Son zamanlarda yapılan bir başka araştırmada psikolog Karina Schumann, Jamil Zaki ve Carol S. Dweck insanların empatinin değişmez bir kişilik özelliği değil de geliştirilebilir bir yetenek olduğunu öğrendiklerinde, kendi ırklarının dışındaki gruplara karşı empati hissetmek için daha fazla çaba gösterdiklerini bulmuşlardır. Sadece empati ile ilgili bakışımızı değiştirerek, bize benzemeyen kişilere karşı da empati duyabiliyoruz.
Empatinin tam olarak gerçekleşmesinin üç kuralı vardır;
Bir insanın kendisini karşısındaki kişinin yerine koyarak, olaylara onun bakış açısıyla bakması,
Karşısındakinin duygu ve düşüncelerini doğru olarak anlaması ve hissetmesi,
O kişiyi anladığını ona ifade etmesi.
Empati yapabilmek bir kültür ve vicdan meselesidir. Geçmişten ders çıkarmış deneyimlerini sentez etmiş ve karşısındakini hızlı yargılamadan sınırlar oluşturmaktır. Engelli empatisi için sosyal sorumluluk projesi gerçekleştirmiştik. Engelli rampalarının tam önüne arabasını park eden bir vatandaşımıza yaptık. Yanlış duymadınız. Tam da bunu gerçekleştirdik. Tam 1 Saat aracının başına gelmesini bekledik. Engelli arabasına oturmasını ve o kaldırıma aralık bıraktığı rampadan çıkmasını istedik. Elbette ki yapamadı. Eğitimli birisiydi. Hızlı davrandığını bir yere acil yetişmesi gerektiğini söyledi. Tam 1 Saat. Yaptığımız empati farkındalık çalışmasıyla kendisinden utandığını ve bundan sonra çok dikkat edeceğini ifade etti. Gözleri görmeyen vatandaşlarımız için kaldırımlarda sarı ve hafif tırnaklı bantları görmüş olmalısınız. Kaldırımlardaki sarı bantlar, görme engelli vatandaşların bastonlarıyla dokundukları sarı çizgi üzerindeki küçük çentikleri hissederek yollarını bulabilmelerini sağlıyor bantların başlangıcı var tam ortalarında deformeler mevcut. Hemen belediye veya kurumları suçlamayın. Onların üstünde motosiklet veya bisiklet sürüşü yapılmamalı. Zarar verilmemeli. Bunların örneklemesini çok yapabiliriz.
Gelelim Siyasette empati kültürüne;
Bazı kişiler, örneğin iktidar sahibi güçlü kişiler, genellikle diğerlerine karşı daha az empati duyuyor gözükürler. Bazı deneyler sonucu kısa süreliğine güç sahibi kişi rolüne atanan kişilerin beyin aktivitelerinin düşük empati seviyesiyle uyumlu olduğunu bulmuşlardır. Geldiğin yeri, çektiğin zorluğu unutmak ve karşındakini anlamakta zorluk çekmek. Buna empati yoksunluğu ve güç zehirlenmesi diyebiliriz. Siyaset daha çok ötekileştirilerek yapılıyor. Mecliste emekli aylığı için onay verenlerin sadece bir gün için yer değiştirmelerini istiyorum.
Bir aylık hak gördükleri ücretle geçimlerini nasıl sağlayacaklarını yaşamalarıdır empati.
Siyasi seçimlerde yanlarında duran işsiz gençlere her türlü umudu verip, elde ettikleri makamdan sonra sözlerini unutmanın adıdır.
Depremde onca acı çeken, evsiz kalanların acısını anlama yetisidir.
Soğukta dışarda üşüyen, aç kalan canlıları sıcak yuvanda üzülerek hissetmektir.
Partnerini duygusal olarak aldatırken kendini onun yerine koyabilmektir.
Tok yatarken, aç yatanı anlamaya çalışmaktır.
İnsan emeğini, vefasını ve özverisini yok saymamaktır.
Oysa Empati kişinin farklı toplumsal kültüre mensup bireyleri daha kolay anlamasını sağlar. Empati ile sevgi, saygı, hoşgörü artmaktadır.
Kendini başkasının yerine yüksek, orta ve alt seviyede olsa başarabilmektir empati.
Sosyal, ekonomik, siyasal sorunların giderek arttığı bir dünyada, empati eğitimlerinin çok görmek, gelecekte ülkenin sahibi olacak öğrencilerimizin empati kurabilen birey olmaları önem arz etmektedir.
Empati yalnızca iyi bir iletişim kurmayı sağlamakla kalmaz, aynı zamanda iş ortamında güven, işbirliği ve motivasyon yaratır.
Bugün bana, yarın sana… Aç kalan, dünyayı anlar….
Etkili iletişime giden yol empatiden ve anlayıştan geçer……..