Amerika’nın Türkiye düşmanlığını gizlemek için yapılan algı operasyonlarından birisi de, Rusya ve Çin de emperyalisttir propagandası yürütülüyor.
Bunun da ötesinde emperyalizm tanımı üzerinde yeni ucubeler yaratılıyor.
Amerikan saldırılarını saklamak artık mümkün olamayacak kadar açık hale gelince, Rusya’nın mı kucağına oturacağız diye karşı bir iddia oluşturuyorlar.
Amerika’nın yanında Türkiye’ye karşı savaşan, Gladyo kalıntılarının yeni propaganda teknikleri ‘Şimdi de Rusya’nın kucağına oturacağız” şeklinde ifadesini buluyor. Kucağa oturmaya alışık olduklarından yeni ittifakları kucağa oturmak sanıyorlar.
Sözde kendilerini antiemperyalist konumdaymış gibi sunma ve güvenirlilik kazanarak propaganda yürütme tekniklerine şahit oluyoruz.
Bunları biz, Kurtuluş Savaşı tarihinden çok iyi tanırız. Mandacılıktan başka hiçbir kurtuluşa şans tanımayanlardır.
Neymiş, Rusya askeri emperyalistmiş! Bu uydurma tanım da yeni çıktı. Emperyalist ülke, sadece askeri araçlarla olmaz. Para, finans, kültür, dayatılan yeni normlar olmadan, sadece işgaller olur. Ve orada kalır.
Önce emperyalist ülke tanımını bir kez daha yerli yerine oturtalım.
- Emperyalist ülke para basar ve bastığı parayı ezilen halklara satar. Asıl sömürü finans kanallarından yürütülür.
- Emperyalist ülke sömürgelerini yönetir. Sömürür.
- Normlarını kabul etmeyen ülke liderlerine karşı müeyyide uygular. Ülke liderlerini asar.
- Emperyalist ülke kendi tanımlarını, kendi kültürünü, kendi normlarını sömürünün gereği olarak mazlum ülkenin normları olarak kabul edilmesini ister.
- Darbeler, hükümet değişiklikleri, komplolar hazırlar ve uygular.
- İşgaller gerçekleştirir.
- Emperyalizmin gereği olan her şeyi ister meşru olsun ister olmasın, kendi emperyalist çıkarları için uygular.
Türkiye’yi, Soğuk Savaş dönemi dahil, 1950 yılından bu yana Amerika yönetir. Tüm hayati kararların altında ABD vardır. Tüm darbelerin arkasında ABD vardır.
Amerikan emperyalizmi bu kadar açık ve net iken, mazlum ülkenin kendini savunmak için giriştiği tüm ittifak etkinliklerini başka bir emperyalist ülke ile iş birliği olarak tanımlamak, ABD gitmesin anlamındadır. ABD mandacılığıdır.
Kurulu sömürü düzeninden işbirlikçi çıkarı olan bir kısım aydınlar, canhıraş bir şekilde, yeni ittifaklara karşı yeni provokasyonlar, yeni iddialar, yeni algı operasyonları yürütüyorlar.
Emperyalizmle savaş, her zaman olduğu gibi bir iç savaştır. Bu savaş, İlk önce medyada başlar. Medyadaki savaş bitince, diğer kirli ve örtülü savaşları denerler.
Kurtuluş Savaşı sırasında da Amerikan mandacılığını savunuyorlardı. Şimdi de aynı konumdadırlar.
Gerçek saldırının ABD’den geldiğini gizlemek artık mümkün olamadığından, ABD güzellemeleri sırıtmaktadır. Bunu Batıcılık adına da yürütmek artık mümkün değildir.
İktidarın yaptığı büyük hatalar üzerinden yürüyerek, ABD saldırılarını masummuş gibi göstermenin de bir sonu olacaktır.
İktidarın yanlışlarından giderek, doğruları da yanlış gibi anlatmak ülkeye verilecek en büyük bühtandır.
S-400 Savunma Sistemleri Amerikan emperyalizmine karşı alınmış bir tedbirdir. Atlantik’in bitimini, Avrasya’nın başlangıcını işaret eder.
S-400 alımı, Amerikancıları üzmüş yurtseverlerin yüreğine su serpmiştir.
bulentesinoglu@gmail.com