Hayır, başlığa bakıp da bunun siyasi bir yazı olduğunu sanmayın. Bu, bildiğimiz, sofralarımızdan eksik etmediğimiz domates ! Biliyorsunuz, gazetelerde ‘falanca yiyeceğin filanca hastalığa iyi geldiği’ haberleri hiç eksik olmaz. Bunların bazıları masa başı haberleridir, uydurma olabilir, ama bu haber oldukça ciddi. Çünkü açıklama Amerika’ nın ünlü Gıda ve İlaç Kurumu (FDA) tarafından yapıldı.
FDA, son derece önemli bir kurum, zira bir ilacın veya bir kozmetiğin piyasaya çıkabilmesi için FDA’ nın bu ürünün etkili ve güvenli olduğunu onaylaması gerekiyor. Birçok gıda maddesinin satışı da aynı şekilde FDA’ nın izni ile mümkün olabiliyor. Kısaca, ilaç ve gıda konusunda FDA’ nın dediği dedik, çaldığı düdük.
2004 yılında, domates üreticileri ve pazarlamacıları domates ve domates içeren ürünlerin üzerine ‘kansere karşı koruyucudur’ diye bir etiket koyabilmek için FDA’ ya başvuruyorlar. Beğenirsiniz beğenmezsiniz, seversiniz sevmezsiniz ama burası Amerika. Burada bizde olduğu gibi her isteyen malının üzerine istediği zaman istediği sloganı yazamıyor. Mesela, Amerika’ da fındıkçıların ‘Fındık aganigiye iyi gelir’ diye reklamını yapabilmeleri için FDA’ nın onayının olması gerekiyor. Bizde sloganın bir reklamcının aklına ‘esmesi’ ve onun ‘uygun’ bulması yeterli oysa.
Neyse, FDA domatesçilerin isteği üzerine konuyu inceliyor ve geçen hafta Milli Kanser Enstitüsü’nün dergisinde de kararını açıklıyor. Rapora göre FDA, bugüne kadar domates konusunda yapılan 145 araştırmayı tekrar değerlendiriyor ve domatesin akciğer, kalın barsak, meme, rahim ve rahim ağzı kanserini önlemede bir etkisi bulunmadığı, ancak başta prostat olmak üzere yumurtalık, mide ve pankreas kanserlerinde ‘çok sınırlı koruyuculuğu olabileceği’ sonucuna varıyor.
Buna göre de tüketicinin yanıltılmaması için domates ve salça, ketçap gibi domates ürünlerinin üzerine ‘kansere faydalıdır’ anlamına gelecek bir yazının yazılmasına izin vermiyor.
Sır domatesin kırmızısında
Kansere karşı koruyucu olabileceği sanılan pek çok meyve ve sebze var. Brüksel lahanası, brokoli, keten tohumu, havuç, sarımsak, greyfurt, lahana, papaya, üzüm, soya ve tahıllar… gibi.
Domates de bunlardan biri. Bu özellik, domatese kırmızı rengini veren ‘likopen’ maddesinden kaynaklanıyor. Karoten ailesinden bir madde olan likopen, vitaminler gibi vücudumuzda üretilmiyor ve bunun dışarıdan besinlerle alınması gerekiyor. Likopen domatesten başka karpuz, greyfurt ve bazı tropikal meyvelerde de bulunuyor.
Likopenin antioksidan özellikler taşıdığını gösteren pek çok araştırma var. Bundan dolayı da likopenin hem kanserlere ve hem de kalp damar hastalıklarına karşı koruyucu etkisi olabileceği düşünülüyor.
Domatesten vazgeçmeyin
FDA’ nın raporuna bakıp sakın ha, domatesi defterden silmeyin, sofralarınızdan eksik etmeyin. Bunu, kendini ‘Domates yiyorum ya, kanser olmayacağım’ diye kandıranlar için ve tüketicilerin pazarlamacılar tarafından aldatılmalarını önlemek için bir uyarı olarak kabul edin.
Domatesin veya başka herhangi bir sebze ve meyvenin tek başına kanseri önleyebileceğini iddia etmek zaten mümkün değil. Çünkü, kanserlerin oluşumunda pek çok risk faktörü var. Beslenme sadece bunlardan biri.
Kanser için sigaradan sonra ortadan kaldırılması mümkün olan en önemli risk faktörü şişmanlık. Sebze ve meyvelerin giderek daha az tüketilmeleri ve çok fazla tuz kullanılması da kanser riskini artırabiliyor. Alkolün de kanserojen olduğunu söylemeye gerek yok.
Neticede, domates yemeye devam edelim, ama domatesten mucizeler beklemeyelim.