Sophia ve onun hatırlattıklarıyla ilgili yazacak çok şey var. Bir önceki günce türünde yazımda biraz bahsetmiştim Sophia‘dan. Orada bahsettiğim bir iki uç, daha da çoğaltılabilir veya uzatılabilir.
Konu farklı yerlere kadar gelir. Hangi yerlere kadar gelir? Ekonomik sistemlerin değişimine ve tabii ki sosyal yaşantıların değişimine, toplumsal tanımların değişimine kadar gider.
Yorumlamak kolay, aslında. Örnek olarak; bir 20 yıl öncesinde robot denilince bunu nasıl algılardık? Sevimli, tuhaf, eğlenceli… aslında, çocuksu bir algılamayla algılardık.
Telefon konusu da benzer şekilde değerlendirilebilir. Yine bir 20 yıl önce, veya 30 yıl önce, telefon dediğiniz şeyi nasıl algılardık? Robota nazaran biraz daha gizemli, herkesin ulaşamayacağı… gibi gibi biraz daha zihne uzak “UFO”msu bir şeymiş gibi algılardık.
…
Gündüzleri süper marketleri dolaşıyorum… Didim‘de yazlıkçılar çoğaldı, haliyle. Tatilci modu nasıl bir moddur? Biraz daha hareketlidirler tatilciler. Yıl boyu beklenen bir şey olduğu için tatilcilik modu, buraya tatile gelindiğinde de biraz sanki acelecilik bileşeni de vardır tatilcilerde.
Bir süpermarkete girdiğimde, içeri şöyle bir bakarım genel olarak. Çekirge sürülerine benzetmeye başladım tatilcileri. Tatil dönemlerinin dışında kalan zamanlarda bu marketler, yine kalabalık olabilmesine rağmen bu kadar hareketlilik yoktur. Yaz döneminin dışında insanlar daha yavaş hareket ediyorlar, yani.
Televizyonlarda görürdük. Ufuktan kara bulutlar gibi peyda olurlar, ince cırcırlı ses uçları ve yanı sıra biraz da uğul uğulluk harmoniği… sonra tarlalara bir çökerler, her şeyi talan ederler. Çekirgeler.
Bu manzaralar aslında herkesi rahatsız eder.
Tabiat kanunları açısından bakarsak, her canlı türüne lüzum olduğunu görürüz fakat işte bir sebepten, bir dengesizlikte veya insanın doğaya müdahalesi sebebiyle de diyebiliriz, bazı canlı türleri anomali seviyesinde çoğalmaya başlar. Bir kısım tür de azalmaya başlar. Sadece hayvan-canlı türleri açısından bakmamak lazım. Doğa olayları da, hatta atmosfer dışı dengeler bile değişmeye başlar. Bir şeyler azalır bir şeyler çoğalır.
Bir canlı türü olarak “insan”ın, sayısal olarak çoğaldığı doğrudur. Meseleye “insaniî” açıdan bakarsak, bu kötü bir şey değildir, diyebiliriz. Yani, hepimiz insanız falan… gibi şeyler. Ama sadece bilimsel ve teknik açıdan bakarsak bu pek de iyi bir şey değil.
Çünkü, insanın, diğer canlı türlerinden pek çok farkı var. Aynı-türüne ve-ya yan türlere bu kadar çok zarar veren bir başka tür yoktur, sanırım.
…
Sistemler değişti. Ekonomik sistemler. Aslında şimdi de sömürü sistemi devam ediyor. Sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada. Bilim ve teknoloji açısından bakarak çok basit bir şey söyleyeyim. İnsanı sömürmektense, bir robotu sömürmek daha mantıklı duruyor. Para denen şeye ihtiyaç yok. Daha doğrusu, ihtiyaç kalmadı artık.
Bir bahçede, bir tarlada, kendi küreğini yapabilen, kendi toprağını işleyebilen, üstüne üstlük bilimsel analizler yapabilen, hasat yapabilen, hasadı ekini römorka yükleyip fabrikalara götürebilen … robotlar olduktan sonra para ve insan kavramı biraz tuhaflaşıyor.
Bahçe-tarla örneği verdim. Siz, bu örnekleri bir ekonomik sistemde her alanda yeniden düşünün. İnsana ve paraya gerek yok.
Para kavramı, puan kavramına şimdiden evrildi bile.
…
Gelecekte yine çekirgeler olabilir. Doğaya katkıları nedir çekirgelerin? Vardır bir katkıları. Belki de sadece beslenme piramidindeki bir üst tür canlı katmanına yemek olsunlar diye vardırlar.
İnsan kavramı farklı biraz. İnsanın, beslenme piramidinde alta üstte yiyemeyeceği şey yok. Davranışsal açıdan bakarsak; insanın benzeyemeyeceğini hayvan türü de yok.
…
Süper marketlerde gezerken çokça sormaya başladım. Niye çekirgelere benzetmeye başladım insanları, ben?