Ne güzeldir bu yaz sıcaklarında Sait Faik okumak..
Her noktadan, köşe başlarından, havadan, sulardan, topraktan bir “hişt..hişt..” sesi beklemek-duymak..
Biz, 214 üyeli, “Ankara Turkuaz Mahalle Dayanışması” olarak, akşam üzeri, park çimenliğinde toplanıp öyküler okuduk Sait Faik’ten..
Hişt, Hişt; Dülger Balığının Ölümü, Haritada Bir Nokta..
Mahalle olarak bu ilk edebiyat buluşmasında genç arkadaşlar gönüllü oldular ve öyle sevecen, içten güzel okudular ki öyküleri, zannettim ki Sait Faik o uzun boyu-güleç, aydınlık yüzü ve sevimli köpeğiyle yanı başımızda oturuyor çimenlikte..
“Sait Faik Kızılay’da” diye yayımlanmış bir öykümü de anımsadım birden..
Yazar ilk dönem öykülerinde, sömürücülere kızar, emeği-emekçiyi yüceltir.
Semaver, Sarnıç gibi öyküler.
Sonra; insan sevgisi ve iyilik duygusu ağır basar öykücülüğünde. Örneğin; Kalorifer ve Bahar.
Lüzumsuz Adam öyküsünde şehirden korkan, insanlardan uzaklaşan ve kaçan bir Sait Faik görürüz.
Son Kuşlar’da çok büyük çevre duyarlığı görürüz. “Yeşil” bir hikaye vardır burada.
Son dönem öykülerinde, örneğin Alemdağ’da Var Bir Yılan’da, yepyeni biçimler dener, bazı duygularını daha açık ortaya koyar.
Önceleri çok sevdiği o güzel İstanbul’a başka duygularla bakar.
Daha önceki öykülerinde “bir insanı sevmekle başlar her şey” demişti, şimdiyse “bir insanı sevmekle bitiyor her şey” demiştir.
Havada Bulut’un Ay Işığı bölümünde nasıl bir dünya istediğini açıklar;
“…sefillerin bulunmadığı…haksızlıkların olmadığı…korkmadan…doğru şeylerin söylendiği bir dünya”
Nasıl olacağı konusunda açık-seçik düşünceleri yok yazarın.
Sömürüyü görür, nasıl biteceği konusunda bir şey söylemez.
Ütopyaları var, küçük üreticiliği öne çıkarır. Medarı Maişet Motoru isimli romanında örnekleri var.
Büyük sanayi üretimi ve işçiler ilgi alanı dışında.
Orhan Kemal’i çok sever ve onun gibi yazamayacağını da belirtir.
İşçi sınıfını yakından tanısa, içlerinden gelse elbette yazacak ama böyle bir ortamı yoktur.
“Gericiliği savunmamak şartıyla edebiyatta her konuya yer vardır” diyor.
Türk Öykücülüğünün Sabahattin Ali ile birlikte temel iki damarını oluşturan bu büyük İnsanları ve yazarları, öykü ve romanlarını çok çok okuyalım, önerelim.
Turkuaz Mahalle Dayanışması bu güzel etkinliğiyle yeni ve çok daha güzel birlikteliklere imza atacaktır.
Adeta, “iyilik evden ve mahalleden her alanda örgütlenmeyle başlar” anlayışının unutulmaz bir örneğidir.
Dostlara teşekkür eder, herkese sevgi ve üretken günler dileriz.