Sevgili okurlarım. Ülkemizin dışa bağımlılıktan kurtulabilmesi için, üç temel bileşenin neler olduğu hakkında düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istedim. Bu temel bileşenlerin birincisi “eğitim-öğretim”, ikincisi “tarım ve hayvancılık” tır. Bu iki bileşeni bir önceki yazarportal.com/@murseladiguzel köşemde yazmıştım. Şimdiyse üçüncü bileşeni olan sağlık hakkındaki düşüncelerimi, aynı köşemde, sizlerle paylaşmış olacağım.
Sevgili okurlarım. Sağlıklı yaşam derken, öncelikle sağlıklı yerleşim alanları aklımıza gelir. Çünkü sağlıklı yerleşim alanlarında yaşayan insanların sağlık sorunları, düzensiz yerleşim alanlarında yaşayan insanlardan ne yazık ki, farklılık göstermektedir. Sağlıklı yaşam üzerine kurulan sağlık merkezleri, öncelikle halk sağlığıyla ilgili olarak, sağlık ocakları doktorlarıyla hastane doktorları sorumludurlar. Ne yazık ki bu yapılanma yeterli değildir. Bu nedenle, hangi ölçüler içinde sağlıkla ilgili önlemler alınırsa alınsın, halk sağlığının sorunsuz olması için öncelikle sağlıklı kentlerin oluşturulması gereklidir. Böyle bir gerekliliğin kaçınılmaz olduğu bilincine varılmalı ve derhal eksikler giderilmelidir. Yani, herkes için sağlıklı yaşam programı vazgeçilmez olmalıdır. Sağlık sadece parası olanlar için değil, herkes için çok önemlidir. Bunun içindir ki, köylerden başlayarak, kentlerin sağlıklı, temiz ve güvenli bir yerleşim yeri haline getirmesi, birinci derecede yerel ve genel yöneticilerin aslı görevleri arasında sayılır. Bu yapılanma üzerine hareket edildiği takdirde, tüm vatandaşların sağlıklı yaşamaktan mutlu olacakları, sağlıklı bir çevre kavuşmuş olurlar. Vatandaşların düşünsel hareketleri dikkate alınmadan, ayrımcılık yapılmamalıdır.
Vatandaşlarımızın yaşadığı bölgelere bakılmadan, eşitlik temelinden yola çıkarak; din, mezhep, dil, ırk, kültür, sınıf ve düşünce farkı gözetmeksizin, eşit ve kaliteli bir yaşam ortamı sağlanması gerekir. Şöyle ki, yerleşim alanların durumuna göre, eğitimde, sağlıkta, ulaşımda ve çevre gibi alanlarda genel ve yerel yönetimlerin ortak projeler geliştirme zorunluluğunu dikkate alınarak, uygulamaya koyulmalıdır.
Sevgili okurlarım. İşin özüne ve kaynağına inildiğinde, ekonomik faaliyetler sırasında oluşabilen çevresel yıkımı önleyerek, çevre ile barışık teknolojilerin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılmasına öncelik verilmelidir. Günümüzde azda olsa oluşan çevresel yıkımın ve kirliliğin önüne geçilmesi sağlanmalıdır. Ülkemiz genelinde bölgesel ayrıcalık yapılmadan, çevre sağlığına önem verilerek, su, toprak, hava ve besinlerin kirliliğinin önlenmesine yönelik çalışmalar, aralıksız sürdürülmelidir. Sebebine gelince, çevrenin yaşanır olması, insanların sağlıklı bir yaşam sürmesine bağlıdır.
Sevgili okurlarım. Bilinmesi gereken hususlardan biriside, çevremizi kirli hale getiren insan faktörü dizginlenmelidir. Dahası, insanlar kişisel menfaatleri sonucunda, çevreyi kirletmekte ve doğaya zarar vermektedirler. Bu gibilerine derhal engel olunmalıdır. Bu durumu yaratanlar ıslah edilmeli ve temiz bir çevrenin oluşumu sağlanmalıdır.
Mürsel ADIGÜZEL
Eğitimci Yazar Halk Şair