– Anayasa’nın 24. maddesinde ‘din ve ahlak eğitim öğretimi devletin gözetim ve denetimi altında yapılır’ hükmünün bulunması,
– Lozan Antlaşması’nda ve öteki uluslararası sözleşmelerde azınlıklar için imtiyazlar değil, vatandaşlarla eşit haklar tanınmıştır. Din görevlilerinin özel okullarda değil devlet okullarında yetiştirilmesi, Anayasa, Anayasa Mahkemesi kararı, Yüksek Öğretim Kurumları Kanunu ve Milli Eğitim Temel Kanunu ile düzenlenmiş devlet politikasıdır. Bu nedenle azınlıklara verilecek bir hak vatandaşlar arasında azınlıklar lehine bir eşitsizliğe neden olur.
T.C. Devleti, din görevlilerini bir devlet okulu olan İmam Hatip Okulları ve devlet üniversiteleri bünyesindeki İlahiyat Fakülteleri’nde yetiştirmektedir. Eğitim-öğretim faaliyetleri devletin denetimi ve gözetimi altında yapılmaktadır. Hiçbir cemaat veya zümreye bu konuda ayrıcalık tanınmamıştır.
Heybeliada Ruhban Okulu 1971 yılında ‘Özel Yüksekokulları Kapatan Kanun’un yürürlüğe girmesiyle kapanmıştır. Bu kanun çıkartılırken ve Anayasa Mahkemesi’nin 625 Sayılı Özel Öğretim Kanunu’nun bazı maddeleri iptal edilirken hiçbir şekilde Heybeliada Ruhban Okulu’nun kapatılması amaçlanmamıştır.
Yapılan düzenlemelerle, özel üniversitelerin açılmasına ‘devlet denetiminde olma’ şartı ile izin verilmiştir. Ancak, Patrikhane bu şartı kabule yanaşmadığı için, Heybeliada’daki okul açılamamıştır. Patriğin ‘kendi din adamlarımızı eğitme hakkından mahrumuz’ iddiası doğru değildir. Patriğin, sadece dini eğitim vermesi gereken bir kurumun, devletin denetimi altında faaliyet göstermesine rıza göstermemesinin nedenlerini anlamak güçtür. Bununla beraber patriğin ve kendisine bağlı 12 metropolitin T.C. vatandaşı olma şartlarının da (ki bu şartlar Lozan Antlaşması’nın ilgili maddeleri gereğidir) kaldırılması isteği göz önüne alınırsa; yani ikisi bir arada değerlendirilirse durum açıklığa kavuşacaktır.
Sonuç:
1) Fener’deki Patrikhane,kendisine yasaklandığı halde siyasi faaliyetlerde bulunmaya devam etmektedir.
2) Patrikhane, siyasi faaliyetleriyle Türkiye’ye yönelik şer çemberinin içerisinde olduğunu kanıtlamıştır.
3) Patrikhane Türkiye’den çıkartılmalıdır.”
Her inanan, vatansever, Müslüman, Türk ve insanın mutabık kaldığı bu gerçekler önemlidir. Fener Rum Patrikhanesi bir ihanet şebekesi olarak maalesef faaliyettedir. Rum okullarının açılması faaliyetleri hızla devam etmektedir.
“Gizli Dünya Devleti” ile “Büyük İsrail Projesi”nin bir parçası da bu okulların açılmasıdır. İktidar hükümeti bu hata ve ihanet içine düşmez sanırım. Buna yüce Mevla’da müsaade etmeyecektir.
Yazımı anlayanlar için yine bir şiirimle bitireyim:
GELSİN!
Kördüğüm ruhtaki fikir,
Çelikten halatla bağlı.
Sıtk ile yürekten zikir,
Sır dolu örümcek ağlı.
Bir nesil zamane çağlı,
Dürüste diyorlar Dağlı.
ÖZENLER VAR İSE GELSİN,
AKKIN KATINDA YÜCELSİN
Hürriyet adı kelepçe,
Uzakta kaldı Halepçe,
Feryat ile sesledikçe,
Kör nefisler istedikçe,
İmanı şer besledikçe,
Gerekli binler dilekçe.
DEĞERLERİM KALDI ÖKSÜZ,
ÇINARLAR YIKILDI, KÖKSÜZ.
Lâiklik ve Demokrasi,
Tanzimat’la Bürokrasi,
Ağızlarda Teokrasi,
Siyasette Oligarşi,
Düzen isterse Monarşi,
Kimler oldu, kime asi
AĞIZLARDA SAKIZ OLDU,
BİR MİLLETİN BENZİ SOLDU.
Yanan mazlum, maznun millet,
Toplumu kapladı illet,
Miras yedi cibilliyet,
En büyük hastalık gıl let,
İbrahim’i bir milliyet,
Çekilir mi zalim zillet.
KUVVET HANİ, KİMDEN YANA,
SORMAZLAR MI, SANA, BANA.
Adaletin terazisi,
Ağa/Paşa arazisi,
Vekillerin farâzisi,
Kader-i Hakkın yazısı,
Baronların hem bazısı,
Kemik bekleyen tazısı,
HAK OLMAZ İSE BOZULUR,
HAKKANİYETTE TOZ OLUR.
Allan nûrunu tamamlar,
Bunu bilmez mi Hahamlar,
Kiri paklamaz hamamlar,
Asır üstü zamanlar,
Günah yüklü hamallar,
Gözlerini hep yumanlar,
KEMÂLİ’NİN KALEMİNDE,
CÜMLE İSLAM ÂLEMİNDE.