Bir çok ümit verici sesler, nefesler, yürekler var çevremde. Türkçenin düzgün olarak kullanılması için yayılması için kendini vakfetmiş, Türkçenin dünya dili olması için uğraş veren cesur yürekleri yazımın en başında ayakta alkışlıyorum.
Hayatta her zaman bir ikilem vardır. Bu ikilemin en önemlisi norm ve reel çatışmasıdır. Normatif olarak baktığımızda Türk dilinin ve Türkçenin eklemeli diller ailesinden olarak hem teknik, hem coğrafi hem kültürel açıdan dünya dili olması için hiç bir eksiği veya yetersizliği yoktur. Reele baktığımızda ise, durum hayli farklıdır. Ne var ki sacayağının üç ayağından ikisi olan ekonomik ve teknolojik temel maalesef her geçen gün Türkçemizin aleyhine gelişmektedir.
Bir taraftan da üç hatta dört kıtada çok önemli ağırlık teşkil eden Türkler gerek demografik ağırlığı gerekse kültürel derinliği ile varlık göstermekte iken, bu toplumların/ulusların lideri konumunda olan Türkiye’nin koskoca Kültür Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı daha özelde G. Mustafa Kemal ATATÜRK’ün bize armağanı olan Türk Dil Kurumu maalesef uyumaktadır.
Türk dil kurumu Ankara’nın köhne kasvetli devlet dairesi konsepti içine kendini hapsetmiş olduğundan TÜRKÇE ALEYHİNE DÜNYA DİLİ OLMA YÖNÜNDE TRENİN KAÇMAKTA OLDUĞU GERÇEĞİ fark edilememektedir.
Göz göre göre, tek dil haline rakipsiz olarak gelen İngilizce karşısında güzel Türkçemizin yok olmaya (maalesef) makus talihine adeta itilmektedir. Devletin icraa organını elinde tutan sözde muhafazakar AKP İktidarının bu konuda ne derece hassas olduğu veya olmadığı ortadadır.
İşin en kötü yanı ise, bu önlenemez geriye gidişe en tepedekilerin dur deme niyetine girmemesidir. Türk Dil Kurumu Başkanı bu gün bu vebalin altındadır. Atatürk’ün ölümünden bu güne kadarki Türk Dil kurumu Başkanı ve Kültür Bakanları da Türkiye sahip çıkılması konusunda hemen hemen tamamına yakını ihanet içinde olmuşlardır. Bu günse gerek kamu yönetiminde gerek basın yayın organlarında tek egemen dil olan İngilizce terimler adeta dilimize sel gibi doluşmaktadır. Bu süreç Türk Dil kurumu yetkililerinin göz önünde olmasına rağmen, ilgili kurumun yetkilileri mikroskobik faaliyetlerini büyütüp önemli misyon yürüttüklerini ZANNETMEKTEDİRLER. Dahası maalesef kendini kandırmaktadırlar.
İşin en kötüsü de, bir taraftan artan oranlı olarak Türkçenin erimesi karşısında hala inisiyatif kullanılmak istenmemesidir. Ben şahsen bütün Dünyanın dil bilimcilerinin bir kongre vesilesi ile bir araya gelerek “Dünyadaki Bütün İnsanların Aynı Dili Konuşuyor Olması” nın hem olumlu yönleriyle hem olumsuz yönleriyle tartışılması gerektiğine inanıyorum.
Bir taraftan Türkçe hızla erimekte, bir taraftan da İngilizce eğitim yapıldığı veya öğretildiği ZANNEDİLMEKTEDİR. Madem Türkçeye sahip çıkmıyorsunuz, bari İngilizceyi eğitim kurumlarında adam gibi öğretin. Ya da İngilizceyi de resmi dil haline getirin. KISACA ÖNCE KENDİNİZE SONRA REELE SONRA TOPLUMA KARŞI DÜRÜST OLUN.
Türkçe’nin dünya dili olması konusundaki beklenti treni kaçmıştır. Buna karşın aksi yönde kayda değer bir girişim de bulunmamaktadır. Aksi yönde gelişme veya girişimler olsaydı, bu gün için şahsen ben 6 yıldır bilim puanım yeterli olmasına rağmen yabancı dil yetersizliği nedeniyle Doçentlik unvanı için bekliyor olmazdım.
Ey etkili ve yetkililer, lütfen inisiyatif delinen güzel bir kavram var. Lütfen onu kullanın. Türk kültürünün yayılması ve güçlenmesi Kültür Bakanlığını en temel misyonudur. O halde Türkçemizin yaygınlaşması, düzeltilmesi / ıslahı yönünde basın -yayın organlarının kaçında ne kadar haber tanıtım veya kampanya düzenlenmiş ortadadır.
Bu gün Türkiye dünyada sözü geçen etkili ve yetkili lider ülkeler arasında yer edinirken Türkçe neden bu sürece paralel olarak yaygınlaşmamakta, ve daha ötesi aradaki bu makas her geçen gün neden açılmakta.
Ee, sevgili okurlar, bu günkü Türk Dili kahvesinden gülümseten bir fal çıkaramadım. Yanılıyor olmayı ne çok istiyorum bir bilseniz.
Not
Bu yazı, http://www.bilgiagi.net, http://www.bilgievreni.com, http://www.kamudanhaber.com, http://www.haberanaliz.net, http://www.siyasalforum.net, http://www.gunesgazetesi.net, http://www.gercekgazete.web.tr, ile, Gerçek Gazete, Balıkesir Demokrat, Güney Marmara Yaşam ve Fatsa Güneş gazetelerinde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.
Sevgili Dostum;
Güzel yazmışsın Türkçemize olan ilgisizliği, duyarsızlığı..
Oysa dil kimliktir, yazarların anavatanıdır..
Hele de şu ifade çok hoşuma gitti. “…yetkilileri mikroskobik faaliyetlerini büyütüp önemli misyon yürüttüklerini ZANNETMEKTEDİRLER.
Bürokrasinin verimsizliği de zaten burada.
Değil mi?
sevgilerimle..