Ülkemizde aktif şekilde yazın hayatında bulunan ve kariyerinde yazı dünyasına ucundan da olsa bulaşmış pek çok insan bulunmaktadır. Bu insanların her birinin farklı ideolojileri ve farklı amaçları vardır. Kimileri hemen hızlı bir şekilde yazar unvanını kullanarak ünlü olacağını, bu işi kariyerinin bir basamağı olarak görüp muhteşem bir kariyere ulaşacağını ya da yazı dünyasından pek çok para kazanacağını düşünüyorlar. Ancak işin içine girince ne hemen yıldız olabileceklerini nede çok büyük paralar kazanamayacaklarını anlıyorlar böylelikle pek çoğu daha yazın hayatının başlama kararını vermeden bitirme kararını onuyor.
Öncelikle yazın hayatının desteği ile birlikte çok ünlü olacağını düşünenlerle başlayalım. Aslında haklısınız yazı dünyası kendinizi hızlı bir şekilde insanların beğenisine sunabileceğiniz bir alandır ve bunun içinde ulusal veya uluslararası çapta bir yayın organına başvurma kabul edilme gibi uzun işleri göz ardı ederek açacağınız bir sosyal platform hesabından küçücük bir cümle ile milyonlara ulaşıp kısa bir süre için ünlü olabiliyorsunuz. Durum böyle olunca eğer biraz yeteneğiniz varsa birilerinin sizi fark edeceğini, “değerinizin anlaşılacağını” ve hemen ünlü olacağınızı düşünüyorsunuz. Ne yazık ki ülkemizde durumda pek de böyle değil. Günümüzde uzunca yazılar, sayfalar dolusu kitapları okumayı bir kalemde geçelim insanların küçücük paragrafları dahi okuyacak sabırlarının olmadığını görüyoruz. Onları yadırgayamazsınız çünkü insanoğlu bugüne kadar her zaman için kolayı seçmiştir ve bundan sonra da her zaman kolayı seçecektir. Hiç kimse toplumu düşünmeye ve içinde bulunduğu durumu değerlendirmeye yönlendiren yazıları, eserleri, görsel ve ses desteği ile hazırlanan anlamak için pek çok çaba sarf etmeyi gerektirmeyen içeriklere tercih etmiyor. Birde şuan da çok ünlü olan yazarların değerlerinin vefat ettikten sonra anlaşıldığını göz ardı ediyoruz.
Maalesef onlar hayattayken bu değerleri anlayıp özümseyemiyoruz. Böyle olunca sayı olarak eskisi kadar yazar ve şair adaylarımız olmuyor ne de eskiler kadar kalifiye yazar, şair yetiştirebiliyoruz. Bahanelerimizin her birini teker teker sıraladık şimdi birazda öz eleştiri yapalım; peki insanlar sadece şu anda mı yazılan yazıları okumuyor? Yıllar önce yazılan bütün yazıları bütün insanlar okuyor muydu? Aslına bakarsanız bu biraz imkansız. Çünkü yıllar önce insanlığın okur-yazarlık oranı şuan ki oranın oldukça altındaydı, yani insanlar okumayı çok sevse dahi ne yazık ki daha okuma ile tanışmamış ve bu özgürlükten mahrum kalmıştı. Bundan dolayı günümüzde yazarların ve yazıların daha çok insana daha çok zihne ulaşmasını bekliyoruz ancak bunu başarabilen kişi sayısı oldukça az ama bu azlık bize bunların yapılabileceğini, başarılabileceğini gösterdi. Günümüzdeki pek çok ismin bunu başaramamasının birçok kişi tarafından ortaya atılan birçok nedeni vardır. Eğer bana sorarsanız asıl neden toplumdan ilgi ve sevgi bekleyen yazarların toplumdan kendini uzaklaştırması bu problemi ortaya çıkaran en büyük etkendir. Daha önce kaleme aldığım Değerini Bil(e)medik adlı yazımdan da hatırlayacağınız üzere toplumdan sevgi bekleyen kişilerin toplumun aynası olması gerektiğini belirtmiştim. Yazı dünyası için de aynı şartlar geçerlidir. Eğer siz toplum tarafından sevilmek, saygı duyulmak ve de öldükten sonra dahi hatırlanmak istiyorsanız yapmanız gereken ilk ve tek şey; toplumun derdini büyük kitlelere duyurmak ve de bu dertlere toplumla birlikte deva aramaktır.
Ğer kalıcı ve yazın dünyasına iz bırakan birisi olmak istiyorsanız toplumla birleşip tek bir vücut haline gelmelisiniz. Uzun lafın kısası eğer sevilmek ve iz bırakmak istiyorsanız TOPLUM olmalısınız.