Kolum kırıldığından beri çok sevdiğim hobilerim resim ve prografi sanatını yapamıyordum.
Oysa, yazmanın dışında beni en çok o iki sanat mutlu etmekteydi.
Hadi, tek parmakla tuşlara dokunabiliyor, yazabiliyordum. ..
Peki, hiç aynaya bakıyor muydum?
Geçen gün genç komşum beni kahve içmeye davet etmişti. Çok mutlu etti beni. Bir ara saçlarım dikkatini çekmişti ki,
“Ablacığım, ne zaman istersen saçlarını boyayabilirim,” dedi.
Eve gittiğimde ilk işim günlerce bakmadığım aynaya koştum.
Evet, saç diplerimden beyazlar çok belirgin çimlenmişti. Genç komşuma hak verdim.
Onun gözleri hep güzeli görmek istiyordu.
Kuaförüme telefon açıp randevu almak istedim, akşama doğru belki sıra gelebilirmiş.
Bende komşuma zahmet vermek istemedim. Kendi işimi kendim göreyim, istedim. Ve sağ elime güvendim.
Artık, “olursa olur, olmazsa olmaz,” düşüncesiyle bu sabah tek elimle saçımı boyadım.
Saçımı kuruturken gözlerim kızıl ışıltılara değince mutlulukla ışımıştı.
Başarmıştım!
Saçımı kuruturken de düşündüm açıkçası.
Çünkü hiç kendimi bu kadar bırakmamıştım.
Ama geçen gün okuduğum hikayedeki kadın gibi olmaktan Allah beni korusun.
Şimdi o hikayeyi merak ettiniz sizde değil mi?
Bende seve seve alıntı yapacağım.
“…Önceki gün yolda giderken yanıma üstü başı kirli, saçı başı dağınık, evsiz olduğunu düşündüğüm bir kadın yaklaştı ve akşam yemeği için bir 20 lira vermemi istedi.
Cüzdanımdan 20 lira çıkardım ve sordum;
─ Eğer bu parayı sana verirsem, bununla akşam yemeği yerine şarap almaz mısın?
─ Hayır, yıllar önce içkiyi bıraktım, diye cevap verdi kadın.
─ Peki bu parayla yiyecek almak yerine alış verişe gitmez misin? diye sordum bu defa.
─ Hayır, alış veriş için boş zamanım yok, diye cevap verdi evsiz kadın. Bütün zamanımı hayatta kalmak için harcamalıyım, diye ekledi.
─ Bu parayla yiyecek almak yerine, güzellik salonunda yada kuaförde harcamaz mısın? diye sordum.
─ Deli misin, dedi kadın. 20 yıldır saçlarımı bile yaptırmıyorum.
─ Pekala, dedim. Sana bu parayı vermeyeceğim, onun yerine seni, kocam ve benimle beraber akşam yemeğine güzel bir restorana götüreceğim.
Evsiz kadın çok şaşırdı.
─ Bunu yaptığın için kocan sana kızmayacak mı? Çok kirliyim ve muhtemelen iğrenç kokuyorum, dedi.
─ Sorun değil, dedim. Önemli olan kocamın alışverişten, kuaförden ve şaraptan vazgeçen kadınların neye benzeyeceğini görmesini istiyorum.”
Evet, bu hikâyede evli çiftlere kıssadan hisse çıkartmak mümkündür.
Çünkü çirkin kadın yoktur.
Bakımsız kadın vardır.
Hep sevgiyle ve mutlu kalın.
Emine PİŞİREN/Kocaeli