Gençlerbirliği Spor Kulübünün Başkanı, sakallı futbolcuyu takımda istemediğini belirtti. Ve burası İmam Hatip Okulu mu diye de, ilave etti.
Her dönem, kendine özgü bir görüntü yaratmak için; kılıkta ve kıyafette başı işaretler verir.1960-1970’li yıllarında, parkalı ve bıyıklı genler, kendilerinin solda olduklarını ifade ediyordu.
Amerikan karşıtı genler bıyık ve parka giyince onların etkisinde olan diğer gençlikte, bu modaya ayak uyduruyordu.
Şimdi pompalanan ideolojinin görüntüsü olarak, sakal moda oldu.
Sakal sadece İslamiyet’in bir görüntüsü değildir.
İnsanlık sakalı kesecek teknolojiye ulaşıncaya dek, sakallı gezdi.
Sakalı kesecek teknolojiler oluşunca, sakalsız erkek medeniyetin işareti olarak algılandı.
Bu iş öyle bir aşmaya geldi ki; Rusya’da, Çar I. Petro, “sakal vergisi” almaya başladı.1672-1725.
Giderek, sakal sadece, din adamlarına özgü bir üniforma olarak kaldı.
Günümüz Türkiye’sinde sakal; ticaretin, yandaş siyasetin olmazsa olmazı oldu.
Sakallı ve kravatsız olma hali, adeta bir üniforma ve aidiyet göstergesi gibi oldu.
Laik olmama üniformasına dönüştü.
Kadının çarşafa girmesiyle, erkeğe de sakal bırakma görevi verildi.
Sakalı bıraktınız mı, kimliğinizi ve aidiyetinizi teşhir etmiş oluyorsunuz.
Ekranlar, ticaretin başka bir yansıması olarak, pis sakallarla doldu.
Sakal belli bir ideolojinin taşıyıcısı konumuna ulaştı.
Yaşadığımız duruma; kılık kıyafet özgürlüğü adını vermemiz, doğru mu?
İnsanlık bu sakalla neden bu kadar çok uğraştı?
Elbette temizlik ve sağlık için.
Eğer sakal bir insan için bu kadar gerekli olsaydı, insanlık sakal kesme teknolojisine ulaşabilir miydi?
Laik kesim de, sakalı şöyle tartışıyor. Sakallı erkek mi daha yakışıklı, sakalsız mı?
Düzenle bütünleşen sakal, düzenden geçinen laiklerin de kafasını çeliyor. Ve sakalı destekler hale geliyor.
Kadında “Türban neyi örtüyor” diye tartışmıştık.
Türban siyasi İslam’ı iktidara taşıyan bir taşıyıcı olarak kullanılmıştı.
Yani Türban bir mevziiydi. Muhalefetin yardımıyla Türbanı aştılar.
Bakalım sakalı kullanarak hangi mevzilere varacaklar?
Batı ve emperyalizm hep geldiği ülkelerde, en gerici güçlerle işbirliği yapmışlardır.
Batı bu sebepten sakallıyı çok sever.