 2 gün 200 gram zeytinyağlı sardalye konserveleri de verildi ve balıkları vitamin D’ den zengin olan kılçıkları çıkarılmadan olduğu gibi yemeleri istendi.
Bir senenin sonunda, tip 2 diyabet açısından çok yüksek risk altında olan katılımcıların yüzdesi, başlangıç değerine kıyasla sardalya tüketim grubunda çok daha fazla azaldı.
Buna göre sardalye yiyen grupta başlangıçta yüzde 37 olan risk yüzde 8’ e, sardalye yemeyen grupta ise yüzde 27’ den yüzde 22’ ye düştü.
Bir başka ifade ile bir sene sonunda sardalye grubunda tip 2 diyabet oranı yüzde 2.7 iken kontrol grubunda yüzde 5.2 olarak bulundu.
Sardalye grubunda HDL-kolesterol ve glukozu düzenleyen hormon olan adiponektin daha çok artarken ve trigliseritler de daha fazla azaldı.
Sardalye yiyenlerde hem sistolik hem diyastolik kan basınçları daha düşük çıktı ve insülin direncini gösteren HOMA-IR daha fazla azaldı.
Sardalye grubunda omega-3 EPA; vitamin D ve flor seviyeleri yüksek bulundu.
Her iki grubun açlık kan şekeri ve hemoglobin A1c seviyeleri 1 sene sonra daha düşük çıktı ve kilo, vücut kitle endeksi ve bel-kalça çevrelerinde düzelme oldu.
Gelelim neticeye
Hastalıklardan korunmada adam gibi gıdalarla dedem-atam usulü beslenmenin ne kadar önemli olduğunu bir kere daha anlıyoruz.
Ancak bu salyadan göz gözü görmeyen denizlerde balık kalacak mı, kalsa da bunlar yenebilir mi, işte orası karanlık.
Kaynak: https://www.clinicalnutritionjournal.com/article/S0261-5614(21)00153-9/fulltext