Çok yeni, önceki gün, 30 Mayıs 2014 tarihli Resmi Gazete’de, 2014-2023 Ulusal İstihdam Stratejisi ve Eylem Planı yayınlandı. Bu ülkenin en büyük sorunudur işsizlik diyerek, yıllardır yazar dururuz. Can yakıcı, hatta can alıcıdır. Doğuda işsizliği çözerek asıl çözüm sürecini yaratırsınız…
Türkiye’de işsizlik, gizli işsizlerle birlikte 5 milyon insanı, her dört gençten birini doğrudan, aileleri ile birlikte en az 20 milyon kişiyi dolaylı olarak etkiler ve toplumu karabasanlara iter. İşte bu kanayan atardamara çözüm üretmek amacıyla ortaya konulan Ulusal İstihdam Stratejisi’ni doğrusu heyecanla, umutla okudum. Böyle bir strateji hazırladıklarına göre içerisinde farklı çözümler olmalıydı.
Başladım sayfaları çevirmeye ve her sayfada heyecanım azaldı, umutlar köreldi.
Özetle yine dağ fare doğuruyordu. 2009’dan beri hazırlık çalışmalarının sürdüğü belirtilen plan sığ, kapsamı ise oldukça yetersiz.
HER ŞEY LAF
İstihdam stratejisinde dört temel politika ekseni belirlenmiş durumda. Eğitim-istihdam ilişkisinin güçlendirilmesi, işgücünde güvence ve esneklik sağlanması, özel grupların istihdamının arttırılması, istihdam-sosyal koruma ilişkilerinin güçlendirilmesi..
Başlıklar gayet şık…
Ancak işin özü olan çözümleri ara ki bulasın…
Türkiye’nin büyüme eğilimlerinin dikkate alındığı belirtilerek turizm, inşaat, finans, bilişim ve sağlık olmak üzere sektörel istihdam politikalarına yer verilmiş.
UNUTULMUŞLAR
İki kez baktım bazı başlıklar atlanmış mı diye ama hayır; Ulusal İstihdam Stratejisi’nin içinde “Sanayi” başlığı yok. Sanayinin lokomotifleri otomotiv, beyaz eşya, demir çelik, imalat, enerji gibi sektörlerin adı geçmiyor. Hükümet bu alanlarda 2023’e kadar gelişme öngörmüyor galiba. Ya da hazırlayanların gözünden kaçmış ‘bu koca sektörler’.
Gördüğünüz gibi Ulusal İstihdam Stratejisi ulusun en önemli gelecek vaad eden alanlarını kapsamıyor (!)
Bizden duyurması. Bu konuda düzeltici rol, sanayi odalarına, meslek örgütlerine düşer.
Ama hakkını verelim, iyi veriler var eylem planında…
Türkiye işgücünün yüzde 61.5’i ve işsizlerin yüzde 55.9’u lise altı eğitim seviyesinde ve okur-yazar olmayan insanlarımızdan oluşuyor.
UNESCO kamunun eğitime ayırması gereken payın GSYİH’nin (Gayri Safi Yurtiçi Hasıla) en az yüzde 6’sı olması gerektiğini belirtirken bizde yüzde 4 seviyelerinde. Sadece bu veri bile TBMM’nin Bütçe döneminde ne yapması gerektiğini gösteriyor. “Ulusal İstihdam Stratejii”nin işsizliğin çözümüne nasıl katkı sağlayacağı meçhul olsa da şimdilik sunduğu istatistik veriler işe yarıyor.