Sağlıklı olmanın ve sağlıklı kalmanın birinci şartı moralli olmaktır. Yani sinir hücrelerini fazla yıpratmamaktır. Çünkü bütün hücreler kendini yeniler. Fakat sinir hücrelerinin yorgunluğu üzerinde kalır ve çabuk yaşlanırsın. Onun için beyindeki bütün olumsuzlukları kaldırıp atacaksın.
İkinci olarak düzgün ve çiğ besleneceksin. Sonra spor, deniz, temiz hava vb.
Bütün bunları yapmak zor mu? Hayır.
Bazen kulakların duymayacak, bazen gözlerin görmeyecek!
Gülümsemek illa da gülümsemek. Bu demek değil ki kötülüklere karşı da gülümseyelim. Kendimizi parçalamadan tavır koyalım. Ama sonra yine iyimserliğimize geri dönelim.
Her şey ölçülü (kararında) olmalı.
Kalbimizi, midemizi yormayalım.
Bu sabah kalktım: Elimi-yüzümü yıkadım. Biraz sonra Elacığım uyanıp kendini dedesinin kollarına atacak. Bir mutluluk ki sorma. Bu arada hanım kahvaltımı hazırladı.
Yayladan topladığım çiçekler, evimin önündeki ıhlamur ağacından topladığım yapraklarıyla birlikte kaynayan suya bırakılarak demlenmiş çay. Kadırga obasından aldığım taze yayık tereyağı, Sütpınar’dan gelen peynir, Kızılağaç obasından Selma bacının yolladığı çökelek, dut pekmezi, köy çileği reçeli, rafadan köy yumurtası, köy domatesi-salatalık, Sökenin dağından zeytin ve en önemlisi dere otu-maydanozdan oluşan güzel bir kahvaltı yapacağım.
Dışarı çıkıp gazeteleri okuduktan sonra denize atacağım kendimi.
Her zaman olmasa bile bu işi zaman zaman yapıyor ve mutlu oluyorum.
İnsan dünyaya bir defa gelir.
Çok paran olsa ne olur sağlık olmadıktan sonra.
Bu beyin benim değil mi?
Nereye kırarsam oraya gider.
Güçlü olmak, ilim yapmak, çocukları yetiştirmek ve onları geleceğe hazırlamak kendine olduğu kadar vatana da hizmettir aynı zamanda.
Böyle gelmiş böyle devam eder diyemezsin.
Daha iyi olacak diyeceksin.
“Denedim olmuyor”
Olana kadar uğraşacaksın.
Bu beyin onun için yaratıldı.
Her şey elimizde.
Sağlıklı uzun ömürler diliyorum.